DİYARBAKIR (İHA) - Yol-İş 2 Nolu Şube Mali Sekreteri Mehmet Bayram, terör olaylarının en yoğun olduğu dönemlerde kırsaldaki vatandaşa hizmet götürmek için canları pahasına çalışan Köy Hizmetleri işçilerinin ödülünün okullardaki tuvaletleri temizlemek olduğunu söyledi.
Hükümet tarafından 2005 yılında kapatılarak İl Özel İdaresi'ne devredilen ve 2007 yılında Diyarbakır'da Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı okullara hademe olarak görevlendirilen eski Köy Hizmetleri işçilerinin mağduriyeti artıyor. Terör olaylarının yoğun olarak yaşandığı 1992 yıllarında güvenlik güçleri ile birlikte köylere hizmet götüren işçiler, bu uğurda çok sayıda arkadaşlarını kaybetti. Fedakarca çalışmalarına rağmen hademe olan işçiler, bunlara rağmen halen umutlu. Yıllardır Köy Hizmetleri eski
işçilerinin haklarını savunan Yol-İş Diyarbakır 2 nolu Şube Mali Sekreteri Mehmet Bayram, terör olaylarının en yoğun olduğu dönemlerde kırsaldaki vatandaşa hizmet götürmek için canı pahasına çalışan Köy Hizmetleri işçilerinin ödülünün okullardaki tuvaletleri temizlemek olduğunu söyledi. Köy Hizmetleri'nin İl Özel İdareleri'ne bağlandıktan sonra çok büyük sıkıntılarla karşılaştıklarını ve bu sıkıntıların devam ettiğine işaret eden Bayram, şöyle dedi: "Köy Hizmetleri İl Özel İdaresi'ne bağlanırken,
Sayın Başbakanımız, 'Köy Hizmetleri'ni kapatmıyoruz, İl Özel İdareleri'ne bağlıyoruz ve hizmeti Yerinde vereceğiz' demişti. Asıl amaç bu idi ama ne hikmetse Başbakan'ın dediklerinin hiçbiri gerçekleşmedi. Diyarbakır'da yapılan uygulama 80 ilin hiçbirinde uygulanmadı. Köy Hizmetleri olarak, terörün en yoğun yaşandığı 1992'lerde hiçbir kurum belediye hudutları dışına çıkamazken, biz işçiler Kulp'un, Lice'nin dağlarında güvenlik kuvvetleri ile birlikte yol yaptık, çalıştık. Çok sayıda arkadaşımızı yitirdik,
kimileri kaçırıldı. Araçlarımız yakıldı. Mağdur olduk ve sıkıntı yaşadık. 800 köy ve bin 200 mezra yolunu yaptık. Köy Hizmetleri, İl Özel İdaresi'ne bağlandıktan sonra Silvan yolunu 4 ay içerisinde tamamladık. Bizmil ve Çınar duble yolunun bir kısmını biz yaptık. Fakat bu yaptığımız çalışmalar bize mal edilmiyor. Çünkü, bu yollar Karayolları ağı içerisinde bulunuyor. Hizmetleri yapan biziz ama şerefi başkasına ait gösteriliyor" dedi.
Bayram, İl Özel İdaresi'ne bağlandıktan sonra yönetimin kendilerine bakışlarının çok farklı olduğunu öne sürerek, "Hiçbirisi makina parkından ve yoldan anlamaz. Memur zihniyeti ile idare ediliyoruz. Yıllarca emek harcayan, yollar yapan verimli çağında olan 417 işçimize zorunlu hademelik yaptırıyorlar. Asıl amaçları bunları zorla emekli ettirmektir. Emekli edilecekse, kanun çıkarılsın emekli edilsin. 30 yıldan beri dozercilik yapan arkadaşımıza hademelik yaptırıyorlar" dedi.
Makine parkındaki araçları satmaya başladıklarını değinen Bayram, "İl Özel İdaresi yetkilileri, ekonomik ömürlerini tükettiklerinden dolayı sattıklarını söylüyorlar. Fakat ne yazık ki satılan bu araçları kiralayarak yeniden burada çalıştırıyorlar. Örneğin, 30 bin liraya dozer satmışlar, şimdi ise bu dozeri 1 aylığına 30 bin liraya kiralamışlar" dedi.
Yol-İş 2 Nolu Şube Mali Sekreteri Bayram, İl Özel İdaresi'ne bağlantıktan sonra ödeneklerinin merkez bütçeden karşılanacağı yönünde kanun çıktığını hatırlatarak, "Seçime kadar karşılandı. Fakat 29 Mart yerel seçimler sonrası bir kanun çıkarıldı. Bu kanunda, Maliye Bakanı'na yetki verildi. Bu yetki ile Maliye Bakanı isterse 3'te birini kesebilir dendi. 2009'un martına kadar ücret kesintisi yapılmadı. Seçimlerin ardından kesintiler başladı. 2,5 aydan bu yana ikramiyeleri, emekli olanlar tazminatları
ödeyemiyor. Mağdur durumdalar. Özel İdare yetkilileri, "Meclis bu parayı ayırmıyor ki biz bu parayı karşılayalım" diyorlar. Meclis'e gidiyoruz, Meclis de "Bütçem kısıtlı. Kısıtlı bütçe ile işçiye nasıl maaş vereceğim?" diyor. Bizim 1 yıllık ücretimiz için alacağımız para 48 trilyondur. Oysa ki Diyarbakır İl Özel İdaresi'nin bütçesi ise 55 trilyondur. Maliye Bakanı'nın, Başbakan'ın bize sözü vardır. Çok mağdur durumdayız. Bundan dolayı pazartesi günü işi bırakma kararı aldık. Eylem kararı aldık" diye
konuştu.