SAMSUN (İHA) - Türkiye'nin, 2005 yılı Dünya Rekabet Gücü Yıllığı Puan Tablosu'na göre rekabet gücü yükselen ülkeler arasında yer aldığı, ancak global rekabette makro ekonomi, altyapı, sağlık ve ilköğretim unsurlarının zayıf karnını oluşturduğu belirtildi. Türkiye'nin global rekabet gücünün daha da yükselebilmesi için KOBİ'lere "Stratejiniz olsun" çağrısı yapıldı.
Samsun Sanayici ve İşadamları Derneği (SAMSİAD) tarafından Omtel Otel'de düzenlenen "İş Tanımı ve Strateji" konulu seminer veren Karum Danışmanlık ve Bilgi Hizmetleri Yönetim Danışmanı Sezer Aksoy, özellikle KOBİ'ler için "Strateji" konusunun en öncelikli sırada yer alması gerektiğini ve strateji belirlemenin KOBİ'ler için lüks olmadığını belirtti.
Üretim ve pazarlamada uygulanan strateji sayesinde şirketler ve ülkelerin rekabet gücünün artabileceğine işaret eden Sezer Aksoy, "Rekabet gücü, bir ülkenin ekonomik refah ve yaşam standardını yükseltebilmesi için gerekli ekonomik güçtür. Rekabet gücü endeksi; makroekonomik ortamın kalitesi, bir ülkenin kamu kuruluşlarının durumu ve teknolojik yeterliliği üzerine kurulmuştur. Ülkemiz, 2005 dünya rekabet gücü yıllığı puan tablosuna göre rekabet gücü yükselen ülkeler arasındadır. Ancak global rekabette Türkiye'yi enflasyon oranının hala yüksek oluşu ve kamu açığı zorluyor. Türkiye'nin yumuşak karnını makro ekonomi, altyapı, sağlık ve ilköğretim unsurları oluşturuyor. Bütün bu unsurlardan ülkenin işletmeleri ve bütün insanları etkileniyor" dedi.
"STRATEJİ, FARKLI OLMAKTIR" Seminerde, rakiplerin sunduğu faydaları daha düşük maliyete ya da rakiplerin sahip olmadığı farklı faydalar içeren teklifler sunulabildiğinde rekabet avantajının oluşturulabileceğini ifade eden Aksoy, rekabet gücünün arttırılabilmesi için de işletme yönetimlerinin sürekli iyileştirilmesi, teknolojik altyapıya önem verilmesi ve ihracat yapma yeteneğinin geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Şirketlerin, dolayısıyla ülkelerin büyümesinin önündeki engellerin stratejik güç, pazarlama kapasitesi, pazarlık gücü, kaynaklara erişim ve kullanımı, aşırı büyüme arzusuyla odaktan uzaklaşma ve büyümeye karşı direnç gösterilmesi olduğunu dile getiren Aksoy, "Büyüme stratejiyle, strateji farklı olmakla ilgilidir. Stratejimizi rekabetin değişen tanımına göre yapmalıyız. Bugün ürünler birbirine benziyor. Müşteriler farklı. Müşteri payı önemli ve müşteri işbirlikçi. Müşteri için ürün aranır ve müşteri yönetilebilir. Üretim yatırımlarımızı müşteriye göre yapmalıyız. İstenen miktarda ürünü ve hizmeti üretebilmeli ve zamanında teslim etmeliyiz. Maliyet ve kalitesini de istenen seviyede tutabilmeliyiz. Mevcut müşterilerimize daha fazla miktarda ve sıklıkla satış yapabilmeli, müşterimizi rakiplerimize kaptırmamalı, yeni müşterileri kendi müşterimiz yapmalı ve karlılığı sağlamalıyız" diye konuştu.
Stratejinin; büyük çaplı askeri operasyonları planlama ve yönetme bilimi olduğunu, bu bilimin, kuvvetlerin düşmanla gerçek bir karşılaşma için ondan önce davranarak en avantajlı konuma yerleştirmeyi gerektirdiğini söyleyen Aksoy, şirketlerin savaş alanının ise müşterilerin ve müşteri adaylarının zihni olduğuna değindi.
"KARLI MÜŞTERİ PEŞİNDE KOŞULMALI" Aksoy, şunları söyledi:
"Şirketler strateji tasarımında ihtiyaçlar ve beklentileri göz önüne almalıdır. Konumlandırmada fiyat, imaj, fiziksel özellikler ve dağıtım önemlidir. Strateji tasarımı, doğru müşteriyi seçmek için vardır. Müşteriye kimsenin hazırlamadığı teklifle gidilmelidir. Üretim yapılırken coğrafya, nüfus yapısı, sosyo-ekonomik durum ve müşteri psikolojisi iyi değerlendirilmelidir. Bunların yapılabilmesi için de KOBİ'lerin ve bütün işletmelerin büyüklüğüne göre bünyelerinde uzmanlara yer vermesi veya danışmanlık hizmeti alması gerekmektedir."
Nüfus yapısında cinsiyet, yaş ve yaşam dönemlerinin önemine işaret eden Aksoy, şirketlerin karlı müşteri peşinde koşmasını istedi. Aksoy, kar sağlamayan, hatta zarar ettiren müşterilerin elenmesi gerektiğini vurguladı. Aksoy, üretimde yaşanılan yerin gelenek ve kültürünün de önemli olduğuna dikkat çekerek, "Ayrıca, kendi müşterimizin ihtiyaçlarına, rakiplerimizin müşterilerinin beklentilerine, potansiyel müşterilerin ise kullanma ve satın alma alışkanlıklarına hitabedebilmeliyiz" açıklamasında bulundu.
Pazarlama ustası Theodore Levitt'in, "Yeni rekabet, şirketlerin fabrikalarında ne ürettiği arasında değildir, rekabet, fabrikadan çıktıktan sonra çıktı mamule eklenen paketleme, hizmet, reklam, müşteri tavsiyesi, finansman, ulaştırma aranjmanları, depolama ve insanların değer verdiği diğer biçimler arasındadır" dediğini belirten Aksoy, pazarlık gücünün öneminin altını çizdi.
Aksoy, herhangi bir iş veya üretimde ilk olmanın farklılaştırıcı bir fikir olduğunu da sözlerine ekledi.