Uzmanlar büyük olasılıkla Çin'de vahşi hayvan satan bir markette başlayan koronavirüs pandemisinin küresel vahşi yaşam ticaretini durdurmak için bir dönüm noktası olduğunu söylüyor.
Dünya çapında insanların diğer hayvanlarla bağını artırmak için çalışan Humane Society International'ın Vahşi Yaşam Müdürü Adam Peyman, Vietnam'da yemek söylemek için bir restorana girdiğinde şok olmuştu.
Menüde nesli tehlikede olan hayvanlardan geleneksel pirinç, erişte ve deniz ürününe kadar yemek vardı. Dikenli vatoz, oklu kirpi, yumuşak kabuklu kaplumbağa, vahşi domuz ve keçi de sunulan yemekler arasındaydı.
Peyman ''Bu yiyecekleri görmek bir sürprizdi. Ancak bu tür vahşi yiyecekler lüks sayılıyor.'' diyor.
Egzotik yemekler bazı Asya ülkelerinde statü ve zenginlik belirtisidir. Vahşi hayvanları yemek veya ilaç sektöründe kullanma arzusu, yasadışı yollarla tedarik edilen, hastalıklar için üreme alanı oluşturan ve virüslerin insanlara sıçrama şansını artıran vahşi hayvan ticaretini şekillendiriyor.
Peyman "Vahşi hayvan tüketimi, özellikle türler arası hastalık taşıyan vahşi memeli hayvanlar insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu hayvanların yaban hayatından yasal olarak alınıp alınmadığını söylemek zor. Bazıları yasadışı bir halde kaçırılıp bu pazarlarda satılıyor olabilir" diyor.
Pazarlar Güneydoğu Asya'nın pek çok ülkesinde görülen tanıdık bir manzara.
Canlı balıklar ve vahşi hayvanların yanında taze meyve-sebzeler satılıyor. Bu pazarlar, isimlerini, yiyecekleri ıslak tutmak için kullanılan erimiş buzdan alıyor.
Bu su aynı zamanda zemini temizlemek veya kesilen hayvanların kanlarını yıkamakta da kullanılıyor.
Londra Zooloji Derneği Müdür Yardımcısı Profesör Andrew Cunningham ''Islak pazarlar salgınlar için bir saatli bomba olabilir'' diyor ve ekliyor:
"Bu hayvanları sırf kendi erzak anlayışımız, eşyamız olarak talan etme biçimimiz bize bir şekilde geri dönüyor ve bu hiç şaşırtıcı değil."
On binlerce ölüme yol açan güncel koronavirüs salgını Vuhan kentinin deniz ürünleri pazarında ortaya çıktı
Bir rapora göre adına rağmen pazarda balıktan daha çok yılan, oklu kirpi ve geyik satılıyordu.
Pazarla ilişkili başlayan vakalar çemberi, dünyaya yayılmadan önce Çin'in içinde önemli ölçüde yayıldı.
Yeni tip koronavirüsün kökeni bilinmiyor ancak büyük olasılıkla bir yarasada ortaya çıktı, oradan bir diğer vahşi hayvana ve sonra da insana geçti.
Bilim insanları yıllardır hayvanlarda başlayan ve insanlara geçe salgınlara dikkat çekiyor. Bunlar arasında Ağır Akut Solunum Sendromu (Sars), Orta Doğu Solunum Sendromu (Mers) ve Ebola da var.
New York merkezli Vahşi Yaşamı Koruma Derneği'nin mesajı çok açık:
"Canlı hayvan pazarlarını yasaklayın, yasadışı kaçakçılığı ve vahşi hayvanların izinsiz avlanmasını durdurun."
Dernek "Bu sadece hastalığın yayılmasını engellemekle kalmayıp, ayrıca nesli tükenmekte olan hayvanlara neyin sebep olduğunu gösterecek" diyor.
Çin'in Vuhan kentinde başlayan salgın bu yıl yasa haline gelmesi beklenen kararla tüm vahşi hayvanların çiftçiliğini ve tüketimini yasakladı.
Oklu kirpi, Afrika misk kedisi ve kaplumbağa gibi hayvan yetiştiren vahşi yaşam çiftlikleri kapatıldı.
Yine de vahşi hayvanların ilaç, evcil hayvan veya bilimsel deneylerde kullanılmalarını sağlayan boşluklar da mevcut.
Aynı zamanda vahşi hayvan üretimli ürünleri kullanan geleneksel Çin ilaç sanayisi var.
Yakın zamanda Çin hükümeti koronavirüse karşı ayı safrası içeren tedavinin kullanımını onadı.
Hayvan hakları savunucuları bu boşlukların geçmişte kaplan ve leopar etlerinde olduğu gibi yasadışı vahşi hayvan eti ticaretine olanak sağlayacağından endişeleniyor.
Karıncayiyen eti halen ulaşılabilir vaziyette ve hayvanın pulları ilaç, tırnakları ise süs olarak kullanılıyor.
Tüm gözler yakın zamanda değişecek olan vahşi yaşam koruma yasasına ve bu boşlukları nasıl giderebileceğine çevrildi.
Komşu ülke Vietnam'da da hükümet pazarlarda ve internette yasadışı vahşi hayvan ticaretine göz açtırmamak için yasaları hızlandırıyor.
Bazıları bu pazarların yerel kültürün bir parçası olduğunu ve yasaklar getirerek değişmesinin kolay olmayacağını söylüyor.
Hong Kong Şehir Üniversitesi'nden Profesör Dirk Pfeiffer asıl meselenin talep olduğunu belirtiyor.
"Bunları piyasaya arz eden kişiler, hayvanlar çiftlik hayvanı olsun olmasın, asıl kazanç kaynağı onlar. Bu sorunu halının altına süpürmek çözüm değil. O yüzden bunun aşamalı bir süreç olması gerekiyor.''
Bu bir salgının ilgiyi vahşi hayvan ticareti üzerine ilk çekişi değil. Çin'de 2002 yılında başlayan ve 700'den fazla can alan Sars salgını yarasalarla ve misk kedileriyle ilişkiliydi. Ancak kaynak hiçbir zaman doğrulanamadı.
Profesör Cunningham gelecekte bir salgını önlemek istiyorsak bunun sonuçları kadar nedenlerine de dikkat etmemiz gerektiğini söylüyor.
Sorunun kökünde doğanın tahribatı ve insanlarla hayvanları karşı karşıya getirmek yatıyor:
"Korunan ormanlarda, ormanlar, ağaçlar hala orada ancak yaban hayatı pazarlara düştü. Parmakla göstermek kolay ancak sırf Çin'de değil, pek çok Batı ülkesinde de bu yaşanıyor. Egzotik evcil hayvanlarımızın olmasını seviyoruz ve bunların çoğu yakalanan vahşi hayvanlar. Bu yüzden evimizi de ülkemizi de düzene koymalıyız."
COVID-19 VE GERÇEKLER - Koronavirüs hakkında inanmamanız gereken hurafeler