ANKARA(ANKA)- IMF uzmanları tarafından hazırlanan bir raporda, Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinde kamu kuruluşlarının bütçe dışına çıkma eğilimlerinin fazla olduğu belirtildi. Belediyeler, kamu teşebbüsleri gibi alt kamu sektörlerinde finansal durumun merkezi hükümetin denetim eksikliği dolayısıyla "izlenmediği" gerekçesinin bir çok ülke için yaygın olduğu belirtilen, oysa bunun ancak gelişmiş ülkeler için normal karşılanabileceği kaydedilen raporda "Buradaki mali problemlerin raporlanması, ekonominin diğer alanlarında kamuoyu ve politika üretenlerin bu konular hakkındaki farkındalıklarını yükseltebilir ve bu sektörler üzerinde daha fazla kontrol sağlanması çabalarını destekler" denildi.
"Orta Doğu ve Orta Asya Ülkelerinde Mali Kapsam: Uygulama ve Gelecek" başlıklı, IMF için bir bağlayıcılığı bulunmayan Çalışma Raporu'nda bölge ülkelerindeki bütçe dışı fonlar, stoklar ve sorunlu kamu
teşebbüsleri gibi kamu kurumlarının milli muhasebe hesabı dışı tutulmasının sonuçları incelendi. Raporda Türkiye'den de örnekler verildi.
-ORTA DOĞU VE ORTA ASYA'DA BÜTÇE DIŞINA ÇIKMA EĞİLİMİ FAZLA–
Raporda, Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinde mali kapsamın (fiscal coverage) diğer bölgelere göre daha kısıtlı olma eğilimi bulunduğu, buradaki ülkelerin büyük bir bölümünde kamu finans etkinliklerinin önemli miktarının merkezi hükümet hesapları dışında kaldığı ve resmi mali istatistiklerin bunları kapsamadığı belirtildi. Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinde mali kapsamın genişlemesine yardım edecek gerekli veri derleme ve raporlama kapasitesinin zayıf olduğu belirtilen raporda, "Sonuç olarak bu ülkeler mali kapsamlarını geliştirmeden önemli yararlar sağlayabilecekken aynı zamanda potansiyel olarak bunu yaparken ihmal edilemeyecek bir maliyetle de karşılaşacaklar" denildi.
-GÜVENLİK VE SAVAŞ BÜTÇELERİNİN DURUMU-
Raporda güvenlik ve savunmadaki gizlilik nedeniyle ortaya çıkan mali kontrol eksikliklerine bakarak mali kapsamı bu sektörlere de yaymanın kısa vadede pratik yarar sağlayamayacağı belirtildi.
-TÜRKİYE'DE KAMU TEŞEBBÜSLERİNİN DURUMU RAPORDA-
"Türkiye'de Kamu İktisadi Teşebbüslerinin İzlenmesi" başlıklı bölümde ise özetle şu değerlendirmeler yapıldı:
"-Merkezi hükümet kamu teşebbüslerini yıllar boyunca izlerken, Türkiye bu kuruluşlar hakkında IMF'ye 2000 yılındaki stand-by anlaşmasıyla birlikte sistematik rapor vermeye başladı. Finansal ve istihdam verileri, merkezi hükümetten önemli ölçüde transfer alan sekiz kamu şirketinde toplanıyordu. Sekiz kamu teşebbüsü temel olarak enerji, tarım ve ulaşım sektörlerinde yer alıyordu. Başlangıçtaki izleme sistemi kamu teşebbüslerinin mali ve istihdam açıklamalarının Hazine'de toplanması şeklinde oluyordu. 2002'de Hazine verileri internet üzerinden toplamaya başladı. Kamu iktisadi teşebbüsleri standartlaştırılmış tablolarını doğrudan Hazine'nin web sitesine yüklüyorlardı. Online veri toplanması ve izleme sistemi maliyette bazı tasarruflara yol açtı ve 2004 itibarıyla izlenen girişimlerin sayısının 8'den 24'e yükselmesine olanak verdi.
-Mali riskleri daha iyi yönetmek için, kamu iktisadi teşebbüslerine daha fazla odaklanmış bir gözetim, bu teşkilatların icraatlarında iyileşmelere yol açmıştı.
-İzleme maliyeti görece düşük olmuştur. Hazine Müsteşarlığında veri işleme için ihtiyaç duyulan personel sayısı 4-5 kişidir, fakat KİT'lerin de verilerin işlenip gönderilmesi için yeterli kapasiteye sahip olması
gerekiyordu. Hazine Müsteşarlığı online veri sunumu için başlangıç eğitimini sağladı. Bu koşullar az gelişmiş yönetim kapasitesine sahip diğer ülkeler için daha zor olabilir."
Raporun "Türk Deneyiminden Alınan Bazı Dersler" bölümünde ise şöyle denildi:
"-Güçlü bir sorumluluk ile Maliye Bakanlığı'ndan, koordinatör bakanlıklardan elde edilen fonların ve kamu iktisadi teşebbüslerinin etkin bir şekilde izlenmesi gerekmektedir. Risk yönetimi ve KİT'lerin özelleştirilmesi gibi ortak bir hedef gerekli motivasyonu sağlayabilir.
-KİT'lerin izlenmesini sorumlu tek birim icra etmelidir. Değişik amaçlarla değişik birimlere izleme raporu vermek motivasyonu ve verilerin doğruluğunu azaltabilir.
-KİT'lerin izlenmesi ve raporlar saydam ve parlamento dahil, kamuoyunun incelemesine açık olmalıdır.
-İzleme sistemleri hızlı-doğru veri elde etmek için entegre ve yeterince basit olmalıdır."
- BELEDİYELERİN DENETLENMESİ FARKINDALIK YARATIR –
Bir çok ülkede belediyeler, kamu teşebbüsleri gibi alt kamu sektörlerin mali durumlarının merkezi hükümetin denetim eksikliği dolayısıyla denetlenmemesinin sadece gelişmiş ülkeler için normal sayılabileceğine değinilen raporda, ekonomi politikasını üretenlerin doğru politikalar ortaya koymak için belediyeler, kamu iktisadi teşebbüsleri gibi kurumların oluşturdukları mali baskıdan haberdar olmaları gerektiği belirtildi. Çalışma Raporu'nda, "Söz konusu sektörlerden kaynaklanan mali problemlerin raporlanması, ekonominin diğer alanlarında kamuoyu ve politika üretenlerin bu konular hakkındaki farkındalıklarını yükseltebilir ve bu sektörler üzerinde daha fazla kontrol sağlanması çabalarını destekler. Türkiye deneyi, kamu sektöründe geniş bir planlama ve ortak vizyonun, kamu sektörü faaliyetlerinin izlenmesini geliştirmede önemli olduğunu ortaya koyuyor" denildi.
-EKSİK KAPSAM MALİYE POLİTİKASINI ZEDELEYEBİLİR–
Raporda, kamu sektöründe analizlere alınmayan bölümler bulunmasının maliye politikasını zedeleyebileceği uyarısı yapılırken, şöyle denildi:
"Hükümetin ekonomi üzerindeki etkisi hakkında kesin olmayan değerlendirmeler ekonomik çözüm arayışlarında yetersizliğe yol açabilir, var olan herhangi bir mali dengesizliği şiddetlendirebilir, mali istikrarı zayıflatabilir. Örneğin, geniş mali kapsam eksikliği, mali baskının kaynaklarını karartabilir, politika üretenleri, aynı düzeyde tetkik edilmemiş alanlarda bir genişleme politikası sürdürürken, önlemlerin alınmasında gecikmeye ya da yüksek harcama yapılan noktalarda bütçe kesintileri yapmaya itebilir."
-BÜTÇE DIŞILIK SAYDAMLIĞI, HESAP VERİLEBİLİRLİĞİ ZEDELER"–
Kamuda bazı birimlerin genel muhasebeye katılmamasının saydamlık ve hükümetin hesap verebilmesi ilkesine de aykırı olduğu şöyle ifade edildi:
"Mali bütünlüğün daraltılması aynı zamanda hükümet icraatlarının saydamlığı ve hesap verilebilirliğini, inceleme ve denetimden kaçınmak için, kapsam içi uygulamaların dışına çıkma niyetleri yaratmak suretiyle zedeler. Bu, örneğin, bütçeden kamu işletmelerine fon aktararak, bütçe dış fonlar oluşturarak yapılabilir."
Çalışma Raporu'nun "Bütçe dışı fonlar" bölümünde "Mali operasyonlar üstlenen bütçe dışı fonlar hükümet istatistiklerinde tamamen yer almalı" denilirken, "Türkiye ve Uruguay'daki emeklilik fonlarında olduğu gibi
bazı ülkelerde bütç