HABER

Koronavirüs: 'İkinci dalga biziz' deyip, önlemlere karşı çıkanlar ne istiyor?

ABD ve Avrupa kentleri başta olmak üzere koronavirüs önlemlerini protesto eylemleri yayılıyor. Maskesiz ve önlemsiz toplanan, Bill Gates'i hedef alan, "aşı faşizmi" kavramını kullanan eylemciler kim ve talepleri ne?

Koronavirüs: 'İkinci dalga biziz' deyip, önlemlere karşı çıkanlar ne istiyor?

ABD ve Avrupa kentleri başta olmak üzere koronavirüs önlemlerini protesto eylemleri yayılıyor. Maskesiz ve önlemsiz toplanan, Bill Gates'i hedef alan, "aşı faşizmi" kavramını kullanan eylemciler kim ve talepleri ne?

Almanya'nın başkenti Berlin, 1 Ağustos'ta başka bir siyasi etkinlikte bir araya gelemeyecek farklı grupların ortak eylemine sahne oldu. "İkinci dalga biziz" sloganıyla Brandenburg Kapısı'nda toplananlar arasında aşırı sağ gruplardan vegan aktivistlere, komplo teorisyenlerinden aşı karşıtlarına çok çeşitli kesimlerden 20 bini aşkın kişi vardı.

Ortak noktaları maske takmamaları ve koronavirüsü dizginlemek için alınan önlemlere karşı çıkmaları olan eylemciler, "İkinci dalga biziz" ve "Direniş" sloganlarıyla yürüyüş yaptı.

https://twitter.com/Reuters/status/1289542654259159041?s=20

Deutsche Welle'nin (DW) haberine göre, hükümetin salgınla ilgili politikasını eleştiren kalabalık, medyanın konuyla ilgili yayınlarına da bütünüyle şüpheyle yaklaşıyor. DW muhabiri, eylemi takip ederken defalarca maskesini çıkarmaya zorlandığını ve hakarete uğradığını aktarıyor.

Eylemi Stuttgart merkezli aşırı sağcı bir örgüt organize ederken, seçilen temanın "Tag der Freiheit" yani "Özgürlük Günü" olması da dikkat çekici bulundu. "Tag der Freiheit", Leni Riefenstahl'ın 1935 tarihli Nazi propaganda filminin ismi olarak hafızalarda yer ediyor.

https://twitter.com/AFP/status/1290089886049923072?s=20

Aşırı sağ grupların favorisi Alman İmparatorluğu bayraklarının taşınması da dikkat çeken diğer bir motif olarak aktarılıyor. Almanya'nın siyasi yapısını reddeden neo-Nazi Reichsbürger hareketi de eylemde boy gösteriyor.

Bu siyasi sembollerin yanında barış işareti taşıyan pankartlara ve gökkuşağı temalı bayraklara rastlamak eylemler hakkında kafaları karıştıran diğer detaylar. İşin aslı, salgın önlemlerine karşı yapılan eylemlerde ortak bir ideolojik pozisyon bulmak mümkün değil.

Bill Gates ve aşı karşıtlığı

Berlin'deki eylemin katılımcıları arasında, koronavirüs salgınını tamamen reddedenler, aşı karşıtları ve Bill Gates'e tepki gösterenler elbette dikkat çekiyor.

Koronavirüs önlemlerinin hükümet tarafından otoriter bir rejim kurma hedefinin bahanesi olarak ortaya sürüldüğünü düşünenlerin sayısı hiç az değil. Buna göre salgın önlemleri adı altında özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkmak gerekiyor.

Diğer bir söylem, aşının hükümetler tarafından kitleleri bastırmak ve itaat ettirmek için bir araç olduğu yönünde. Bunu düşünenler "aşı faşizmi" altında yaşadıkları söylemini tercih ediyorlar. Berlin'deki eylemde de aynı kavramın pankartlara yansıdığı görülüyor.

Birçok gösterici de Microsoft'un kurucusu Bill Gates'i doğrudan hedef alarak sloganlar atıyor ve ABD'li iş insanının insanları iradeleri dışında aşılayarak vücutlarına mikroçipler yerleştirmeyi hedeflediğini ileri sürüyor.

