HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

“Ozon terapi bağışıklık sistemini güçlendiriyor”

GELENEKSEL ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamalarının arasında yer alan ve herkesin yararlanabileceği ozon terapi bir çok hastalığa iyi geliyor.

“Ozon terapi bağışıklık sistemini güçlendiriyor”

Gökçe KARAKÖSE, Özgür KUMANOVALI/ İSTANBUL, (DHA)- GELENEKSEL ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamalarının arasında yer alan ve herkesin yararlanabileceği ozon terapi bir çok hastalığa iyi geliyor. Ozonterapist Dr. Yusuf İzzettin Güven, ozon terapinin cilt hastalığından kansere kadar her konuda mevcut tedavi tekniklerinin tamamlayıcısı olduğunu vurgulayarak, “En önemli özelliği koruyucu tedavi tekniği olmasıdır. Günümüzdeki birçok hastalığın temeli bağışıklık sistemine dayanır ve bu tedavi bağışıklık sistemini de güçlendirir. Böylece hasta olmayı da engeller” dedi.

Tıbbi bir tedavi tekniği olan ozon terapinin uygun kliniklerde ve bakanlık tarafından onaylı sertifikası olan hekimler tarafından uygulanabildiğini ifade eden Güven, ozon terapi uygulamaları hakkında bilgi verdi.

“OZON TERAPİ YENİ DOĞANA BİLE UYGULANABİLİR”

Ozon terapisinin vücutta olmayan herhangi bir mekanizmayı üretip, onunla vücuda etki sağlayan bir metod olmadığını söyleyen Medipol Üniversitesi Ozonterapi Öğretim Görevlisi Dr. Yusuf İzzettin Güven, “Vücudunuzdaki var olan mekanizmaları aktifleştiren, onların regüle edilip düzenli çalışmasını sağlayan bir metoddur. Hiçbir yan etkisi yoktur bu yüzden yeni doğandan başlayarak her yaş grubunda olan bireylere uygulanabilir” dedi.

Dr. Güven, uygulamaların birçok farklı metodla yapıldığını belirtti ve ozonun uygun yere, gerekli alana yeteri miktarda iletilmesi mantığına dayandığını ifade etti.

“HASTA OLMAYI ENGELLİYOR”

Ozon terapisinin koruyucu bir tedavi tekniği olduğunun altını çizen Dr. Güven, “Koruyucu hekimlik hizmetleri içerisinde de yer alır. Sadece hasta olduktan sonra işe yarayan bir tedavi tekniği değildir. Hasta olmanızı da engelleyici bir özelliği olduğu için en ucuz tedavi tekniklerinden birisidir. Hem maddi açıdan hem de hastanın sosyal hayatı, yaşamsal fonksiyonlarında ilerde oluşabilecek çok daha ciddi hastalıkları önleyerek ekonomik bir tedavi ortaya çıkmaktadır. Bütün bunları sadece önleyici hekimlik değil hastalık halinde de belli enstrümanların yanında destekleyici olarak bazen de tek başına o hastalıkları tedavi etmeye yönelik bir teknik olarak uygulamalıyız” diye konuştu.

“KULLANILAMAYACAĞI TEK ALAN ‘SOLUNUM’”

Yan etkisi bulunmayan ozonun kullanılamayacağı tek alanın ‘solunması’ olduğunu belirten Güven, “'Ozon belli miktarların üzerinde solunduğu zaman akciğerlerimiz de soluduğumuz havanın kana geçmesini sağlayan yüzeyde hasara yol açarak zarar verebilmektedir. Bununla ilgi Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Avrupa Ozon Birliği’nin yayınladığı bir standart vardır. Bu standartlar bizim tedavide kullandığımız ozonun çok daha uzun süre solunması halinde zarar verebilir. Bunun dışında kazayla zarar vermesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

HEKİM DOĞRU DOZU VE UYGULAMA METODLARINI KULLANMALIDIR

Genelde haftada 2 veya 3 defa uygulanabilen ozon terapinin mucize sonuçlar içerebildiğini ancak mucizevi bir teknik olmadığını dile getiren Güven, “Doğru ellerde doğru şekillerde uygulandığı zaman çok faydalı bir tedavi tekniğidir. Kullanılan diğer tıbbi tedavi etkinliklerinden daha üstün veya daha aşağıda diye sınıflandırılmaz. Ozon terapist bir hekimdir ve asla hekim olmayan kişiler tarafından ozon terapi uygulanamaz çünkü bu bir tedavi tekniğidir. Hekim hastaya ve hastalığına göre doğru dozu, doğru uygulama metodlarını ve doğru teknikleri birleştirerek tedaviyi tamamlamak zorundadır. Asıl olan hastanın şifaya ulaşmasıdır” dedi.

3 SAAT İÇİNDE ETKİ GÖSTERMEYE BAŞLIYOR

Ozon terapist Dr. Güven, branşı fark etmeksizin her hekimin yapabildiği terapinin etkilerinin ortalama 3 saatten itibaren başladığını dile getirdi ve şunları söyledi:

“Temelde majör ve minör adı altında iki uygulama vardır. Majör uygulama vücuttan bir miktar kan alınarak içine gerekli miktarda ozonu enjekte edip, ozonu emdirerek reaksiyonu vücudun dışında elde edip reaksiyonu vücuda taşımak olarak uygulanan bir metoddur. Diğeri ise bir miktar kanı alıp ozonla muamele edip reaksiyonu gerçekleştirip kalçadan vücuda verip bağışıklık sistemini uyardığımız metoddur. Çok sayıda topikal uygulama metodları da vardır. Bunlar açık yaralarda, cilt enfeksiyonlarında, kangrende, kadın hastalıklarında intra vajinal uygulamalarda, kulak hastalıklarında, baş dönmesi, kulak çınlaması, gibi durumlarda yaptığımız uygulamalar, kas içine, disk içine, yara etrafına yapılan uygulamalardır ve bunun gibi çok yaygın topikal uygulama teknikleri mevcuttur.”

(FOTOĞRAF-GÖRÜNTÜ)

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler