BURSA (İHA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Türkiye'de işsizliği yenme konusunda işin hükümete bırakılmasının sorumluluktan kaçmak olduğunu ifade ederek, "Bir insana iş oluşturmak konusunda hükümet ne kadar sorumluysa, işletmeler de işveren de o kadar sorumludur. Bu bir sosyal sorumluluktur" dedi.
Murat Başesgioğlu Kestel İlçesi'ndeki yemek firmasının açılışında konuştu. Türkiye'de her yıl işgücü piyasasına 750 bin gencin girdiğini ifade eden Başesgioğlu, "Okulunu, askerliğini bitirmiş. 'Ben iş istiyorum, aş istiyorum' diye geliyorlar. Biz devlet olarak ancak bunun 50 binini karşılıyoruz. Geriye kalan 700 bin gencimize özel sektör kucak açıyor. İş konusunda özel sektörün büyük sorumluluğu var. Uyguladığımız sıkı istikrar politikasına rağmen bütün imkanları zorlamaya kararlıyız. İşçilerimiz, işveren ve hükümetle üçlü sosyal taraf olarak, Türkiye'deki işsizliği yenme mücadelesini birlikte yapacağız. Bu mücadeleyi sadece hükümet yapsın demek sorumluluktan kaçmaktır. Bir insana iş oluşturmak konusunda hükümet ne kadar sorumluysa, işletmeler de işveren de o kadar sorumludur. Bu bir sosyal sorumluluktur" diye konuştu.
Bir ülkedeki işsizlik sayısının fazla olmasının yoksulluğu da beraberinde getireceğini vurgulayan Başesgioğlu, "Bir ülkede yoksulluğun fazla olması da o ülkedeki bütün sosyal kesimleri rahatsız eder. Ülkenin bir kısmı refahı yaşarken, diğer tarafta da çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermeye çalışanlar varsa o ülkede iç huzuru ve barışı kurmak mümkün değildir. Onun için işsizliğin önlenmesi yönündeki bu mücadelemize işçimizi, işverenimizi bunların konfederasyonlarını davet ediyoruz. Bu mücadeleyi birlikte yapacağız. Bu sorumluluğu birlikte paylaşacağız. Bütün dünyada uygulanan model de bu" şeklinde konuştu.
Türkiye gündeminin en önemli maddesinin işsizlik ve istihdam olduğunu kaydeden Başesgioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Başbakanımızın talimatıyla hepimizin hem ekonomik hem de sosyal boyutlarıyla çok önemsediği işsizlik konusunu, işsizlik oranlarını makul seviyelere çekmek için büyük bir gayret içerisindeyiz. Ancak dünyanın hiçbir ülkesinde işsizliği birden bire makul rakamlara indirecek sihirli bir reçete yoktur. İşsizliği önlemenin en birincil yolu o ülkedeki ekonomik büyümeden geçmektedir. Eğer ekonomimiz belli bir büyüme performansı gösteremezse işsizlik konusunda fazla başarılı olmanız mümkün değil. Türkiye bu anlamda 3 yıldır güzel bir iklim yaşıyor. 2003 ve 2004 yılında Türk ekonomisi dost düşman herkesi gıpta ile baktıracak bir büyüme performansı gerçekleştirdi. 2004 yılında da Türkiye'nin ekonomik büyüme performansı 9.9 dur. Bu belki de Çin'den başka diğer gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşmiş bir büyüme oranı değildir. Öncelikle hükümet olarak amacımız, bu yakaladığımız yüksek büyüme oranlarını sürdürebilir kılmaktır."
Türkiye ekonomisinin bir büyüyüp bir küçülmesinin ekonomik şokları da beraberinde getirdiğini belirten Murat Başesgioğlu, "Şu anda tüm makro ekonomik göstergeler Türk ekonomisinin yine 2005 yılındaki büyüme performansının da yüksek olacağını göstermektedir. Bu işsizliğin önlenmesi konusunda bizim için çok önemli pozitif bir değerdir. Bunun dışında işsizliğin önlenmesi için aktif istihdam politikaları dediğimiz politikaları mutlaka uygulamamız gerekir. İstihdam vergileri başta olmak üzere işgücü piyasamızın katılıklarını giderecek yasal ve idari tedbirlerin bir kısmını aldık. Almaya da devam diyoruz. Gerek SSK primleri, gerekse vergiler, gerekse enerji maliyetleri konusunda yani işgücüne etki eden bütün maliyet unsurlarını birlikte değerlendirmek istiyoruz. Ama şunu da açıkça söylemek lazım. Örneğim SSK priminde yapılacak bir indirim karşılığında sisteme yeni sigortalılar girmediği takdirde, kurumların uğrayacağı bu zararı hazine karşılayacak demektir. Hazine'nin karşılayacağı miktar ise sizlerden toplanan vergilerden sağlanmaktadır. Bu da ülkedeki borçlanma gereğini arttıran, faizlerin yükselmesine, istihdamın daralmasına yol açan bir sebeptir" açıklamasını yaptı.
İlk göreve geldiklerinde sosyal sigorta prim artış oranının yüzde 40 olduğunu vurgulayan Başesgioğlu, "2005 yılı itibariyle prim artış oranı yüzde 10 olmuştur. Prim artış oranlarında çok büyük bir değişiklik yaptık. Prim artış oranları asgari ücrete endekslendi. Ülkemizde enflasyon düştüğü müddetçe SSK prim artış oranlarında da önemli miktarlarda düşüş olacaktır. İşsizlik sigortasını işveren listesine düşen pirim oranlarını birer puan düşürmek suretiyle uyguladık. 2004 yılında asgari ücrete yüzde 34 net artış sağlandı. Bu da son yılların en büyük artışıydı. Çalışanımızın yıllardır hak kaybını karşılamak adına bunu yaptık. Ama bunu yüzde 20'si işletmelerde kaldı. Geri kalanı hazine tarafından karşılandı. Bütün bu kalemlerin alt alta topladığımız zaman 5.1 katrilyon liralık bir meblağ işletmelerin sırtından alınmıştır" şeklinde konuştu.