HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kuzey Irak referandumuna Türkiye’deki Kürtler ne diyor?

Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumu sonrası Türkiye tutumunu sertleştirdi. DW Türkçe, Türkiye'deki Kürtlerin oylamaya bakışını ve hükümetin tutumuna tepkilerini mercek altına aldı. Uzun yıllardır Güneydoğu'da yerleşik bir şekilde serbest gazetecilik yapan ve aynı zamanda Al-Monitor yazarlarından Mahmut Bozarslan, tanık olduğu kutlamalara katılanların aynı zamanda kaygılı olduklarını dile getirdi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) pazartesi günü düzenlenen ve yüzde 93 oranında “evet” oyu çıkan tartışmalı referandumun ardından Türkiye ile Kuzey Irak yönetimi arasında tansiyon yükseldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referandumun ardından, "Ekonomik yaptırımlardan, askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller şu anda masadadır. Hava sahaları, kara hepsi masadadır" açıklamasını yaparken, ilk adım olarak Türk Dışişleri Bakanlığı Erbil'e uçuşların askıya alınacağını açıkladı.

GÜNEYDOĞU'DA KAYGILI SEVİNÇ

Referanduma giden süreç Türkiye'deki Kürtler tarafından karışık hislerle takip edilmişti. Ancak sandıktan çıkan bağımsızlık kararı Güneydoğu'da genel hatlarıyla olumlu karşılandı. Sonucun netleşmesinden sonra OHAL koşullarına rağmen kimi yerlerde kutlamalar yapıldı.

Uzun yıllardır Güneydoğu'da yerleşik bir şekilde serbest gazetecilik yapan ve aynı zamanda Al-Monitor yazarlarından Mahmut Bozarslan, tanık olduğu kutlamalara katılanların aynı zamanda kaygılı olduklarını dile getirdi.

Güneydoğu'nun nabzını değerlendiren Bozarslan, Türkiye'ye ek olarak, diğer komşu devletlerin referanduma karşı takındığı tavrın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği ekonomik yaptırımların bölgede kaygı yarattığını kaydetti. Gazeteci, çıkan sonucu "Kürtlere özgüven geldi … Son iki yılda çatışmalar, baskılar ve ölümler nedeniyle zor günler yaşayan Türkiye Kürtleri için moral oldu” şeklinde değerlendirdi.

"IRAK'LA İLGİLİ BİR MESELE"

Kimi gözlemciler ise meselenin sadece Irak'ı ilgilendirdiği ve Türkiye'deki Kürtlerin geleceğiyle ilgili doğrudan bir etkisi olmayacağı görüşünde. Adalet ve Kalkınma Partisi'nde bir dönem milletvekilliği yapmış ve akamete uğramış "çözüm süreci” döneminde "Akil İnsanlar Heyeti”nde yer almış Abdurrahman Kurt bu isimlerden biri.

Bugün "Kürdistan" denilen bölgenin tarihsel olarak ifade ettiğinden farklı bir noktaya ulaştığını kaydeden Kurt, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede Kürtlerin Türkiye'deki şartlarının, bölgedeki şartlardan daha iyi olduğuna dikkat çekti.

Ancak AK Parti eski milletvekili, bunun Türkiyeli Kürtlerin kimlik ve kültürel haklarına ve toplumsal hayata eşit katılımına ilişkin taleplerinin olmadığı anlamına gelmediğinin altını çizdi.

KURT: KÜRDİSTAN'IN REELPOLİTİK KARŞILIĞI YOK

Bölgedeki dört ülkede yaşayan yaklaşık 30 milyon etnik Kürt'ün yaklaşık yarısı Türkiye'de ve onların da büyük bir kısmı ülkenin batısında ikamet ediyor. Eski AK Partili Abdurrahman Kurt, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen Türkiye'deki Kürtlerin Türkiye'de yaşamayı tercih ederek bir anlamda IKBY'deki referandumun bir benzerini tarihsel bir süreçte yaptıkları görüşünde.

Bu doğrultuda Kurt, Türkiye'deki Kürtlerin referandum sonucundan kendilerine pay çıkarmasına mesafeli yaklaşırken, "Sosyolojik Kürdistan’la tarihsel resimlerdeki Kürdistan’ın artık değiştiği gerçeğini göz önünde bulundurmak zorundayız” şeklinde konuştu.

Kurt'a göre hayal edilen Kürdistan'ın reelpolitik açısından bir karşılığı bulunmuyor ve Türkiye’de yaşayan Kürtlerle, Irak, Suriye ve İran'dakiler sosyolojik ve tarihsel açıdan birbirleriyle benzeşmiyor.

KİM KAZANIR, KİM KAYBEDER?

Referanduma giden yolda bölge ülkelerinde yaşanan gelişmeler ile Irak ve Suriye'deki istikrarsızlığın yarattığı güvensizlik ortamı bölgedeki siyasi dengeleri de değiştirdi.

Türkiye cephesini değerlendiren gözlemciler arasında, IKBY Başkanı Mesud Barzani'nin attığı adımlara hükümet tarafından verilen yanıtların önümüzdeki süreci en çok etkileyecek unsur olacağı görüşü hakim.

Mahmut Bozarslan dengelerdeki bu altüst olma durumunu Barzani algısının Türkiyeli Kürtler açısından değişimi üzerinden örneklendirdi. Gazeteci, bölgede bugüne kadar Barzani'nin partisi KDP'yi AK Parti ile bir görme algısının olduğunu ve referandum sonucunda KDP liderinin Türkiye Kürtleri arasındaki olumsuz imajının değiştiğini kaydetti.

Gerçekten de geçen bir yılda Irak-Türkiye ilişkileri büyük değişiklikler meydana geldi. Erdoğan'ın Irak Başbakanı Haydar el İbadi için kullandığı "Benim seviyemde değilsin” ifadesinden gelinen noktada Türkiye ve Irak merkezî hükümetinin birlikleri Habur-Silopi arasında ortak bir tatbikat düzenledi ve iki ülkenin bayrakları beraber dalgalandı.

Keza Türk hükümeti, IKBY petrolünün dünya pazarına ulaştırılmasında bir dönem Irak merkezî hükümetini muhatap almayarak Barzani ile anlaşırken, referandum sonrası IKBY aralarında askeri ve ekonomik önlemlerin de bulunduğu bir yaptırım ihtimali ile karşı karşıya kaldı.

Kurt, "Ben Türklerle Kürtlerin birlikte Türkiye’yi büyüteceğini düşünenlerdenim. Orada bir bağımsız Irak Kürdistanı Türkiye'yi küçültmez, aksine büyütür, çünkü hinterlandına dahildir” ifadesini kullandı ve sözlerini şu şekilde noktaladı: "Avrupa Birliği Türkiye için ne ise bugün Türkiye de Irak Kürdistanı için aynı şeydir. Yani çekim merkezi Türkiye’dir, ama korkular tersten işletiliyor.”

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler