Kuzey Kıbrıs'ta Pazar günü ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 46 yıldır kapalı olan Maraş bölgesinin kısmen açılması ve "Türkiye'nin seçimlere müdahalesi" yönündeki tartışmalar, hükümet krizine dönüştü. Peki yaşananların sandığa yansıması ne olacak?
1974'ten bu yana yerleşim ve iskâna kapalı olan Maraş bölgesinin kısmen açılması kararı ve Kuzey Kıbrıs'a Türkiye'den su taşıyacak boru hattının yeniden faaliyete sokulması, seçimlere ilişkin gerginliği en üst düzeye yükseltti.
Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Ersin Tatar'ın, seçimlerden hemen önce Ankara'nın desteğiyle bu adımları atması, "seçimlerde kendisine avantaj sağlama amacı taşıdığı" gerekçesiyle eleştirildi.
Tatar'ın hükümet ortağı Halkın Partisi koalisyondan çekildi; Kuzey Kıbrıs'ta hükümeti düştü. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da Tatar'ın Ankara ile birlikte imza attığı girişimleri sert bir dille eleştirdi.
Tatar'ın Kuzey Kıbrıs Yüksek Seçim Kurulu'nun "tören yapılmaması" yönündeki kararını da hiçe saydığı, öne çıkan eleştiriler arasında.
Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, "YSK, tören yapılmasını ve demeç verilmesini yasakladı ancak buna rağmen Ersin Bey kendi kurumunu yok saydı, devre dışı bıraktı. Devletin kurumunu ezdirdi" ifadelerini kullandı.
Başbakan Ersin Tatar, Ankara ile birlikte attığı bu adımlara ilişkin eleştirilere, Habertürk'e yaptığı açıklamalarda yanıt verdi.
"Maraş seçim malzemesi yapılamayacak kadar önemli bir mevzudur. Bu tarihi fırsatı yakalamışken neden kullanmayalım?" diyen Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz KKTC'yi güçlendirmeliyiz. Bunu da Türkiye'nin desteği ile yapabiliriz. KKTC benim liderliğimde ezber bozuyor. Arkamda da dimdik Türkiye Cumhuriyeti var."
Tatar, hükümet ortağı Halkın Partisi'nin lideri ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'a haber vermeden Maraş'ı açacağını duyurmasıyla ilgili ise şunu söyledi:
"Kudret Bey ben Ankara'ya gitmeden önce bana mesaj gönderdi. 'Duyduğuma göre Maraş'ı açacakmışsın, bunu yaparsan hükümeti bozarım' diyor. Türk Hükümeti beni çağırmış Ankara'ya, bu fırsat her zaman gelmez. Neden gitmeyeyim? Ben pası aldım, golü attım."
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sol kanat adaylarından Tufan Erhürman, bu adımların ters tepeceği görüşünü savunuyor.
"Kıbrıs Türk halkı, Maraş açılımı adı altında yapılan hamlenin Maraş'la ilgili olmadığını görecek bir halk" diyen Erhürman'a göre, geçtiğimiz haftaki girişimler, Kıbrıslı Türkleri, "Türkiye'yi sevenler ve sevmeyenler", "Türkiye'nin sevdikleri ve sevmedikleri" olarak bölmeyi hedefliyor.
CTP adayı, tüm bunların Pazar günkü seçimlerde Tatar'a avantaj sağlamayacağını düşünüyor:
"Tepki yaratabilir. Tam tersi yönde bir etki oluşturabilir."
Maraş'ı kısmen açma kararının kendisinden habersiz alındığını söyleyen Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise "Yapılanlar demokrasi adına yüz karasıdır, seçimlere doğrudan müdahalenin devamıdır" dedi.
Mustafa Akıncı, kendisinin seçilmemesi yönünde "aylardır sistemli ve örgütlü çalışma yapıldığını" savunarak, "Bir senaryo yazılmış, Sayın Tatar'a da bu senaryoda figüranlık yapmak kalmıştır" dedi.
Akıncı, "Açılışı dört yıl önce yapılan bir sistemin seçime dört gün kala yeniden törenle hizmete sunulmasının amacının ne olduğunun her Kıbrıslı Türk farkındadır. Kıbrıs Türk halkı bu yapılanlara özgür iradesiyle gereken cevabı verecektir" ifadelerini kullandı.
