HABER

Muhafız Alayı darbe girişimi davası

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin 534 kişi hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 534 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve müşteki konumundaki diğer kurumların avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski astsubay Mesut Sancak, Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olduğunu, verilen emir üzerine Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiğini belirterek, "İçerisi kalabalıktı. Karmaşa vardı. Gözlüklü, albay rütbeli, birisi herkese talimat veriyordu, yönlendiriyordu." diye konuştu.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen TÜRKSAT davasında üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve bin 463 yıl 6 ay hapis cezasına çarpıtıldığını belirten Sancak, bu dava dosyasındaki suça konu olan eylemlerinin diğer dosyayla mükerrer olduğunu savunarak davaların birleştirilmesini talep etti.

Sanık Mahmut Tuncer, 17. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden "Genelkurmay çatı" davasında savunmasını yaptığını ifade ederek, oradaki duruşma tutanaklarının dosyaya eklenmesini istedi.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlerine ilişkin savunma yapan Tuncer, 15 Temmuz günü izinde olduğunu, Albay Murat Korkmaz'ın telefon açması üzerine Alaya giderek tatbikat alanınında beklediğini anlattı. Gecenin ilerleyen saatlerinde verilen emir doğrultusunda Muhafız Alayı'ndan yedi araçlık bir konvoyla Genelkurmay'a çıkış yaptıklarını ifade eden Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Murat albayın emriyle sivil araçlarla konvoy oluşturarak yola çıktık. Genelkurmay kavşağına geldiğimizde, polisler bizi durdurdu. Murat albay öndeki araçtan inerek polislerle konuştu. Kısa bir süre sonra polisin izin vermesi üzerine Genelkurmay'ın A1 kapısından içeri girdik. Murat albay orada içtima aldı. Daha sonra Fırat Alakuş albay da yanımıza geldi. Ben ve üç arkadaşımı katları kontrol etmemiz için görevlendirdi."

Tuncer, sabaha kadar Genelkurmay Karargahı'nda yaşadıklarının bu davanın konusu olmadığını öne sürerek savunmasını tamamladı.

Sanık eski üsteğmen Selim Ayazma da üzerine atılı suçları reddederek savunmasına başladı. Ayazma, 14 Temmuz 2016'da Muhafız Alayı'nda nöbetçi olduğunu, olay günü nöbet istirahatindeyken telefonunu açtığında eski Tabur Komutanı Binbaşı Fedakar Akça'nın ve eski Bölük Komutanı Üsteğmen Mennan Yeşilbaş'ın kendisini aradığını gördüğünü ifade etti.

Daha sonra hem tabur komutanı hem de bölük komutanını arayarak tatbikat emrini aldığını ileri süren Ayazma, Muhafız Alayı'nda yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:

"Saat 22.50 civarında içeri girdim. Tabur karargah binasının önüne geldiğimde askerlerin araçlara binmiş halde ve hareket etmek üzere olduğunu gördüm. Tabur Komutanı geç kaldığımı, artık onlara yetişmek için sürem olmadığını, alay içerisinde kalıp Yüzbaşı Burak Ercan'ın emrinde hareket etmemi emretti. Bundan sonra orada bulunanlardan durum hakkında bilgileri olmadığını, onlara da terör saldırısı olduğunu ve emniyet almak maksadıyla Genelkurmay Başkanlığına gidildiğini öğrendim. Daha sonra araçlar hareket ederek kışla dışına çıktılar. Araçlar hareket ettikten sonra o sırada bu bölgede bulunan Burak yüzbaşının yanına giderek ne yapmam gerektiğini sordum. O da bana 25 Nolu nizamiyeye gideceğini benim de kendisiyle birlikte oraya gelmemi söyledi. Sabaha kadar nizamiyede bekledik."

FETÖ ile irtibatı olmadığını ve darbe girişimine iştirak etmediğini savunan Ayazma, tahliye talebinde bulundu.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

(AA)

En Çok Aranan Haberler