HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Mahremiyet eğitimi" raporu (1)

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca, çocuklara mahremiyet bilinci kazandırılması için neler yapılabileceği, durum tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla düzenlenen "Mahremiyet Eğitimi Çalıştayı"nın sonuç raporu yayımlandı - Raporda, ailelerin çocuğun temel gelişim dönemine göre farklı mahremiyet eğitimleri vermesi gerektiği önerisinde bulunuldu - Çocuğa kendi bedeninin dokunulmazlığının sınırlarının öğretilmesi, istemediği bir davranışa karşı "hayır" diyebilme becerisinin kazandırılması gerektiği ifade edildi - Ailenin çocuğun arkadaşlık yaptığı kişileri iyi bilmesi ve çocuğun öğretmeniyle iletişim halinde olması gerektiğine vurgu yapıldı - İlkokulda verilecek mahremiyet eğitiminin daha çok oyuna ve dramaya dayalı olmasının yararlı olacağı belirtildi

MERVE YILDIZALP - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca, çocuklara mahremiyet bilinci kazandırılması için neler yapılabileceği, durum tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla düzenlenen "Mahremiyet Eğitimi Çalıştayı"nın sonuç raporunda, ailelerin çocuğun temel gelişim dönemine göre farklı mahremiyet eğitimleri vermesi gerektiği tavsiye edildi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının katılımıyla düzenlenen "Mahremiyet Eğitimi Çalıştayı"nın sonuç raporu yayımlandı.

Raporda, mahremiyet eğitimlerinde, bedensel mahremiyet, mekan ve eşya mahremiyeti, zaman mahremiyeti, dijital mahremiyet ile duygusal ve düşünsel mahremiyet olmak üzere 5 mahremiyet alanının ele alındığı belirtildi. Çocuğa 4 temel gelişim dönemine göre farklı mahremiyet eğitimleri verilmesine vurgu yapıldı.

Bebeklik döneminde (0-3 yaş) bebeğin kendini koruması ve bu alanda eğitilmesinin söz konusu olmadığı, mahremiyet bilincinin bu dönemden itibaren çocuğa kazandırılması gerektiği ifade edildi.

Raporda, bebekleri severken dudaktan öpme ve mahrem yerlerinin sevilmesi gibi cinsel içerikli kabul edilebilecek davranışların çocuğa sevgi gösterme amaçlı kullanılmaması, anne-babanın çocuğu nasıl yetiştirmek istiyorsa çocuğa aynı şekilde davranması, çocuğun ebeveynlerini kadın-erkek olarak değil anne-baba olarak görmesinin sağlanması gerektiğine yer verildi.

Çocuğun yaşadığı ortamda çocuğa ait özel bir mekanın bulunması veya ortak kullanılan bir mekanda bir bölümün çocuğa ait olmasının, çocuğa aidiyet ve mülkiyet duygusu verme ve çocuğun benlik duygusunun gelişimi açısından önemli olduğu aktarıldı.

Öz bakım becerilerinin zamanında gelişiminin sağlanmasının yabancıların çocuğun mahremiyet alanına girmesini kısıtlayacağı vurgulandı.

Okul öncesi mahremiyet eğitimi döneminde (3-6 yaş), çocuğa sorumluluk verilerek, plan ve tercih yapma imkanları sunularak çocuğun öz güveninin geliştirilmesi gerektiği anlatıldı.

Öz güveni gelişmeyen, yetişkinlerden çekindiği için her söyleneni yapan çocukların mahremiyeti ihlal edildiğinde kendini koruyamayacağına işaret edilen raporda, ailelere çocuklarını her zaman aktif olarak dinlemeleri tavsiye edildi.

Bu gelişim döneminde çocuğun sosyal çevresinin genişlediği, yabancılarla iletişiminin başladığı belirtilerek çocuğun yabancı, kavramını anlamlandırmada zorluk çekeceği için yabancı kavramına vurgudan ziyade çocuğa, kendi vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı ve sınırları üzerinden bilgilendirme yapılmasının daha doğru olacağı aktarıldı.

- Kimlerden yardım isteyebilir?

Çocuğa bedeninin dokunulmazlık sınırlarının öğretilmesinin önemine değinildi. Çocuğun yabancılarla birebir temasına, toplu taşıma aracında çocuğu yabancının kucağına verme, yabancı kişi aracılığıyla çocuğu tuvalete gönderme gibi durumlara izin verilmemesi gerektiği kaydedildi.

Çocuğun iyi dokunma-kötü dokunma ve ikisi arasındaki farkı ayırt etmesinin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekilen raporda, çocuğa istemediği bir davranışa karşı "Hayır" diyebilme becerisinin kazandırılması gerektiği vurgulandı.