Tatar'ın hükümet ortağı Halkın Partisi'nin lideri Kudret Özersay da seçimlerde bağımsız aday olarak yarışacak.
Seçmenin Tatar'a oldukça tepkili olduğunu savunan Özersay, "Tatar bunu Pazar günü yaşayarak görecek. Türkiye Cumhuriyeti'ni yanlış yönlendirmiştir" şeklinde konuştu.
2005-2010 yılları arasında görev yapan, Kuzey Kıbrıs'ın 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da, "Seçim yasaklarını Ankara üzerinden delmek hiç de yakışık almadı" ifadeleriyle, Maraş adımına tepki gösterdi.
Talat, "İşin daha vahim yanı İrsen Küçük olayını yaşayan Türkiye hükümetinin bundan hiçbir çıkarımının olmaması" diyerek, 2010-2013 yılları arası Başbakanlık görevi yapan İrsen Küçük'ün UBP lideri olarak Türkiye'den destek aldığı iddialarını hatırlattı.
https://twitter.com/M\_A\_Talat/status/1313815546593501184?s=20
2013 yılında Kuzey Kıbrıs'taki genel seçimlerinde Ankara'nın desteğini aldığı ifade edilen dönemin başbakanı İrsen Küçük, milletvekili seçilemeyerek Meclis dışında kalmıştı.
İrsen Küçük'ün UBP içerisinde Türkiye'nin desteği ile genel başkan seçildiği iddiaları hep gündemde kaldı. Küçük'ün bu destek nedeniyle Meclis dışı kaldığı yorumları da dillendirildi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin bağımsız adaylarından Erhan Arıklı da, Şubat ayında Yenidüzen gazetesine yaptığı açıklamada aynı olayı hatırlatarak, "Türkiye seçimlerde kime destek verdiyse o kaybetti" demişti:
"Bu, ada insanının savunma psikolojisinden kaynaklanan bir durumdur. 'Türkiye'nin adamı' kimse halkın ona karşı ciddi bir tepkisi var. İrsen Küçük, Başbakan iken seçimde kaybetti. Artık bu noktada Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin de bence Kıbrıs Türkünü kendi haline bırakması konusunda bazı dersler aldığını düşünüyorum. Kıbrıs Türkünün siyasi feraseti Anadolu'dakinden az değil."
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel ise BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk halkının eğitim düzeyinin ve bilincinin yüksek bir toplum olduğuna işaret ederek, söz konusu hamlelerin beklenen etkiyi yaratmayacağını belirtti:
"Okullaşma ve yüksekokul bitirme düzeyi çok yüksek, siyasi tercihlerini dikkatli kullanan bir toplum. AKP yönetimi, Türkiye seçmeni gibi davrandı. Seçim öncesi çok göze batan hamleler yaptı ancak bunlar Kıbrıs Türk halkını etkileyecek hamleler değil."
UBP yönetimine daha yakın duran AKP hükümetinin Mustafa Akıncı'yı seçtirmemeye çalıştığını kaydeden Uzgel, "Bu politik hamle AKP'nin beklediği sonucu vermez. Tatar kazanır mı, kazanamaz mı, bunu ben söyleyemem. Ama kazanırsa da bu, AKP'nin adımına rağmen olur" yorumunu yaptı.
Kuzey Kıbrıs'ta Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylardan biri ilk turda salt çoğunluğa erişemezse, en yüksek oyu alan iki aday 18 Ekim'de ikinci turda karşı karşıya gelecek.
Aslında 26 Nisan'da yapılması planlanan ancak koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen seçimde, yedisi bağımsız dördü partilerden olmak üzere 11 aday yarışacak.
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı seçime bağımsız aday olarak giriyor.
UBP lideri ve Başbakan Ersin Tatar ile Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman da seçimde öne çıkan adaylar arasında.
Koalisyon hükümetinden çekilen Halkın Partisi'nin (HP) lideri Kudret Özersay ve Kuzey Kıbrıs'ın ilk lideri Rauf Denktaş'ın oğlu Serdar Denktaş da bağımsız aday oldular.
Kuzey Kıbrıs'ta cumhurbaşkanlığı yarışında ikinci tur genellikle, sol ve sağ çizgideki en güçlü iki aday arasında geçiyor.