"Şeffaf Bilgiye Ulaşmak İçin" başlığıyla yapılan paylaşımlarda illerdeki şüpheli ya da pozitif vakalar ve test sonucu pozitif çıkan sağlık çalışanlarının sayısı tek tek açıklanıyor.
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde PCR testi yapılan merkezlere Erzurum'dan sonra Van ve Diyarbakır da dahil edildi. Bu haftadan itibaren bölgedeki diğer illerden gönderilen testlere bu merkezlerden bakılmaya başlandı.
BBC Türkçe'nin ulaştığı il tabip odaları, valiliklerin başkanlığında kurulan Pandemi Kurullarına TTB ve illerdeki sağlık sendikalarının, meslek odalarını dahil edilmemiş olmasından şikayetçi.
Tıbbi malzeme ve koruyucu ekipman eksikliği de görüşmelerde öne çıkan bir diğer ortak sorun.
Hekimler, hastaların Aile Sağlık Merkezleri'ne yönlendirilmesi ile bu merkezlere yığılmanın arttığına dikkati çekiyor ve koruyucu ekipman eksikliği nedeniyle sağlık çalışanlarının kendini güvende hissetmediğini vurguluyorlar.
TTB'nin açıklamasına göre Diyarbakır'da 150 hasta Covid-19 teşhisi veya şüphesi ile hastanelerde yatıyor, altı hasta yoğun bakımda tedavi ediliyor ve Cuma gününden yana hayatını kaybeden hasta sayısı ise 5'e yükselmiş durumda.
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir, Diyarbakır'da Covid-19 teşhisi konmuş veya karantinaya alınmış sağlık çalışanın olmadığını söyledi.
Sağlık çalışanlarının en büyük risk grubunda olduklarını hatırlatan Demir, başta koruyucu ekipmanlar olmak üzere çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesi ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile salgınla mücadelede daha verimli çalışabileceklerini vurguluyor.
Enfeksiyon riskini evine taşımak istemeyen sağlık çalışanları için otel, yurt ve misafirhanelerin sağlanması gerektiğini belirten Demir, Diyarbakır'da bir öğrenci yurdunun sağlıkçılara tahsis edildiğini ekledi.
BBC Türkçe'ye konuşan Van Tabip Odası Başkanı Özgür Deniz Değer, bir asistan hekim ve iki hemşire dahil olmak üzere Van'da 70'in üzerinde şüpheli, 20'ye yakın pozitif vaka olduğunu söyledi.
Hakkari'de ise pozitif vaka yok. Van'daki vakalar İskele Semt Polikliniği ve eski bir özel hastanede tedavi ediliyor.
Van ve Hakkari Tabip Odası, İran'da ilk vakaların çıkmasıyla sınır kapılarının derhal kapatılması, acil önlemlerin alınması, çalışmaların şeffaf yürütülmesi çağrısı yapmıştı.
Değer, "Biz o zaman kapılar hemen kapatılsın dedik ama çok sonra yapıldı ve o zamana kadar 2-3 bin kişi Türkiye'ye geldi. Çoğu İranlı turist İstanbul'a geçti, sınırda ticaret yapanlar gidip gelmeye devam etti. Bu yüzden Van üzerinden Türkiye'ye çok sayıda pozitif hastanın girmiş olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Değer, sınır kapıları kapatıldıktan sonra kaçak geçen çok sayıda mültecinin olduğunu, sınırda onlar için sahra hastanesi kurulduğunu, bu hastanelerde görevlendirilen sağlık çalışanlarının ilk günler ekipmansız muayeneler yapmak durumunda kaldıklarını hatırlattı.
Sağlık çalışanları için koruyucu ekipmanın eksikliğinin Van'da da devam ettiğini söyleyen Değer, şunları ekledi:
"Devletin hastanesinde depolarında yeterli sayıda ekipman olabilir doğru ama bunların ne kadarı sağlık çalışanına dağıtılıyor bilmiyoruz. Covid-19 hastasına bakıldığında verilen ekipman ayrı ama virüsü taşıyan ve belirti göstermeyen vakalar da var, onlardan da bulaşma olabilir."
"Hekim arkadaşlarımız, kendi imkanlarıyla aldıkları maskenin üzerine hastanenin verdiği cerrahi maskeyi kullanıyor. Bu maskenin kullanım ömrü iki saat ve dokunduğunuzda atmak zorundasınız. Siz bu maskelerle önlem alıyoruz diyorsanız bu doğru bir önlem değildir."
Van Tabip Odası Başkanı, son 20 yılda en küçük şikayette bile hastaları hastanelere yönlendiren sağlık politikasının uygulandığını, bu politikanın sonucunda insanların virüs salgınına rağmen acillere ve Aile Sağlık Merkezileri'ne (ASM) yoğun bir şekilde gitmeye devam ettiğini söyleyerek, riskin ASM'lere doğru kaydığını öne sürdü.
Değer, son günlerde Van cadde ve sokaklarında çalışmak zorunda olan insanlar dışında, insan kalabalığında gözle görülür bir azalma olduğunu da belirtti.
Sosyal sınırlamanın sadece 65 yaş üzerine uygulanmasının tek başına yeterli olmadığını, buna karşılık Türkiye'nin kapsamlı bir sosyal sınırlama için geç kalmış olabileceğini savundu.
"Geniş kapsamlı bir sınırlama için çok geç kaldık gibi görünüyor, belki artık her evde bir kişi hastadır ya da virüsü taşıyor olabilir. Şu aşamada en önemli şey kendimizi korumak ve sosyal mesafeyi tavizsiz uygulamak" uyarısında bulundu.
Türk Psikiyatri Derneği Üyesi olan Doktor Özgür Deniz Değer, sağlık çalışanlarının kendilerinin korunduğunu, desteklendiği, koruyucu ekipmanın eksiksiz verildiğini bilmesi halinde daha rahat şekilde çalışacağının altını çizdi.
"Sağlık çalışanını sadece alkışlamak yetmiyor, onun korunmasının sağlanması gerekiyor. Aksi takdirde onların beden ve ruh sağlığını korumak zor olacaktır" diyen Değer, Türkiye'de koronavirüs salgınıyla mücadele eden birçok sağlık çalışanın kendisini güvende hissetmediğini kaydetti ve derneklerinin sağlık çalışanlarına yönelik birkaç gün içinde online terapi seansları başlatacağını duyurdu.
Mardin ve Van Tabip Odası Başkanlarının Covid-19 salgınıyla ilgili yaptıkları açıklamalar nedeniyle geçtiğimiz günlerde ifadeleri alındı.
TTB konuyla ilgili açıklama yaptı ve "Bilgilerin paylaşılmasının engellenmesi girişimlerini sakıncalı buluyoruz" dedi.
Mardin Tabip Odası Başkanı Osman Sağlam, "İfadeden sonra bizi hastaneye götürüp sağlık kontrolünden geçirdiler, hukukçu arkadaşlar bunun fiili bir tutuklama olduğunu söyledi" dedi.
Mardin'de 500'ü aşkın şüpheli, 30 civarında pozitif vakanın olduğunu, pozitif vakalar içinde dört hekim bir de hemşirenin yer aldığını belirten Sağlam, Covid-19 tanılı 63 yaşında bir hastanın da Salı günü hayatını kaybettiğini aktardı.
Sağlam, "Binin üzerinde şüpheli vaka evlerinde izolasyonda olan vakalar da var. Pandemi kurullarına dahil edilmediğimiz için gerçek bilgilere ulaşamıyoruz, hastanedeki vakalara ulaşsak da test sonuçlarına ulaşamıyoruz bu durum elimizi, kolumuzu bağlıyor" dedi.
Sağlam, umreden gelenlere, sınır kapılarından giriş yapanlara, birçok ülkeye giden nakliyecilere ilk günlerde test yapılmadığını hatırlattı. Artan pozitif vakalar nedeniyle İstanbul ve İzmir gibi kentlerinden memleketlere doğru bir iç göç yaşandığını vurgulayan Sağlam, bütün bunların sonucunda Mardin'de ani bir yükselme tehlikesi beklediklerini de söyledi.
14 Kasım'da görevden alınan ve Tarsus Cezaevi'nde tutuklu bulunan kronik astım hastası Mazıdağ Eski Belediye Eş Başkanı Nalan Özaydın'ın, Covid-19 salgını nedeniyle cezası ev hapsine çevrildi. Eve gönderilmeden önce hastaneye yatışı yapılan Özaydın, çekilen tomografiye göre Covid 19 yüksek şüphesi tanısı konuldu. Test sonuçları iki gün sonra çıkacak olan Özaydın hastanede izolasyonda tutuluyor.
Mardin Tabip Odası Başkanı Osman Sağlam, bu vaka üzerinden yola çıkarak salgının cezaevlerinde yayılması tehlikesine dikkati çekti ve Tabip Odası olarak bu konuda endişelerinin yüksek olduğunu ifade etti.
