HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Özkan'dan Erdoğan'a: Yakıştıramadım

Özkan, Maçka'da yaşanan gerginlik hakkında Erdoğan'ın yorumlarıyla ilgili, "Cumhurbaşkanı'nın bir provokatörün yalanlarını temel alarak benimki gibi edeple örülmüş bir hayatı karalamasını o makama hiç yakıştıramadım. Doğru söylüyor, Medrese-i Yusufiye'dir. Orada ben altı yılımı geçirdim. Orada öğrendiklerimle söylüyorum, güneş balçıkla sıvanmaz." dedi.

Özkan'dan Erdoğan'a: Yakıştıramadım

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Maçka'da yaşanan gerginlik hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yorumlarını, "Cumhurbaşkanı'nın bir provokatörün yalanlarını temel alarak benimki gibi edeple örülmüş bir hayatı karalamasını o makama hiç yakıştıramadım. Doğru söylüyor, Medrese-i Yusufiye'dir. Orada ben altı yılımı geçirdim. Orada öğrendiklerimle söylüyorum, güneş balçıkla sıvanmaz. Yaşamdan insanlar her şeyi alırlar, kendisi de dört ay kadar cezaevinde kaldı. Benim mezun olduğum okullarla, benim sahip olduğum eğitimle kendisinin bir olması zaten mümkün değil" ifadeleriyle değerlendirdi.

CHP'li Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik ifadeleri hakkında ANKA'ya konuştu. Özkan'ın CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ile Maçka'da seçim otobüsünün üzerinden vatandaşlara hitap ettiği sırada sivil giyimli bir polis memuruna yönelik tepkisini Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle kalkacaksın sen orada it diyeceksin, bu adam güya köşe yazarlığı yapmış, kitap yazmış, bilmem ne yapmış, filan falan, cezaevine girmiş, biz cezaevlerine Medrese-i Yusufiye diye bakarız ama bununki başka herhalde. Bu farklı bir okuldan mezun oldu öyle bir dert de yok" diye eleştirmişti. CHP'li Özkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik ifadeleri hakkında şunları kaydetti:

"Tarafsız ve bağımsız olması gereken bir Cumhurbaşkanının bir provokatörün yalanlarını temel alarak bir hayatı, böylesine karalayabilmesi, hem de benimki gibi edeple örülmüş bir hayatı karalamasını o makama hiç yakıştıramadım. O makamda bulunan insanların böyle kolayca şeyler söylemesi hiç yakışık alır bir şey değil. Cumhurbaşkanlığı makamının bunu yapmaması lazımdı. Doğru söylüyor, Medrese-i Yusufiye'dir. Orada ben altı yılımı geçirdim, orada öğrendiklerimle söylüyorum, edeple yoğrulmuş hayatımın bir provokatörün edepsizliğiyle kirletilmesine asla müdahale etmem. Güneş balçıkla sıvanmaz derim. Yaşamdan insanlar her şeyi alırlar, kendisi de dört ay kadar cezaevinde kaldı. Benim mezun olduğum okullarla, benim sahip olduğum eğitimle kendisinin bir olması zaten mümkün değil."

-"YALANIN ÜZERİNE BİNA ETTİKLERİ ÇÜRÜK BİR YAPI"-

Maçka'daki gerginliğin ardından olayın yatışması için ellerinden geleni yaptıklarını kaydeden CHP'li Özkan, "Bazıları bundan siyasi sonuç çıkartmak için, bazı siyasi emellerine bizim üzerimizden ulaşmak için 'Çekil git' dememizi 'İt' diye yorumluyorlar. Ve onun üzerine, bir yalanın üzerine bina ettikleri çürük bir yapıyla işte bir Cumhurbaşkanının bunu kullanabileceği bir hale getiriyorlar. Bu Türkiye için iki şey açısından çok üzüntü vericidir. Birinci üzüntüm Cumhurbaşkanlığı makamının bu işe alet olmasıdır. İkincisi, yılların deneyimine sahip bir politikacının seçilmiş milletvekilleriyle ilgili olarak ve özellikle de benimle ilgili olarak içine girdiği karalama durumudur. Bunu hiç yakıştıramadığımı ifade etmek isterim" diye konuştu.

-"SIKIYÖNETİM KOMUTANININ TALİMATINI YERİNE GETİREN BİR PROVOKATÖR"-

Özkan, CHP'li Pekşen ile referandum çalışması yaptıkları sırada yaşanan gerginliğin arka planını şöyle anlattı:

"Kentin AKP'li Belediye Başkanı o gün 53 tane ceza keserek ya da esnafı tehdit ederek kentteki bizim etkinliğimize katılımı neredeyse bir sıkıyönetim komutanı gibi yasaklamış durumda. Bunun kabul edilmesi mümkün değil. Bu sıkıyönetim komutanının talimatını yerine getiren bir provokatör otobüsümüze doğru yaklaştı. Ve Otobüsü kaldırıp götürmemizi, konuşmayı bitirmemizi, oradan çekilmemizi istedi. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil, diğer milletvekili arkadaşım, Haluk Pekşen, kendisine 'Çekil git buradan, yaklaşma, sen ne söylüyorsun, biz milletvekiliyiz' demesine karşın bizim arabamıza, kalabalığa doğru geldi kişi. Bizi dinleyen kalabalıkla onun buluşması bir başka felakete dönüşeceği için ben otobüsün üstünden müdahale ettim. 'Çekil git' diye bağırdım. Zaten il başkanı ve diğer arkadaşlar ulaştılar, bu kişiyi tuttular. Onun üzerine polis kimliğini göstermiş bu kişi, sivil giyimli bir kişi. Emniyet müdürlüğünün yanındayız, etrafımız onlarca, yüzlerce polisle kaynıyor zaten. Bu kişi dışında herhangi birisinin herhangi bir müdahalesi yok. Bu kişi oradan geliyor ve bize müdahale ediyor.

-VALİLİK İDARİ SORUŞTURMA AÇTI-

Bizi baskılamaya, konuşmayı bitirmeye, otobüsü çekmeye zorluyor. Oradan bize hakaret ederek bizim çalışmamızı sonlandırmaya geliyor. Bu tartışmadan sonra biz Emniyet Müdürlüğü'ne gidiyoruz, il emniyet müdür yardımcısı geliyor, kişinin maksadını aştığını söylüyor ve bizden özür dileniyor. Valilik bu olayla ilgili bir idari soruşturma açıyor, 'Bu nasıl gerçekleşti' diye. Tam bu sırada o polise talimatı veren sıkıyönetim Belediye Başkanı elinde baklava kutularıyla geliyor, polis karakolunu ziyaret ediyor, 'Çok iyi yaptınız' diyor."

ANKA


En Çok Aranan Haberler