Çin'de Aralık ayında ortaya çıkan son koronavirüs dünyanın birçok ülkesine yayılırken aşı geliştirmek için zamana karşı verilen yarış tıp teknolojilerinin sınırlarını zorluyor.
Çin'de yetkililer Salı günü yaptıkları açıklamada, koronavirüsün ortaya çıktığı Hubei eyaletinde Pazartesi günü 108 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Böylece tek bir gün içinde koronavirüsten ölenlerin sayısında yeni bir rekor kırıldı.
Ülkede koronavirüsten ölenlerin sayısı ise 1.016'ya ulaştı. Yetkililer yeni görülen vakaların sayısında ise bir azalma olduğunu kaydetti.
Çin'in Ulusal Sağlık Komisyonu'na göre ülkede toplamda 42 bin 638 kişide koronavirüs tespit edildi.
Çin dışında Hong Kong ve Filipinler'de birer kişi hayatını kaybetmişti.
Virüs, Çin haricinde şu ana kadar 24 ülkede 319 kişide görüldü.
Hükümetler, araştırma enstitüleri, ilaç sanayi ve sivil toplum kuruluşları, virüsün kontrol altına alınması için çok ciddi miktarda para ve kaynak aktarıyor.
Bu tarz durumlarda aşının geliştirilmesi genellikle yıllar sürüyor. Ancak araştırmacılar, kullanılan yeni teknikler sayesinde aşının çok daha kısa bir sürede geliştirilebileceğini düşünüyor.
Son dönemde yapılan ve aşı konusunda umut veren dört önemli gelişme şöyle:
Koronavirüse karşı etkili bir aşı geliştirme çalışmaları, Avustralya'daki Queensland Üniversitesi araştırmacıları tarafından icat edilen "moleküler kelepçe" adlı yeni teknoloji kullanılarak, "görülmemiş bir hızda" ilerliyor.
Bu teknoloji sayesinde, virüsün yüzeyinde insanların bağışıklık sisteminde tepki yaratan proteinler kopyalanabiliyor.
Queensland Üniversitesi'nin Kimya ve Moleküler Biyobilimler Bölümü Dekanı Prof. Dr. Paul Young, bu proteinlerin aşının içinde "genellikle istikrarsız olduklarını ve doğru antikorları tetikleyemeden parçalandığını ya da yapı değiştirdiğini" söylüyor.
Moleküler kelepçe ise bu proteinlerin virüsün yüzeyinde görüldüğü biçimini doğru şekilde kopyalayarak yapısını korumasını ve böylece enfeksiyon durumunda bağışıklık sisteminin de bunları tanımasını sağlıyor.
Üniversite'ye göre aşının altı ay gibi kısa bir sürede test aşamasına gelebileceği düşünülüyor.
Aşılar geleneksel olarak hastalığa yol açan virüs ya da bakterinin zayıflatılmış bir biçimi kullanılarak hazırlanıyor. Ancak, artık virüsün genetik bilgisini kullanarak DNA'sının bir bölümünü sentezleyip çok daha kısa bir sürede aşı geliştirmek mümkün.
Çin, bu bilgiyi 2019-nCoV olarak bilinen virüsün tanımlanmasından üç gün sonra 10 Ocak'ta paylaştı.
Queensland Üniversitesi'nin çalışmaları, farklı hükümet ve yardım kuruluşlarının desteğiyle kurulan Epidemik Hazırlık İnovasyonları Koalisyonu (CEPI) tarafından finanse ediliyor.
Bu grup, 2019-nCoV'ye karşı kullanılabilecek kanıtlanmış aşı teknolojilerine sahip kurumlara ödenek için başvurmaları çağrısı yapıyor.
CEPI ve dünyanın önde gelen ilaç üreticisi GSK, "güçlendirici" adı verilen ve bağışıklık sisteminin tepkisini güçlendiren bir ajanın kullanımı konusunda işbirliğine gittiklerini açıkladı. Bu ajan, bazı aşılara eklendiğinde enfeksiyonlara karşı daha güçlü ve daha uzun süreli bağışıklık sağlıyor.
Şirket, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Güçlendirici kullanımı, yalnızca eser miktarda aşı antikoru kullanarak çok daha yüksek dozlarda üretim yapmamıza olanak tanıdığı için salgın durumlarında özellikle önem taşıyor" dedi.
Burada kullanılan ajan, daha önce domuz ve kuş gribi salgınlarında da kullanılmıştı.
ABD'de Moderna Inc ve Almanya'da da CureVac tarafından farklı bir teknoloji kullanılıyor. Bu teknoloji de vücuda kendi bağışıklık savunma sistemlerini nasıl üreteceğini söyleyen mRNA adlı RNA molekülleriyle birlikte çalışıyor.