Batman'da şüpheli 20, pozitif vaka 8. Şüpheli bir hasta transferi sırasında temas dolayısıyla hastanede izole edilen 112 ekibinin test sonuçları bekleniyor.
Batman Tabip Odası Başkanı Selahattin Oğuz, sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipman sorunun büyük oranda devam ettiğini söyledi.
İkinci basamak kamu hastanelerinde ihtiyaç halinde koruyucu ekipmanın kontrollü olarak dağıtıldığını ama ASM'lerde ekipman sorunun halen devam ettiğini aktardı.
Virüs şüphesine karşı eve gitmek istemeyen sağlık çalışanları için Batman'da bir öğrenci yurdunun tahsis edildiğini, ama yemek ve ulaşım sorunlarının devam ettiğini ifade etti.
Pandemi İl Koordinasyon Kurulu'nun daha hızlı ve verimli çalışması için Tabipler Odası'nın da çalışmaya dahil edilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
Batman Tabip Odası başkanı, asıl mesleği hekimlik olan Batman Belediye Başkanı'nın koruyucu sağlık hizmetlerin halka ulaşmasında bu salgın döneminde önemli katkıları olduğunu söyledi. Belediye başkanının görevden alınıp yerine kayyum atandığını hatırlatan Oğuz, bu durumun salgın ile mücadeleyi etkileyebileceğini, güven ilişkisini sarsabileceği risklerini doğurduğunu savundu.
Pandemi İl Koordinasyon Kurulu toplantılarına şu ana kadar davet edilmediklerini hatırlatan Oğuz, bu süreçte atılacak adımların şeffaf olması gerektiğini, işbirliği ile hızlı bilgilendirmenin sağlanabileceğini, karar alma ve uygulama sürecinde toplumsal katılım için sağlık çalışanlarının meslek örgütleri sürece dahil edilmesinin hayati olduğunu vurguladı.
Cezaevi gibi toplumsal mekanların koşullarının virüs salgını karşısında en riskli yerler olduğunu hatırlatan Oğuz, bunun için Ceza infaz Yasası'nda eşitlik prensibi gereği toplumu rahatlatacak düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade etti.
Şırnak'ta 3 pozitif vaka ve onlarca şüpheli mevcut. Pozitif vakaların birinin umre, birinin Irak'a seyahat öyküsü var.
Şırnak Tabib Odası Başkanı Serdar Kuni, Şırnak Devlet Hastanesi'nin Pandemi Hastanesi, Cizre ve Silopi Devlet Hastanelerinin Karantina hastanesi ilan edildiğini söyledi.
Kuni, Aile hekimleri başta olmak üzere Beytüşşebab ve Uludere gibi merkeze uzak ilçelerde ciddi ekipman sıkıntısı olduğunu belirtti.
"Sağlıkçı arkadaşlarımız çok tedirgin ve gerekli tedbirler alınmadığı için endişeliyiz" diyen Kuni, HDP ve şehirdeki sağlık örgütlerinin bir kriz merkezi oluşturduğunu, il milletvekilleri dahil bu merkezden halka yönelik uyarı ve çağrıların her gün yapıldığını belirtti.
Doktor Serdar Kuni, Cizre ve Şırnak sokaklarında bir hafta öncesine göre insan sayısında gözle görülür bir azalma olduğunu aktardı.
TTB verilerine göre Gaziantep'te 36 pozitif vaka var, 6 yoğun bakım hastasının ikisinin durumu kritik. Bu kentte 1 diş hekimi, 2 sağlık çalınanın test sonucu pozitif.
Şanlıurfa'da 70 şüpheli, 6 pozitif hasta var.
Her iki kentte, Suriyeli mülteci sayısı 500 binlerin üzerinde. Hekimler, sürecin şeffaf ilerlemediğini vurguluyor ve vaka sayılarının artacağından endişe duyuyorlar.
Şanlıurfa Tabip Odası, şehirde krizin birkaç kişinin aldığı kararlarla yönetildiğini, alınan kararların ve uygulamaların hemen her gün değiştiğini savunan bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi.
"Bu değişiklikler nedeniyle bu salgının içinden çıkılmaz bir kaos halini aldığını gözlemlemekteyiz. Sağlık kurumları ve çalışanlar açısından toplumsal tüm mekanizmalar (kamu-özel-oda-sendika) bir araya gelerek bu süreç en az hasar ile atlatılabilinir. Tüm toplumsal mekanizmaların olmadığı pandemi yönetiminin daha kötü sonuçlar doğuracağı artık gözle görülür bir gerçekliktir."