İSTANBUL (ANKA) - İktisatçı Mustafa Sönmez, ABD'de başlayıp tüm dünyaya yayılan ekonomik krizin toplumsal yapı üzerindeki olası tahribatına karşı, yoksul ailelere "mutfak maaşı" bağlanması, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarında vade uzatımına gidilmesi, ücretten alınan vergilerin düşürülmesi, DAP ve DOKAP'ın hızla yaşama geçirilmesi gibi bir dizi önlemin uygulamaya konulmasını önerdi.
Sönmez, 2001 krizi sonrası girilen patikanın, Türkiye kapitalizmine sermaye birikimi sağlayamadığını, sıra dışı ve şanslı bir dünya konjonktürü ile iktidarı çakışan AKP'nin de izlediği "çarpık" yol haritası yüzünden, Türkiye ekonomisinin büyüme temposunu hızlandıramadığı gibi tersine bir patinaja sürüklediği değerlendirmesi yaptı. ABD'de baş gösteren ve tüm dünyaya yayılan çalkantının "depresyona doğru evrildiği", Türkiye'de 2002-2006 dönemindeki "hormonal, çarpık büyüme"nin 2007'de inişe geçtiğini anlatan Sönmez, krize karşı önerdiği sosyal önlemleri ANKA'ya değerlendirdi.
"YOKSULLARA MUTFAK MAAŞI BAĞLANSIN"
Sönmez, kriz karşısında en çok savunmasız olan kesimi kent ve kır yoksulları oluşturduğunu belirterek, başta Doğu ve Güneydoğudakiler olmak üzere yoksul ailelere, her ay net asgari ücretin yarısı kadar bir mutfak maaşı bağlanması ve bu maaşın, annelere ödenmesi gerektiğini söyledi. Bunun doğrudan gelir desteği ile 2008 için ek bütçe yapılarak "hane halkı bütçe transferi" kaleminde gösterilebileceğini vurgulayan Sönmez, finansmanın da lüks tüketime konulacak ÖTV ile karşılanması önerisinde bulundu.
"ÜCRETTEN ALINAN VERGİ AZALTILMALI, İSTİHDAM ÖZENDİRİLMELİ"
Sönmez, toplamı 100 milyar YTL'yi bulan tüketici kredisi ve kredi kartı borç yükünün kriz koşullarında faiz ve kur artışının etkisiyle ağırlaşmasının, birçok ailede ciddi yoksulluklara ve aile içi felakete neden olduğuna dikkat çekti. Bu tür ek yükleri borçluya yıkmayacak düzenlemelere ve özellikle küçük tutarlı borçlarda vade uzatımına gidilmesi gerektiğini belirten Sönmez, şöyle dedi:
"Kriz şartlarında istihdam azaltmayı caydırıcı önlemler geliştirilmeli, keyfi tensikatlar sendikalarla işbirliği içinde önlenmelidir. Ücretten alınan vergi ve sigorta kesintileri azaltılarak istihdam özendirilmelidir. Yeni yatırımlarda istihdam ağırlıklı projeler teşvik edilmelidir. Özelleştirmeler durdurulmalıdır. Turizm başta olmak üzere istihdama olumlu katkıları olacak sektörler desteklenmelidir. Bitkisel üretim ve hayvancılık yeniden canlandırılarak gıda fiyatlarında üretim eksikliğinden kaynaklanan artışın önüne geçilmelidir."
"TOPRAK REFORMU YAPILMALI"
GAP'taki sulama yatırımlarının tamamlanması ve damla sulamaya geçilmesi gerektiğini de ifade eden Mustafa Sönmez, toprak reformu yapılarak bölgenin üretim gücünün artırılmasının önemini vurguladı. Sönmez, Doğu Anadolu'da hayvancılığa başta yem olmak üzere devlet destekleri ve tarım kesimine kullandıkları girdiler yönünden destekler sağlanması gerektiğini söyledi.
GÜMRÜK BİRLİĞİ TÜRKİYE'NİN ALEYHİNE İŞLİYOR
Mustafa Sönmez, gümrük birliğinin, Türkiye'nin aleyhine işlediğini dile getirirken, "Türkiye, özellikle son yıllarda AB dışı ülkelerle, Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkeleri ile olan dış ticaretinde, onların yıkıcı rekabetine karşı bir şey yapamıyor. Çünkü gümrük birliğine göre AB, bu ülkelere ne tarife uyguluyorsa Türkiye de ona uyuyor. AB, Asya girişli ithalata dayanıklı ve toleranslı. Oysa Türkiye, aynı ücret malı ürünleri üreten bu ucuz emek ülkelerine karşı rekabet edemiyor ama önlemini de alamıyor, çünkü GB elini kolunu bağlıyor. Türkiye gardını alamadığı gibi, bu ülkeler, AB üyesi olmayan Türkiye'ye karşı çok daha yüksek koruma oranları da uygulayabiliyorlar. Aşırı değerli kur, birçok ürünü içeride üretmek yerine dış ülkelerden ithalini cazip kılıyor" diye konuştu.
AB'nin dayattığı gümrük tarifelerini uygulamak zorunda bırakan gümrük birliği uygulamasının masaya yatırılması önerisinde de bulunan Sönmez, özellikle 2008 dünya krizi koşullarında daha büyük sorun haline gelecek cari açık sorununu aşmak için bunun kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
DIŞARIYA GİDEN YATIRIMLAR İSTİHDAM İMKANLARINI KISITLIYOR
Son yıllarda, içerideki ücretler ve diğer koşullar gerekçe gösterilerek yurt dışına taşınan yatırımların, içerideki olası istihdam olanaklarını kısıtlamak ve ülkede yaratılmış değerin dışarı transferini beraberinde getirdiğini belirten Sönmez, toplamda 12 milyar doları aşan bu sermaye ihraçlarına kısıtlama getirmek, bunların yerli yatırıma dönüşmesini sağlamak gerektiğini vurguladı.
"YEREL YÖNETİMLERİN KAYNAĞI ARTIRILMALI"
Sönmez, yüzde 70'i aşan kentleşme ve kent yatırımlarının, sağlıklı konut gereksinimini artırdığına işaret ederken, yerel yönetimlere merkezden daha çok kaynak aktarılması, yetki devri yapılması, katılımcı yerel yönetimcilik özendirilmesini önerdi. Kent meclisleri ile demokratik katılımın artırılmasının önemine de dikkat çeken Sönmez, bunun için gerekli kaynakları yaratmada daha adil bir vergi reformuna, iç ve dış borçlardaki kamusal yükümlülüklerde de yeni bir takvimlemeye gidilmesi gerektiğini söyledi.
Sönmez, önerilerini şöyle sıraladı:
"Öncelikle en geri bölgeler olan Doğu ve Güneydoğu'dan başlamak üzere bölge halkına dönük sosyal politika uygulamalarına gidilmeli, kültürel hakları tanınmalı, doğrudan gelir desteğinin yanı sıra bölge için eğitim ve sağlık yatırımları artırılmalı, kadın-erkek fırsat eşitsizliğini azaltıcı sosyal programlar uygulanmalıdır. Bölgelerin özelliklerine göre, sınır ticaretini, kültür turizmini, yerli kaynakları kullanan sanayileri teşvik politikaları geliştirilmelidir. Kamu altyapı yatırımları yapmalıdır. Doğu için DAP, Doğu Karadeniz için hazırlanan DOKAP planları uygulamaya sokulmalıdır."