19. yüzyılda inşa edilen ve barok mimarisiyle UNESCO dünya mirası listesine alınan Budapeşte'nin tarihi mekanlarından Andrassy caddesi ünlü markaların satıldığı mağazalarla doludur.
Birkaç aylık asgari ücretle alınabilecek timsah derisi çantalar, ayakkabılar, kürk mantolar çoğunluğun sadece geçerken seyrettiği, yanına yaklaşılmaz dünyalıklar gibi görülse de, son zamanlarda pek çok yeni dükkanın açılması bu caddenin iyi iş yaptığının da kanıtı.
İki tarafı yüzyıllık çınar ağaçlarıyla dolu geniş cadde üzerinde Kahramanlar Meydanı'na doğru ilerlerken, solda Neo Rönesans stilde inşa edilen yüz yıllık opera binasını geçtiğinizde sağınızda karşınıza Yazarlar Birliği'nin kitapçısı çıkacak.
Zamana karşı direnen küçük bir dünya burası!
Binlerce kitabın, hediyelik eşyanın üst üste yığıldığı AKM'lerdeki büyük kitapçıların aksine, kitapseverlerle şahsi ilişkilerin kurulduğu; yazarların sık sık okuyucularla bir araya geldiği; etrafı çok konforlu koltuklarla çevrilmiş köşedeki masada "kendin pişir kendin iç” usulü hazırlanmış çay setinin olduğu bir kitap dünyası. Seçtiğiniz kitabı karıştırırken, çay kahve içtiğiniz, geniş vitrinden sokaktan gelip geçeni görebildiğiniz, zaman zaman çekme kattaki yazar okuyucu buluşmalarına katılabildiğiniz sıcacık bir atmosfer.
İşte bu dünyanın sahibi olan yazarlar geçtiğimiz günlerde bir kampanya başlattılar.
Toplumda olup bitenlere karşı duyarlılıklarını hiç yitirmeyen yazarlar, son yıllarda Macaristan'ın en ciddi sorunlarından biri olarak kendini gösteren yoksulluğa ve özellikle açlığa karşı bayrak açtılar.
Kendi de maddi anlamda zengin olmayan bir yazar yoksulluğa karşı nasıl mücadele edebilir? Elbette kalemiyle, kitabıyla, yazısıyla!
Macar yazarları ve şairleri kelimelerini, imzalarını, mısralarını, el yazılarını, imzalı fotoğraflarını satışa çıkardılar.
Kitapçının önünden geçerken, vitrine yerleştirilmiş duyurular sizi ağır gerçekle yüzleştiriyor: "El yazısıyla yazarların bir kelimesi, bir konserve karşılığında satılık”. "İmzalı bir fotoğraf, 30 kilo patates karşılığında”, ya da "el yazısıyla özel bir mesaj 60 kilo un karşılığında satılık”.
Yazarlar Birliği'nin kitap mağazasında, yazarlardan "yiyecek karşılığı imza” kampanyası sonucu biriken gıda maddeleri yoksul çocukların ailelerine dağıtılacak.
Macar yazarlar dünyasının en önde gelen temsilcileri kampanyanın içinde, ön saflarında.
Yazarlar ve şairler okuyucuların imzalı kitaplara, el yazmalarına, yazarların kendi ellerinin izini taşıyan küçük anılara ne kadar düşkün olduklarını bildikleri için böyle bir kampanya başlattıklarını söylüyorlar.
Cam bir çerçeve içine alınan bir fotoğraf, zarif bir kutu içine yerleştirilmiş bir imza, yazarın özel mesajının olduğu bir kitap okuyucuları bekliyor.
Okuyucular da yazarların bu beklentisini hayal kırıklığına uğratmıyorlar.
Kitap dükkânının önünde kuyruklar!
Çünkü Macaristan dünyanın en çok kitap okunan ülkelerinden biri!
Sokaklarda, parklarda, otobüs ve metrolarda elinde kitap olan insanlar, Budapeşte'nin en normal ve en sıradan görüntüsü.
Kitap seven Macarlar, yazarlarının çağrılarına kulaklarını tıkamıyorlar!
Ellerinde birkaç yiyecek konservesi, birkaç paket un, makarna, şeker gibi bozulmayacak gıda maddeleriyle, ya da bunun karşılığı parayla dükkânın önünde sıraya giriyorlar.
Bir yandan da hangi yazarın hangi gün geleceğini duyuran afişleri inceliyorlar.
Yazarların ve okuyucuların, el ele, sırt sırta vererek toplumun yoksullarına karşı sorumluluklarını yerine getirme gayretleri elbette sembolik!
Yani bu gayretlerle toplumdaki yoksullaşma sona ermeyecek! Son yıllarda açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm kalan on binlerce çocuğun sorunları halledilemeyecek!
Kaldı ki, bu sorunu çözmek edebiyat dünyasının işi de değil.
Ama eğer yazarlar ve okuyucular sorunu konuşulabilir hale getiriyorlarsa, zaten üzerlerine düşeni yapmışlar demektir.
Alış veriş noktaları ve marketler albenili ürünleriyle birlikte görülmemiş bir hızla çoğalırken diğer pek çok insani ve ahlaki değerle birlikte, nesli tükenen davranışlardan biri bu.
Bunun adı dayanışma…Eğer şu aralar yolunuz Budapeşte'ye düşerse, sırt çantanızdaki bir konserveyle birlikte yazarlar birliğinin kitapçısına uğrayın.
Piyasanın duyarsızlığının yarattığı yoksulluğa caddedeki asırlık çınar ağaçları gibi direnen yazarların elini sıkın!
İnsanoğlunun en temiz duygularından biri olan beklentisiz dayanışmanın hazzına varın!