'Güçlendirilmiş parlamenter sistem' çalışması yürüten altı muhalefet partisi düzenledikleri toplantıda, hükümet kurulması ve düşürülmesi, yargı bağımsızlığının sağlanmasına dönük ilkeleri ele aldı.
Bu kapsamda, gensoru ile hükümetin düşürülmesi için salt çoğunluk aranması ve yeni hükümet kuracak çoğunluğa ulaşılmasını öngören "yapıcı güvenoyu" mekanizmasının getirilmesi, Başbakan tarafından atanan bakanların cumhurbaşkanı tarafından veto edilememesi, OHAL sürelerinin kısaltılması ve OHAL kararnamelerine son verilmesi dahil bir çok konuda uzlaşmaya varıldı.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda temel ilkeleri belirlemek üzere partileri tarafından görevlendirilen CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ve Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, dün dördüncü kez TBMM'de bir araya geldi ve " yürütme ve yargı" başlıkları üzerindeki çalışmaları sürdürdü.
BBC Türkçe'nin edindiği bilgiye göre, altı siyasi partinin üzerinde uzlaşmaya vardığı ilkeler şöyle:
Üzerinde uzlaşılan bir başka başka ilke ise cumhurbaşkanının Olağanüstü Hal Kararnamesi (OHAL) çıkarma yetkisine son verilmesi ve OHAL sürelerinin kısaltılması.
Toplantıda OHAL süresinin kısaltılması konusunda ilke kararına varılmakla birlikte şimdilik bir net süre konulmadı. Bu sürenin 3 veya 4 ay olabileceği üzerinde duruldu.
OHAL yasası yeterli olacağı için halen Cumhurbaşkanı'nın yetkisinde olan "OHAL KHK'sı" çıkarma yetkisine son verilmesi benimsendi.
Muhalefet partileri daha önce cumhurbaşkanının bir kereye özgü 7 yıllığına seçilmesi ve "devletin başı" sıfatıyla sorumsuz ve temsili görev ve yetkiler tanınması konusunda uzlaşmaya varmıştı.
Bu çerçevede, cumhurbaşkanının yasama, yürütme ve yargıya ilişkin görevlerine, yani icrai görev ve yetkilerine son verilmesi benimsendi ve imzaladığı kararlarlarla ilgili, başbakan ve ilgili bakanın da imzası kuralını içeren "karşı imza" ilkesi öngörüldü.
Cumhurbaşkanına sadece kendi teşkilatı ile ilgili atamalarda tek başına imza atma yetki verilecek ve anayasada istisnai nitelikteki tek başına imza atabileceği işlemler açıkça düzenlenecek.
Cumhurbaşkanının icrai yetkilerine son verilirken, başbakanın yetkileri artırılacak.
Başbakan, TBMM üyeleri veya gerekli görülmesi halinde, eski sistemde olduğu gibi milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından bakanları atayacak.
Cumhurbaşkanının, eski parlamenter sistemde olduğu gibi bakanları "veto" yetkisi olmayacak ve Başbakan'ın önerdiği ismi bakan olarak onaylamak durumunda olacak. Aynı şekilde cumhurbaşkanı yasaları bir kere daha görüşmek üzere Meclis'e gönderebilecek ancak bu konuda da veto yetkisi olmayacak.
Seçimlerden sonra yeni hükümet kurulması görevi de yeniden düzenlenecek.
Buna göre eski sistemde olduğu gibi cumhurbaşkanı hükümet kurma görevini parlamentoda en çok sandalye sayısına sahip olan siyasi partinin liderine verecek.
Ancak hiçbir siyasi partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğa sahip olmaması halinde, cumhurbaşkanının "seçim hükümeti" kurarak, erken seçime gitme yetkisi de elinden alınıyor.
Buna göre en fazla sandalyeye sahip siyasi parti, hükümeti kuramadığı taktirde, cumhurbaşkanı hükümet kurma görevini sırasıyla ikinci, üçüncü partiye verecek ve siyasi partilerin konulacak süreler içinde hükümeti kurması için uzlaşma araması sağlanacak.
7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP ilk kez tek başına hükümet kurma çoğunluğunu kaybetmiş, ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP'ye hükümeti kurma görevi vermemiş ve "seçim hükümeti" kurularak 1 Kasım 2015'te seçime gidilmişti.
Yargı başlığı altında yapılan çalışma kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun ikiye ayrılması öngörüldü. Hakimler Kurulu'ndan Adalet Bakanı ve Müsteşarı çıkarılacak.
Savcılar Kurulu'nda ise idari anlamda Adalet Bakanlığı ile doğrudan çalışılması gerektiği için yer alıp almaması henüz karara bağlanmadı. Adalet Bakanı'nın yer alsa bile oy hakkı tanınıp tanınmaması konusu gelecek haftaki toplantıya bırakıldı. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu'na üye atamasında yürütmenin yetkisi olmaması, üyelerin TBMM, yargı organları ve barolar tarafından belirlenmesi benimsendi.
Hakim ve Savcılar Kurulu kararlarının disiplin ve meslekten çıkarma kararları yargısal denetime tabi olacak, hakimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı'na bağlı olduğuna ilişkin hüküm kaldırılacak.
Yargılamanın her aşamasında ve duruşma salonlarının düzeninde "silahların eşitliği" ilkesi uygulanacak. Bu çerçevede savunma ile iddia makamı salonda eşit düzeyde olacak, savcılar bir üst basamakta oturmayacak.
Özel yargılama usulleri ve özel mahkeme uygulamasına son verilecek. Bu çerçevede yetkileri tartışma sonusu olan sulh ceza hakimliklerinin yetkileri yeniden düzenlenecek.