DNA'yı, genetik bilgiyi depolayan bir USB bellek gibi düşünürseniz, RNA da bu bilgiyi deşifre eden okuyucu gibi hareket ediyor.
Hücrelerin belli proteinler üretmesi gerektiğinde bu genetik bilgi, hücrelerin içindeki "fabrikalara" mRNA ile taşınıyor.
CureVac, mRNA ile birlikte çalışarak kanser terapileri, antikor terapileri ve ender görülen bazı hastalıkların tedavisi ve aşı geliştirmeyi başardı.
Erken aşama geliştirme bölümünün Kıdemli Direktörü Dr. Tilman Roos, BBC'ye yaptığı açıklamada, bu hücrelerin vücudun savunma sistemini güçlendirmesinin yalnızca birkaç saat sürdüğünü söylüyor.
Roos, 2019-nCoV'in geliştirilen aşının "birkaç ay içerisinde" klinik testlere hazır hale gelebileceğini söylüyor.
Ancak şirketin aşıya ihtiyaç duyulan yerlere götürülebilecek taşınabilir bir "RNA Yazıcısı" geliştirme planları birçok şeyi değiştirme potansiyeline sahip. Bu teknoloji, gerektiği yerde aşı üretimi yapmak için hızlı bir şekilde mRNA sunabilecek.
mRNA teknoloji ayrıca hem CEPI hem de ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nden maddi destek alan Massachusetts merkezli Moderna Inc tarafından da kullanılıyor.
ABD'de insanlar üzerindeki ilk klinik çalışmaların üç ay içerisinde başlaması beklenirken, Moderna CEO'su Stephane Bancel, "hiçbir üreticinin yaza kadar aşı geliştirmiş olamayacağı" uyarısını yapıyor.
San Diego'daki Inovio laboratuvarında çalışan bilim insanları, aşı geliştirmek için nispeten yeni bir DNA teknolojisi kullanıyor. Bu aşının da insanlardaki testlerine yaz ayları başında başlanması bekleniyor.
Inovio'nun Araştırma ve Geliştirme'den Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Kate Broderick, BBC'ye yaptığı açıklamada, "DNA aşılarımız, patojenin belli parçalarını hedef almak için virüsün DNA serilerini kullanarak, vücudun en güçlü yanıtı geliştirmesine olanak sağlayacak kadar yeni bir teknoloji dedi" dedi.
Broderick, "Daha sonra hastanın kendi hücrelerini kullanarak aşı fabrikası oluşturuyor ve böylece vücudun kendi doğal savunma mekanizmalarını güçlendiriyoruz" diye konuştu.
Inovio, insanlar üzerindeki testlerin başarılı olması halinde ideal olarak Çin'de salgın ortamında olmak üzere, "yıl sonuna kadar" daha büyük testlerin başlayacağını belirtiyor.
Şirket, Zira virüsü salgını sırasında yedi ay gibi rekor bir süre içerisinde insanlar üzerinde test edilmeye hazır bir aşı geliştirdiğini söylüyor.
Inovio CEO'su J. Joseph Kim, "Çin'den yayılan bu koronavirüsle mücadele etmek için bu takvimi hızlandıracak şekilde iyileşme kaydedebileceğimize inanıyorum" dedi.
Bunlar, şu anda koronavirüsle mücadele için yapılan araştırmalardan sadece birkaçı. Başta Çin olmak üzere Japonya'dan İngiltere'ye birçok ülkede farklı kuruluşlar çözüm bulmak için zamana karşı yarışıyor.
Avrustralya'nın ulusal bilim kurumu CSIRO, virüsün gelişme ve kendini yineleme süresinin ne kadar olduğu, solunum sistemi üzerindeki etkileri ve nasıl bulaştığı konularında araştırmalar yürütüyor.
Fransa'daki Pastör Enstitüsü de bu yeni koronavirüsün tam olarak anlaşılması, aşı geliştirilmesi ve yeni tetkik ile tedavi yöntemlerinin bulunması için özel bir ekip kurdu.
Her ne kadar bir hastalığa karşı aşı geliştirilmesi için gereken zaman oldukça azalmış olsa da mevcut salgın, geliştirilen aşı yaygın kullanıma hazır hale gelmeden sona erebilir.
ABD merkezli Novavax laboratuvarının Araştırma Müdürü Dr. Gregory Glenn, aşı için geç kalınsa bile bunun mevcut çalışmaların çöpe gideceği anlamına gelmediğini söylüyor.
Glenn, "Koronavirüs, salgın sırasında bile dönüşüme uğrayabilir ve buna karşı etkili olan bir aşının dahi bulunmuş olması çok önem taşıyabilir" diyor.