Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, krizin etkilerinin bugün en çok da dış ticarette görülmeye başlandığını ifade ederek, "Krizin ihracat üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için gereken önlemleri aldık, alıyoruz" dedi.
Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, 20 yıldır Türkiye'nin dış ticaret atılımına büyük katkılar sağlayan, Türkiye'nin dünya ile ekonomik bütünleşmesini ilerletme yolunda büyük sorumluluklar üstlenen kurul üyelerine ülkesi ve milleti adına teşekkür ettiğini dile getirdi.
Bütün dünyayı etkisi altına alan küresel finans veya finansal krizin faturasının yavaş yavaş netleştiğini belirten Erdoğan, krizin etkilerinin daha net ortaya çıktığını ve bu etkilerin bir süre daha hissedileceğini kaydetti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Özellikle ABD, Japonya ve Avrupa'nın bir çok ülkesinde durgunluk belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Son 2 ayda ihracatımızda geçen yılın aynı aylarına göre belirli oranlarda düşüşler oldu. Kasım ayında bu gerileme yüzde 22 oranındaydı. Ancak tüm bu gerilemeye rağmen belirlediğimiz ihracat hedefi olan 125 milyar doları yılbaşında aşıyoruz."
Erdoğan, TBMM Genel Kurul görüşmelerinde de ifade ettikleri gibi ihracat ve reel sektör desteğini artırdıklarını, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesini sağlayacak adımları attıklarını anlatarak, Eximbank kaynaklarının artırılmasına ve KOBİ'lerin (küçük ve orta boy işletmeler) desteklenmesine öncelik verdiklerini söyledi.
Vergi borçlarının 18 ay süreyle yıllık yüzde 3 faizle taksitlendirilmesi imkanı getirdiklerini de anımsatan Erdoğan, "Girdi maliyetlerini azaltmak üzere elektrik enerjisi satış fiyatları içinde yer alan TRT payını da yeniden belirleyeceğiz. Özetle gelişmeleri çok yakından takip ettik, ediyoruz ve gerekli önlemleri de yeri ve zamanı geldikçe alıyoruz" dedi.
Hükümetlerinin "önlem almadığı" yönünde eleştiriler de bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bunların son derece mesnetsiz, gerçekle bağdaşmayan iddialar olduğunu kaydetti.
Bir gazetede dün okuduğu habere değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "(Kriz vatandaşı evine hapsetmiş, bu sayede son 3 ayda LCD televizyon satışları yüzde 25 oranında artmış)... Bizim eleştirdiğimiz nokta işte budur. Biz krize karşı duyarsız olmadık, seyirci kalmadık, tepkisiz hiç olmadık. Krizin çıktığı andan itibaren morallerin yüksek tutulması gerektiğini, böyle ortamlarda moral atmosferinin hayati derecede önemli olduğunu vurguladık. Buna rağmen bazı sivil toplum kuruluşlarının, medya gruplarının, siyasi partilerin ısrarla ve inatla moral bozma gayreti içinde olduğunu gördük. Öyle bir noktaya geldiler ki... İç tüketim canlı, içerde otomobil satışları artıyor. İhracatta eyvallah... Geçen yılın Ocak-Ekim dönemine göre artış var, bu devam ediyor. Yani bunu dahi krize bağlamak gibi zorlama gerekçeler içine giriyor, 'Millet ekmek bulamıyor', bu tür ifadeler kullanıyorlar. 'Öyleyse pastaya hücum edin' diyorlar. 'Pasta satışları arttı' diyorlar. Böyle garip garip yaklaşım tarzı. Bunlar zorlama yorumlardır. Bunlar toplum psikolojisine zarar verecek yorumlardır." Erdoğan, Kurban Bayramı'nda İstanbul'a ve Ankara'ya gelen kurbanlık hayvanların bir tanesinin bile geriye dönmediğini belirterek, bunun, çok ciddi bir ölçü olduğunu, herkesin kurbanını rahatlıkla kestiği için kurbanların geriye götürülmediğini söyledi.
ABD ve Avrupa ekonomilerinde durgunluk hakim olduğunu, ancak IMF raporlarına göre komşu ve çevre ülkelerde yüzde 5-9 arasında büyüme beklendiğini anımsatan Erdoğan, bu ülkelerin küresel krizden etkilenmesinin daha az olacağının tahmin edildiğini ifade etti.
Erdoğan, "Eğer stratejimizi bu yönde belirlersek, komşu ve çevre ülkelere ihracatımız krizin etkilerinini karşılayan bir işlev yüklenebilir" dedi.
Bu strateji değişikliğini başlattıklarını, sonuçlarını da alacaklarına inandıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bunlar işte krizin doğurduğu fırsatlardır. Bu fırsatları görüyoruz. Diyorum ki, gelin bu krizi hep birlikte fırsata dönüştürelim" diye konuştu.
Erdoğan, "Sinerji ortamının, istikrar ve güven ortamının bozulmasına asla izin vermeyeceğiz. Türkiye ne ölçekte olursa olsun tüm krizleri aşacak, hatta bu krizleri fırsata dönüştürecek çok sağlıklı bir yapıya kavuşmuştur ve yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bundan hiç kimsenin endişesi, en ufak bir şüphesi olmasın" dedi.