HABER

Konuşurken beyin ameliyatı oluyorlar

Konuşurken beyin ameliyatı oluyorlar

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı'nda uygulanan bir yöntemle felç, konuşma ve görme bozukluğu oluşmasını engellemek amacıyla hasta yarı uyanık haldeyken, konuşarak ameliyat ediliyor. Parkinson ve tümörden biyopsi alınması ameliyatlarında bu yöntemi uyguladığını açıklayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Sertaç İşlekel, "Kafatası açılıp beyine ulaşıldığında verilen ilaç kesilip, hasta yarı uyku haline getiriliyor.

İlaçların etkisiyle neler yaşandığını tam olarak bilmeyen hasta, kafatası açık durumdayken doktorun sorularını yanıtlıyor, telkinlerini yerine getiriyor. Operasyonda kafatası açık olan hasta, doktor ve anestezi uzmanlarıyla siyasetten ekonomiye kadar pek çok konuda sohbet ediyor. Beyin dokusunun acıyı hissetmemesi özelliğinden faydalanılarak, hastanın gözleri açık, bilinci yerindeyken gerçekleşen nefes kesen operasyon sayesinde hastada hiçbir bozukluk kalmıyor." dedi.

Bu yöntemi son 6 yıldır uyguladığını açıklayan Prof.Dr.İşlekel, "Hasta operasyon sırasında verdiğimiz komutları yerine getirerek elini ve kolunu hareket ettiriyor. Hastanın gözleri açık, bilinci yerindeyken gerçekleşen bu operasyon sayesinde hastada hiçbir olumsuzluk yaşanmıyor. Narkoz da almadığı için ameliyattan sonra hasta 1 saat kaldığı yoğun bakımdan yürüyerek servise iniyor. Uyanık ameliyat yöntemini tercih eden hastalar uyandıklarında operasyon anını hayal gibi hatırladıklarını anlatıyor." diye konuştu.

Yöntemi 6 yıl önce dünyada ilk defa Amerika ile aynı zamanda uygulamaya başladıklarını anlatan Prof.Dr.İşlekel, "Operasyondan önce hastanın konuşma, görme ve hareket merkezlerini görmemizi sağlayan fonksiyonel MR'ını çekiyoruz. Beyni açtığımızda hastayı uyandırıyoruz. Beyin dokusu üzerinde fonksiyonel merkezler gözükmüyor. Bu yüzden bu bölgelere zarar vermeden operasyonu gerçekleştirmek için test uyguluyoruz. Beyindeki tümör veya kisti çıkartma aşamasında hastalıklı dokunun etrafına zararı olmayan elektriksel uyarı veriyoruz. Hasta elektrik akımına rağmen telkin ve sorular doğrultusunda konuşabiliyor, ayağını ve elini hareket ettirebiliyor. Bu sayede elektrik verdiğimiz bölgenin fonksiyonel merkez olmadığını anlıyoruz. Ve hastalıklı dokuyu bu bölgeden girip çıkartıyoruz. Örneğin elektrik verildiğinde hasta konuşamıyor veya ayak ve kollarını oynatamıyorsa o bölgede konuşma ve hareket merkezi olduğunu anlıyoruz. Ve tümörü başka bir bölgeden girerek alıyoruz. Bu işlemleri yaparken hastanın bilinci açık oluyor. Beyin dokusuna müdahale acı vermediği için hasta acı hissetmiyor." dedi.

İHA

En Çok Aranan Haberler