ANKARA (İHA) - TBMM Töre ve Namus Cinayetleri Araştırma Komisyonu çalışmalarına katılan UNİCEF Türkiye temsilcisi Liala Pietters'ı dinledi.
TBMM Töre ve Namus Cinayetleri Araştırma Komisyonu bu hafta içinde UNİCEF temsilcisi Liala Pietters'ı dinledi. Pietters, komisyona verdiği bilgilerde Türkiye'yi mevzuatta son dönemde yapılan değişikliklerden dolayı överken, töre cinayetleri ile 'çocuk evlilikleri' konusunda eleştirdi. Namus adına işlenen cinayetlerin sadece Türkiye'de sorun olmadığını, birçok ülkede de namus adına cinayetler işlendiğini belirten Pietters, "Araştırmalarımız bize gösterdi ki namus adına işlenen cinayetler feodal geçmişi olan toplumlarda görülüyor. Bunun din ile yada etnik özelliklerle alakası yok. Diğer bir önemli konuda çocuk evliliği. Burada dikkatinizi çekmek istiyorum. Erken evlilik demiyorum. Çocuk evliliği diyorum. Çocuğun onayı alınmadan zorla yapılan evlilikler bir sorun olarak karşımıza çıkıyor" dedi. Tutanaklara da geçirilen görüşmede Pietters, Türkiye'yi hem eleştirdi hem de övdü. Pietters, komisyona bilgi verirken kadına karşı şiddet yapan bazı ülkelerin bunu kabul etmediğini ifade ederek, "Kadına ve çocuğa şiddet denilince de zaten kadın dediğimiz zaman genelde 18 yaş altı kız çocukları da genelde zorla evlendirilmiş çocuklar oluyorlar. Tabii bu savunu çalışmaları kapsamında birçok araştırma yapılıyor ve bu araştırmalar kadına ve çocuğu yönelik şiddetin çeşitleri üzerinde yoğunlaşıyor. Çeşitlerden en önemlisi aile içi şiddet bir diğeri namus cinayetleri ve bu sadece Türkiye'de bir sorun değil. 18 yaşın altında evlenecek kişinin de görüşünün alınması gerekliliği mevzuat içerisine konulmuşsa da ki bu birçok ülkede var, zengin fakir fark etmiyor, birçok ülkede çocuk evliliği hala ve de görüşleri, çocuğun onayı alınmadan yapılan zorla yapılan çocuk evlilikleri hala bir sorun olarak karşımızda" diye konuştu.
Meclis oturum başkanının, "Komisyon çalışmaları için sizi buraya çağırdık. UNICEF'in bu konularda yapmış olduğu çok güzel çalışmalar var. Dünya genelinde Türkiye ile kıyaslayabileceğimiz bilgilere sahip. Bunları bizimle paylaşır mısınız?" sorusuna Pietters, "Çocuk haklarına dair sözleşmenin kabulünden sonra UNICEF bu konularda uğraşıyor. Çocuğa ve kadına şiddet konusunda birçok araştırma var. Sizler de kabul edersiniz ki birçok ülke kadına ve çocuğa yönelik şiddetin problem olduğu kabul edilmiyor. Bu konuda savunu çalışmalarına ağırlık veriliyor. Kadın dediğiniz zaman genelde 18 yaş altı kadınları da kapsıyor. Çocuk yaşta zorla evlendirilmiş vakalarla karşılaşıyoruz. Bunlar araştırılıyor. Kadına yönelik şiddetin çeşitleri üzerinde yoğunlaşılıyor. Çeşitlerden en önemlisi aile içi şiddet ve namus cinayetleri. Bu sorun sadece Türkiye'nin sorunu değil. Birçok ülkede namus adına işlenen cinayetler sorun. Özellikle tarım toplumundan endüstri toplumuna geçiş ülkelerinde bu sorun ile karışlaşıyoruz. Bu iki grup arasındaki çatışmaların yoğun olan ülkelerde bunlar ile karışlaşıyoruz. Bu araştırmalar gösterdi ki cinayetlerin din ile etnik düzen ile bir ilgisi yok. Bunların feodal yapı ile ilgisi var" cevabını verdi.
Önemli bir sorunun da çocuk evlilikleri olduğuna işaret eden Pietters, "Dikkat etmenizi istiyorum, erken evlilikler değil çocuk evlilikler diyorum. 18 yaş altındaki kız çocukları zorla evlendirilmişler. Rızaları alınmadan evlendirilmişler. Bununla ilgili olarak mevzuatınızda düzenlemeler var ama. Birçok ülkede de var. Zengin fakir fark etmiyor. Rızaları alınmadan evlendirilmiş çocuklar hep karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
Bir başka şiddet türünün tecavüz olduğunu dile getiren Pietters, "Ben burada Türk hükümetini kutlamak istiyorum. Çünkü evlilik içi tecavüz yasada suç olarak kabul edildi. Bu birçok Avrupa ülkesinde dahi yok" şeklinde konuştu.