İSTANBUL (İHA) - Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından Kadıköy'de düzenlenen "Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı" mitinginde konuşan Federasyon Başkanı Ali Balkız, "Biz 2010 yılında okullar açıldığında çocuklarımıza 'zorunlu din derslerine girmeyin, boykot edin' demek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Kadıköy İskele Meydanı'nda düzenlenen mitinge Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Derneği, çeşitli Alevi örgütleri ve sivil toplum örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerden çok sayıda kişi katıldı. Alana gelen eylemciler üstleri arandıktan sonra içeri alındı. Arama noktalarında görevli polis memurlarının, grip virüsüne karşı maske taktıkları görüldü.
Mitingde konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, bir yıl önce Ankara'da düzenledikleri mitingden sonra Alevilerin çok moral kazandığını belirterek, Alevilerin onurla, gururla, kendi kavram anlayışlarıyla, kendi ibadetleriyle dünyaya örnek olduklarını ve örgütlenmenin erdemlerini kavradıklarını dile getirdi. Balkız, "Bu Alevilerden adam olmaz' diyorlardı. 'Bu aleviler bir araya gelemez, bu Alevilerden iş çıkmaz' diyorlardı. Şimdi görsünler bu resmi, görsünler bu sesi, görsünler o güzel
cemalinizi" dedi.
Alevilerin hakları konusunda sıkıntılar olduğunu savunan Balkız, "Sayın Başbakan'a şunu söylemek isteriz; bu iş kapalı kapılar arkasında olabilecek bir iş değil. Hele hele Dolmabahçe yöntemleriyle çözülebilecek bir iş asla değildir. Biz Dolmabahçe'ye gelip görüşecek kesimler değiliz. Biz meydanlarda konuşacağız. Biz 2010 yılında okullar açıldığında çocuklarımıza 'zorunlu din derslerine girmeyin, boykot edin' demek istemiyoruz" diye konuştu.
Bir kavganın içine çekilmek istendiklerini öne süren Balkız, 'Alevilik insanın içinde midir, dışında mı' diye bizi bir kavganın içine çekmeye çalışıyorlar. Sana ne benim Alevilikten ne anladığımdan, sana ne" dedi. Balkız şöyle konuştu:
"Bu güzel ülkemizde devlet; anayasada, kağıt üzerinde yazdığı gibi değil evrensel anlamda bütün ve kurum ve kuruluşlarıyla gerçekten demokrat, gerçekten laik, sosyal, eşitlikçi ve özgürlükçü, insan haklarına dayalı bir yapıya kavuşuncaya dek bizler barış diye bu yollarda yürümeye devam edeceğiz. Katılımcı, çoğulcu demokrasiden bahsedenlerin, partilerini hangi mantıkla yürüttüklerini biliyoruz. Kendi evlerinde, partilerinde demokrat olmayanlar, bu ülkeye nasıl demokrat olacaklar. Bunlara okulı almak,
alfabenin başından başlatmak lazım."
İstanbul'da yaşayan bir çok Alevi olduğuna dikkat çeken Balkız, "Burada Şahkulu var, Karacaahmet var. Bunlar Osmanlı döneminden kalma, atalarımızdan kalma bizim mekanlarımız, dergahlarımız. Buradaki dostlarımız, dernek yöneticilerimiz ve vakıf yöneticilerimiz kirada oturuyorlar. Hangi caminin cemati oraya kirayla girip çıkıyor, Hacıbektaş'ta olduğu gibi içeriye girerken bilet alıp giriyor. Bu ne biçim dünya, bu ne biçim hak, bu ne biçim hukuksuzluk" şeklinde konuştu.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş de, "Biz kendisine ayrılan ödenek ile 8 bakanlığı bütçesini geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını istiyoruz. Diyanet, laik bir devlette olmaması gereken bir kurumdur. Devlet inançlara eşit mesafede olmalıdır. Bizler alevi köyleri ve mahallelerine cami yapılmasına, Alevi çocuklarının asimilasyonuna hizmet eden zorunlu din derslerine de karşıyız. Çünkü zorunlu din derslerinin insan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğuna hem iç
hukukta hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde karar verilmiştir" dedi.
Gümüş ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Tunceli'de cemevi ziyaretine de değinerek "Onun ayakkabı çıkararak cemevine girmesi kimi çevrelerce alkışlandı. Ama Cumhurbaşkanı bilmelidir ki cemevine saygının ilk koşulu Alevilerin ibadet yerini tanımaktır" diye konuştu.
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil de, "Bugün 'ben Aleviyim' diyen cümlemiz, siyasi dilenciliğe ve pazarlığa çevrilmeyi reddediyoruz. Dilencileştirilerek sözde bize kulak verilmiş gibi yapılarak siyaset sahnesinden kovulmayı reddediyoruz. Görün işte siyaset biziz ve buradayız'' dedi.
Konuşmaların ardından barış güvercinleri uçuruldu.