Haklarını koruma ve başkasının haklarına saygı gösterme bilincinin yerleştirilmesinin, gerektiğinde kimlerden yardım isteyebileceğiyle ilgili eğitim verilmesinin önemine işaret edildi.

- Sosyal medya kullanım süresi sınırlandırılmalı

Raporda, ilkokul döneminde mahremiyet eğitiminde (6-12 yaş), çocuğun hayır diyebilme becerisi, çocuğun kendisini tanıması, kendi sorumluluklarını, ödevlerini bilmesi ve kendisinin farkında olmasının ilkokul ders program içeriklerinde yer alması istendi.

Mahremiyet ile ilgili öğretmenlere eğitim verilmesi, mahremiyet konusunun belli bir program ve plan dahilinde sistemli bir şekilde işlenmesi ve öğretmenlere mahremiyet eğitimi konusunda yeterlilik kazandırılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı.

Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Ailenin çocuğun arkadaşlık yaptığı kişileri de iyi bilmesi ve çocuğun öğretmeniyle iletişim halinde olması gerekiyor. Çocuğun sosyal medya kullanım süresi ve bazı sitelere erişimi sınırlandırılmalıdır. Hem aileye hem de çocuğa kişisel bilgilerin sosyal medyada paylaşılmaması gerektiği konusunda eğitim verilmelidir. Çocuğun duygusal veya düşünsel olarak yalnız kalmak istediği zamanlara ebeveynlerin saygı göstermesi gerekir. Çocuğun aidiyet duygusunun gelişmesi için çocuğa özel mekan oluşturulması, ev içerisinde bir köşe veya mümkünse oda oluşturulması, kız ve erkek çocukların odalarının/uyku mekanlarının ayrılması hususlarına dikkat edilmesi gerekir."

İlkokulda verilecek mahremiyet eğitiminin daha çok oyuna ve dramaya dayalı olmasının yararlı olacağı belirtildi.

- Çocuk yargılayıcı bir tavırla dinlenmemeli

Raporda, ortaöğretim düzeyindeki çocuğun ise (13-18 yaş) fiziksel, duygusal ve düşünsel olarak değişim sürecinde olduğu, kimlik karmaşası yaşadığı, aileyle çatışmalar, arkadaşlık ilişkilerinde ve öz güvende çalkalanmalar yaşadığı bir dönem geçirdiği belirtildi.

Bu dönemde çatışmaların yoğun olması sebebiyle çocuğa ve ailelere yönelik farklı eğitim programları hazırlanması gerektiği aktarıldı.

Aileler tarafından ergenlik döneminin normları bilinirse normlardan sapmaların tespit edilebileceğine yer verilen raporda, şu ifadelere yer verildi:

"Çocukların verebilecekleri farklı davranışlar hakkında aileler bilgilendirilmeli, aile çocuğunun yanında olmalı, anlattıklarına inanmalı ve çocuğunu yargılayıcı bir tavırla dinlenmemelidir. Ayrıca çocuğa daha öncekine göre daha fazla sorumluluk verilmesi, çocuğun güçlendirilmesi, öz güveninin geliştirilmesi, kendi seçimlerini yapabilmesi sağlanmalı, kendisi hakkında doğru karar alma konusunda rehberlik edilmesi önem arz etmektedir."

Çocukların cinsel gelişimlerinin diğer dönemlere göre daha farklı olduğu bir dönem olduğu, bu dönemde bilginin çocuğa doğrudan verilmesi gerektiği vurgulanarak cinsel gelişimi ile ilgili eğitimlerin vücuttaki değişim ve gelişmeler başlığı altında doktorlar tarafından verilebileceği belirtildi.

Eğitimlerde bedensel değişim, gelişimler, sınır eğitimi ve kendini koruma, karşı tarafın da hakları konularının bu yaş grubunun eğitimlerine dahil edilmesi gerektiği ifade edildi.

Mahremiyetin ihlali durumunda, çocuğun bu durumu kime aktarması kime aktarmaması gerektiği konusunda, sisteme dair hem çocuğa hem aileye hem de çocukla çalışan personele eğitim düzenlenmesinin önemi anlatıldı.

- Ailelere verilecek eğitimlere ilişkin öneriler

Ailelere verilecek eğitimlere ilişkin önerilerin de yer aldığı raporda, ailelere hazırlanacak eğitimlerde öncelikle mahremiyet kavramının önemi ile ilgili farkındalığın artırılması, aileler içindeki mahremiyet ihlallerinin çocuklar üzerinde nasıl etki bıraktığı konusunda ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiği bildirildi.

Ebeveynlerin çocuklarla geçirdiği zaman azaldığı için anne-baba merkezli uygulamalara geçilmesinin faydalı olacağı aktarıldı.

Ailelerin sosyal medyada çocuğunu teşhir etmemesi gerektiği bilincine sahip olması, kendisi ve çocuklarının özellerini paylaşmaması gerektiği kaydedildi.

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler