HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Obezite tedavisi ve tüp mide ameliyatı

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kamil Gülpınar, “Tüp mide ameliyatı nedir, avantajları ve dezavantajları nelerdir?” sizler için cevapladı.

Obezite tedavisi ve tüp mide ameliyatı

“Sleeve Gastrektomi, ya da daha çok bilinen adıyla tüp mide ameliyatı, midenin %80 oranında küçültüldüğü kısıtlayıcı bir obezite ameliyatı tekniğidir. Mide hacminin kısıtlanması kilo kaybında etkili olmasını sağlar. Bu ameliyatta midenin yaklaşık üçte ikisi çıkarıldığı için kişinin her öğünde alabileceği gıda miktarı azalır ve beslenme alışkanlıkları değiştirilir. Buna ek olarak fundus denilen midenin üst bölgesinden salgılanan ghrelin hormon seviyeleri de kontrol altına alınarak iştah hissinin azalması sağlanır.”

Kapalı teknikle yapılır

“Tüp mide ameliyatında teknik olarak laparoskopik yani kapalı ameliyat tercih edilmektedir. Diğer teknikler ile kıyaslandığında kilo kaybı oranı mide bandı yani mide kelepçesi tekniğinden daha yüksek, gastrik bypass tekniği ile ise benzer seviyelerde olur. Bu teknik hasta için uygun olduğu sürece makul oranda komplikasyon riski olan oldukça güvenli bir tekniktir. Tüp mide ameliyatının en önemli avantajı kelepçe gibi vücuda yabancı bir cisim yerleştirilmemesi ve ayarlama gerekmemesidir. En ciddi dezavantajı ise ameliyattan sonra kaçak riski olması ve ameliyatın geri dönüşümsüz olmasıdır.”

Tüp mide ameliyatının avantajları

“Tüp mide ameliyatı, midenin kapasitesini azaltırken gıdaların küçük miktarda olmak şartıyla doğal etkisini göstermesine izin verir. Midenin açlık hissini oluşturan ghrelin hormonunun bulunduğu kısmı da alınır. Mide çıkışındaki pilor sfinkteri kısmı korunduğu için dumping sendromu riski en aza indirilir. Ülser oluşumu riskini azaltır. Barsak baypassı uygulanmadığı için barsak tıkanıklığı, marjinal ülser, kansızlık, kemik erimesi, protein ve vitamin yetmezliği riskleri çok düşüktür. Vücut kitle indeksi 55 ve üzeri olan hastalarda en etkili obezite cerrahisi tekniğidir. Vücut kitle indeksi 30-50 arasındaki hastalar için en uygun tek aşamalı bir prosedürdür. Bypass tekniklerinden çekinen, kansızlık gibi yüksek risk grubundaki hastalar için en uygun ameliyat tekniğidir. Vücudunda kelepçe gibi yabancı cisim istemeyen hastalar için de iyi bir seçenektir. Laparoskopik sleeve gastrektomi ameliyatı kapalı teknik ile yapıldığı için yara problemi ve akciğer enfeksiyonu riski yok denecek kadar aza iner ve iyileşme süreci hızlanır.”

Tüp mide ameliyatı kimler için uygun

“Tüp mide ameliyatı boy ve kilo oranıyla hesaplanan vücut kitle indeksi (BMI) 40 veya daha yüksek olan hastalar ile BMI’si 35-40 olan ve beraberinde diyabet, uyku apnesi, yüksek tansiyon veya osteoartrit gibi yandaş hastalığı olan hastalara önerilir. Tüp mide ameliyatı obezite ile mücadele eden ve diğer kilo verme yöntemlerini en az 1 yıl denediği halde başarısız olmuş kişiler için uygulanan komplikasyon riski düşük ve güvenilirliği yüksek bir tekniktir. Tüp mide ameliyatının uygun olmadığı durumlar ise vücut kitle indeksi 35’ten düşük, genel anestezi riski bulunan, ciddi psikiyatrik rahatsızlığı, ilaç veya alkol bağımlılığı, tedavi edilememiş özofajiti ve büyük hiatal fıtık rahatsızlığı bulunan hastalar olarak sayılabilir.”

Tüp mide ameliyatının amacı

“Sleeve Gastrektomi cerrahisi günümüzde genellikle laparoskopik olarak yani kapalı teknikle gerçekleştirilir. Karında sadece 4 veya 5 adet, en büyüğü 12 mm, en küçüğü 5 mm olan kesi açılarak yapılır. Ameliyatta mide hacmini daraltmak için midenin yaklaşık üçte ikisi dikey olarak kesilip çıkarılır. Midenin kalan kısmı 100 ml bir hacme sahip tüp şeklindedir. Kapalı teknikte ameliyat sonrası iyileşme süreci çok daha hızlı ve yara izi sorunları ise çok daha az görülmektedir. Genel anestezi uygulanarak gerçekleştirildiği için hasta ameliyat süresince uyku halinde olur ve hiçbir şekilde ağrı ya da sızı hissetmez. Tüp mide ameliyatı ortalama 45-60 dakika içinde tamamlanır.”

Tüp mide ameliyatı sonrası iyileşme süreci

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kamil Gülpınar “Sleeve Gastrektomi operasyonundan sonra ilk saatlerde hasta hafif düzeyde ağrı ve bulantı kusma gibi yakınmalar hissedebilir. Bu yakınmalar için damar yolu ile güçlü ilaçlar verilecektir. Ameliyat akşamında hasta yürümeye başlayabilir ve yudum yudum su içebilir. Bir gün sonra yaklaşık 2 bardak kadar su alabilir, bu arada serum desteği devam eder. 3. gün hasta su, elma suyu, laktozsuz süt, tanesiz çorba gibi sıvı diyet eşliğinde evine gönderilir. Hastanın sağlıklı bir şekilde beslenebilmesi için ihtiyacı olan besinleri içeren bir diyet programı hazırlanır. Bu diyet ilk hafta berrak sıvılar, ikinci hafta çorba kıvamında sıvı gıdalar, iki hafta sonrasında püre gıdalardan oluşur. 1. aydan itibaren çok iyi çiğnemek ve yavaş yavaş yemek kaydıyla katı gıdalarla beslenmeye başlanabilir. Hedeflenen miktarda kilo verilmesini sağlamak için diyet kurallarına uymak ve düzenli egzersiz yapmak çok önemlidir.”

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler