İSTANBUL (İHA) - Milli Gazete'deki "Takvimden Yapraklar" isimli köşesinde yayınlanan "Din düşmanlığı terörü" başlıklı yazısında halkı bölücülüğe teşvik ettiği gerekçesi ile hakkında dava açılan köşe yazarı Mehmet Şevket Eygi, 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Selami Çalışkan'ın aynı suçtan aldığı ceza ise paraya çevrildi.
İstanbul 6 No'lu DGM'de görülen duruşmaya, Mehmet Şevket Eygi ve sanık avukatları katılırken, gazetenin Yazı İşleri Sorumlusu Selami Çalışkan duruşmaya gelmedi. Mahkeme heyetinden söz isteyen Eygi, "Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum. Yazar olarak fikir hürriyeti çerçevesinde yazılarımı yazdım. Beğenen ya da beğenmeyen olabilir. Bunları sert kullanan olabilir. Ben beraatimi istiyorum" dedi.
Sanık avukatları da köşe yazısında yasaya aykırı olan hiç bir durumun bulunmadığını belirterek, müvekkillerinin beraatini istedi.
Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, beraat taleplerini reddederek, sanıkları, mahkemede pişman olduklarını belirtmedikleri, hal ve hareketlerinde herhangi bir pişmanlık ibaresi olmadığı ve aynı suçu tekrar işleyebilecekleri gerekçesi ile ayrı ayrı 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Selami Çalışkan'ın hapis cezası 1 milyar 840 miyon 410 bin lira ağır para cezasına çevrildi. Milli Gazete'ye de 3 gün süre ile kapatma cezası verildi.
Çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Eygi, 45 yıldır gazeteci olarak fikir suçlusu olduğunu ve karara şaşırmadığını söyleyerek, "İleride bunun Yargıtay aşaması var. Bu kararı temyize götüreceğim. Mahkeme beni yargılayabilir ama bence kamuoyunun beni yargılaması daha önemli. Bütün dünyada 312'ler var. Ancak hiçbir ülkede Türkiye'deki gibi uygulanmıyor" dedi.
Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete'nin 15 Kasım 2000 tarihli sayısının 2. sayfasında yer alan "Takvimden Yapraklar" isimli köşesinde, "Din düşmanlığı terörü" başlıklı yazısında, Türkiye'de dar bir yönetici azınlığının bulunduğu, halkın bir kısmının dinsiz olduğu, Müslümanlara baskı yapıldığı ve bazı Selanik dönmelerinin devlet idarecilerinin ülkeyi diktatörlük ile yönetilen Tunus'a benzetmek istediği için yayının kamu güvenliği açısından tehlikeli olabileceğini ima ettiği iddiaları ile yargılanıyordu.