Ermenek'te meydana gelen maden faciasında yanan yürekler umutlu bekleyişlerini sürdürmeye devam ediyor. Göçük altında mahsur kalan işçilerden 42 yaşındaki Hüseyin Çolak torunlarının en küçüğü olan 19 günlük Miray'ı ise hiç göremedi. Çolak'ın torunlarına çok düşkün olduğunu anlatan kızları, "Babam önceden torunlarını sorardı, şimdi de torunları dedelerinin soruyor” dediler.
Ermenek'te maden faciasının dokuzuncu gününde işçilerin aileleri sevinçli bir haber almak için umutlu bekleyişlerini sürdürmeye devam ediyor. Madende mahsur kalan 18 işçiden 42 yaşındaki üç çocuk babası Hüseyin Çolak'ın ailesinin evinde de gözyaşı ve umut bir arada yaşanıyor. Üç çocuk babası olan 42 yaşındaki Çolak en küçüğünün 19 günlük olduğu dört torun sahibi bir dede aynı zamanda.
19 GÜNLÜK TORUNUNU GÖREMEDİ
Çolak'ın en küçük torunlarından 19 günlük olan Miray Çoban'ı sadece fotoğrafını görebildiğini söyleyen kızı Emine Çoban da babasının yol parası bulamadığı için kızının doğumuna gidemediğini söyledi. Maden firmasının işçilerin üç aylık maaşlarını vermediğini bu yüzden babalarının da maddi sıkıntı yaşadığını açıklayan Emine Çoban umutlu bekleyişini şu sözler ile dile getirdi: "Umutluyuz hala bir çıksalar diye bekliyoruz hala. Ben hamile iken yanıma gelmek istiyorlardı ama bayramda izin kullanamamıştı. Doğum olduktan sonra da para bulamadığı için gelemediler. Üç aydır maaş alamıyorlardı çünkü. Doğum yaptığım gece babam aradı ve konuştuk. Bebeğimin fotoğrafını gönderdim. Çocuklarıma dedesinin anlatıyorum.”
Torunlarına düşkünlüğü ile bilinen Çolak'ın geçen yıl da sadece torununu görebilmek için diz kapağındaki ameliyatını iki ay ertelediğini anlatan kızı Emine Alıçlı, babasını en son geçen yıl gördüğünü söyledi. Evli olduğu için uzakta oturduğunu ve sık sık baba evine gelemediğini anlatan kızı Emine Alıçlı, "Ölüm Allah'ın emri. Eğer kaza ve kadere inancımız sonsuz. İnsan başına ne geleceğini bilmiyor. Biz nelere ümit ettik ve niyet ettik ama neyi yaşıyoruz. Babamı en son geçen yıl doğum yapınca gördüm. Acı çeke çeke torununu gördü. Ameliyatını iki ay erteledi. ‘Torunumu gördükten sonra ameliyat olmak istiyorum' derdi. Diz kapağından ameliyat oldu. Tek istediğimiz babamızın ve diğer işçilerin sağ salim kurtarılmaları. İstediğimiz tek denetimler arttırılsın oraya giren canlar unutulmasın. Yetkililerin hepsinden şikayetçiyiz” diye konuştu.
"BABAMA SARILMAK İÇİN AĞLAMAYACAĞIM”
Çocuklarının dedelerinin yokluğunun farkında olduğunu dile getiren Alıçlı, "Durumdan dolayı çocuklarımız etkilenmesin diye çok fazla konuşmuyoruz. Çocuklar da farkındalar dedelerinin ortalıkta olmadıklarını. Torunlarına çok düşkündü. Cep telefonunda sadece torunlarının fotoğrafları var. Yeni doğan bebeğimizi ise hiç öpüp koklayamadı. Babam bizi bugüne kadar hiç ağlatmadı ve ümidimi kaybetmediğim için ağlamayacağım babama sarılacağım günü bekliyorum” şeklinde konuştu.
DEDESİNE EN ÇOK O BENZİYOR
Çocuklarından 8 aylık Ömer Faruk'ın mavi boncuğu andıran gözleri ile dedesine en çok benzeyen torun olduğunu ifade eden Emine Alıçlı şunları söyledi: "Oğlum en çok dedesine benzeyen torunlarından. Ben bazen şaka ile ‘baba sen bizi unuttun artık hep torunlarını soruyorsun' derdim. O da, ‘torunlarımla konuşturun beni' derdi.”