Özdemir: "Federer ya da Serena ile oynamak isterdim"
İstanbul-DHA
Tenis ile yaklaşık 30 yıl süren ilişkisinden sonra gönlünü golfe de kaptıran, Türk sporunun önemli figürlerinden Nihat Özdemir, tenisin başarılı ve ünlü isimleri ile aynı korta çıkmak istediğini söyledi.
"Türkiye'de birlikte korta çıkmadığım ve yenemediğim kimse kalmadı" yorumunu yapan ve ciddi bir rakipten teklif gelmesi halinde yeniden raketi eline alabileceğini aktaran Özdemir, "Federer ya da Serena ile oynamak isterdim" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin; iş dünyasından (Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı), Fenerbahçe'den (eski ikinci başkan) ve Futbol Federasyonu'ndan (başkan vekili) tanıdığı Nihat Özdemir, aslında tam bir tenis aşığı. 30 yıla yakın kendi kategorisinde 'üst düzey' tenis oynadıktan sonra golfe 'yatay geçiş' yapan Özdemir, Türk tenisinin Kort dergisi yazarı Engin Kratzer'e konuştu. Kratzer ile Tenis Eskrim Dağcılık Spor Külübü'nde (TED) bir araya gelen Özdemir, kendisine yöneltilen soruları içtenlikle yanıtladı. Özdemir'in röportajında şunları söyledi:
En çok yaptığım spor 42-43 yaşında başladığım tenistir. Tenisin bendeki yeri ayrıdır. Haftada iki veya üç defa oynamaya çalışırım. Houston'da (ABD) evimizin hemen önünde golf sahası vardı. Bir gün oraya gidip golf oynamak istediğimi söyledim ve annesi Kaliforniyalı, babası Filipinli bir hocadan eğitim almaya başladım. Türkiye'ye döndüğümde de devam ettim. Yani golfe başlamamın asıl nedeni Houston'daki evimin önünde bulunan golf sahasıdır.
Daha önce haftada iki-üç kez tenis oynar, turnuvalara katılırdım. Golfe olan merakım yedi sene önce başladı. Ekipmanlarını almıştım ama bir türlü başlayamamıştım. Bir buçuk yıl önce oynamaya başladım ve devam ediyorum. Golfe başladıktan sonra Bodrum, Ankara ve Kemer Golf kulüplerine üye oldum. Antalya'da çok güzel golf sahaları var. Antalya'daysam mutlaka golf için kendime zaman ayırıyorum. Bazen sırf golf oynamak için hafta sonları Antalya'ya gidiyorum.
"GOLF HER YAŞTA YAPILABİLECEK SOSYAL BİR SPOR"
Benim bir prensibim var; her sabah ortalama 1.5 saat yürürüm. Dünyanın neresinde olursam olayım bu alışkanlığımdan vazgeçmem. Golf de yürüyüşle çok özdeşleşen bir spor. Ayrıca golf her yaşta yapılabilecek sosyal bir spor. O nedenle bundan sonra benim hayatımda her zaman çok önemli olacak. Artık seyahatlerimde de golf sahaları olan yerleri seçeceğim. Türkiye'de turizm geçmişi çok eskilere dayanmıyor. Kimse 15 - 20 yıl öncesine kadar Türkiye'de turizm olduğunu söyleyemez.
Bu, rahmetli Turgut Özal'la başladı ve artarak devam ediyor. Kaliteli yatak sayımız yükseliyor. Antalya bu işin amiral gemisi oldu. Bu bütün Anadolu'ya yayılmaya başladı. Antalya'da da gördük ki hepimiz turizmin yanında spor olarak da futbol ve golf büyük önem kazandı. Oldukça ciddi golf turnuvaları yapıldı. Yıldırım Demirören Kemer Golf Kulübü'nü satın aldı, arkasından Fikret Öztürk turizme yöneldi ve Regnum'u yaptı. Bunlar önemli gelişmeler. Tahmin ediyorum ki önümüzdeki yıllarda turizme ve golfe olan yatırımlar daha da artacaktır.
"SABIR GÖSTEREN TENİSTEN KOPAMAZ"
Tenis, insanın rekabet ve mücadele duygusunu tatmin ederken bir yandan fiziksel olarak da güçlendiriyor. Tenis oynayanlar yeterli sabrı gösterirse o spor yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası haline gelir. Ancak tenis eğlenceli olduğu kadar yüksek kondisyon gerektiren ve vücuda aşırı yüklenen bir spordur. İki sporun swing hareketleri birbirine benziyor aslında. Teniste iyi bir stil oturtmuşsanız golfü de iyi oynarsınız. Teniste hızlı olmak adına hep topu düşünerek vuramayabilirsiniz. Bazen topa yetişmek, koşmak, refleksif oynamak gerekiyor. Golfte ise her vuruştan önce havayı, sahanın durumunu, bulunduğun yeri, rüzgarı hesaba katarak topa vurmak gerekiyor.
Türkiye'de oynamadığım kimse kalmadı diyebilirim. Gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler, sanatçılar kim varsa... Birisi davet etsin, mutlaka oynamaya çalışırım. Yenemediğim adam kalmamıştır. Ne yapar eder, yenmeye çalışırım. Rahat edemem çünkü. Kafama takılır. Genel olarak iddialı biriyim ve her yaptığım iş gibi sporu da çok ciddiye alıyorum. Öyle bir maç teklifi gelse bugün yine korta çıkarım.
Türkiye'deki herkesle oynadım. Yurt dışından Serena (Williams) veya Federer (Roger) ile yan yana oynamak isterdim. Bunun benzerini golfte yaşıyorsunuz. Golf oynarken dünya çapındaki profesyonel golfçüler ile yan yana aynı parkurda topa vuruyorsunuz.
İstanbul'da sporun kurumsallaşması açısından TED'in çok büyük bir işlev üstlendiğine inanıyorum. Birçok sporcu bu kulüpten yetişti. Bundan sonra da ülkeye önemli sporcular yetiştirmeye devam edecektir.
Türk tenisi son yıllarda önemli başarılar yakaladı. ABD Açık'ta 4 sporcumuzla elemelere katıldık. Dünyanın en tecrübeli raketleriyle mücadele ettik. Türk tenisinin her gün daha yukarı çıktığını görüyoruz. Hem turnuvalara katılım sayımızı hem de elde ettiğimiz dereceleri geliştirmeliyiz. Sadece bugünü düşünmeyip geleceğe de yatırım yapmaya devam etmeliyiz. Milli sporcularımızın geçen sezon uluslararası alanda sergilediği performans bizleri mutlu etti. Geçen sene Türk tenisi adına ilklere sahne oldu. Çağla Büyükakçay, Fransa Açık'ta ana tabloya yükselerek Türk tenisi adına bir ilki gerçekleştirmişti. Kazanılan bu başarılar bizi daha çok motive etmeli. Adım adım ilerleyip önemli başarılar kazanacağımıza inanıyorum."
(fotoğraflı)