Kampanyanın yaratıcıları

Önlemlerin sıkılaşmasını takip eden komplo teorileri, aşırı sağ söylemle bir araya gelerek son birkaç aydır sosyal ağlarda örgütleniyor.

Eylemlerin ilk dalgasını organize edenler arasında, aslında sol kanat bir eski gazeteci olan Anselm Lenz var. Lenz'e göre Alman hükümeti demokrasiye karşı sağlık sektörünün önde gelen şirketleriyle ve teknoloji devleriyle işbirliği yapıyor.

Eski radyocu Ken Jebsen de eylemlere destek veren tanınmış simalar arasında. 2011'de anti-semitik yorumlar yaptığı gerekçesiyle işinden olan Jebsen, YouTube üzerinden kendi yayınını yapıyor. Jebsen'in yayınlarından birinde, Bill Gates'in Dünya Sağlık Örgütü'nü yönlendirerek aşı satışlarıyla para kazanma niyetinde olduğunu söylediği biliniyor. Jebsen'in bu sözleri söylediği video, bir haftada 3 milyon izleyiciye ulaşarak ses getirdi.

Attila Hildmann

Koronavirüs önlemlerini açıktan reddedenler arasında vegan şef Attila Hildmann da var. Hildmann, Bill Gates'i "satanist" olmakla, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i ise "Çin'in kuklası" olmakla itham ediyor.

Almanya'daki eylemin benzerleri, salgın önlemlerinin tüm dünyada sıkılaştığı Mart ayından itibaren farklı ülkelerde de görüldü.

İngiltere'de eylemler çeşitli biçimlerde devam ediyor. Hükümetin 24 Temmuz'dan itibaren kapalı alanların çoğunda maske takmayı zorunlu tutması protesto edildi. Eylemlerde Almanya'ya benzer şekilde aşılar ve maskenin zorunlu tutulması bireysel özgürlüklerin ihlali olarak değerlendirildi.

ABD'deki eylemlerde ise Almanya'dan farklı olarak tepkiler yönetimi hedef almıyor. Aksine, önlemlere karşı çıkanlar arasında ABD Başkanı Donald Trump destekçilerinin ve Cumhuriyetçi parti seçmenlerinin çoğunlukta olduğu belirtiliyor. Araştırma ve düşünce kuruluşu Pew Research Center analizine göre Demokratların büyük çoğunluğu maske takmayı ve önlemleri destekliyor. Cumhuriyetçiler arasında ise uyulması gereken önlemleri benimsemeyenler çoğunlukta.

Berlin

Ekonomik daralmanın etkileri

Salgın nedeniyle ekonominin çarkları birçok ülkede dururken işsizlik sorununun büyümesi ve buna bağlı olarak artan yoksulluk, toplumsal tepkiyi önlemlere yöneltiyor. Başta Avrupa ve ABD olmak üzere aşırı sağ partiler ekonomik daralmaya doğrudan maruz kalan kesimleri etki altına almaya niyetli.

Almanya'daki aşırı sağcı "Alternativ für Deutschland - AfD" (Almanya için Alternatif) Partisi'nin, sağlık kaygısından çok ekonomik kaygıları ağır basan seçmenleri temsil etmeye yönelik söylemleri tercih etmeye başlaması dikkat çekici.

AfD liderlerinden Alexander Gauland, Nisan sonunda parlamentoda yaptığı konuşmada, "Salgın karşısında alınan önlemlerin salgından daha çok zarar vermesi sorununu tartışmaya ihtiyacımız var" diyerek eleştiri oklarını alınan önlemlere çevirdi.

Partinin önde gelen isimlerinden Sebastian Münzenmaier de hükümeti acilen restoranları, otelleri, dükkanları ve diğer kamusal alanları açmaya çağırarak, "Her gün hayatta kalmak için mücadele eden umutsuz yurttaşlarımız bize gelerek önlemlerin gevşetilmesi için bir şeyler yapmamızı istiyor" dedi.

Dünyayı etki altına alınan koronavirüs salgınının nasıl seyredeceği henüz bilinmiyor ancak görünen o ki hükümetlerin aldığı önlemler siyasetin önemli tartışma alanlarından birisi olmaya devam edecek.

En Çok Aranan Haberler