Şili'de 11 Eylül 1973'teki askeri darbeye karşı çıkan ve dünyanın en büyük şairlerinden sayılan Pablo Neruda'nın mezarı açılıyor.
Şili'deki solcular Neruda'nın öldürüldüğünü düşünüyor.
Mezar açıldığında elde edilebilecek sonuçlar 40 yıllık bir esrar perdesinin aralanmasına yol açabilir.
Neruda'nın naaşı üzerinde otopsi çalışması yapıldığında, bir ihtimal karından giren bir iğnenin izi ve dokularda kalmış olabilecek zehirli kimyasallara bakılacak.
Neruda, Türkiye'den Nazım Hikmet ile de tanışan, Moskova'da karşılaştıkları günlerdeki izlenimlerinden de hareketle şair için övgü dolu sözler sarf eden, ilerleyen yaşlardaki günleri Postacı adlı filme konu olan bir yazar, şair; filmde Neruda'ya canlandıran Philippe Noiret de 2006 yılında ölmüştü.
Neruda, 23 Eylül 1973'te öldüğünde Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olmasının üzerinden 2 yıl geçmişti.
Resmi açıklamalarda Neruda'nın prostat kanseri nedeniyle öldüğü söyleniyordu.
Ancak Nobel Ödüllü, dünya gezgini şairin son son asistanı Manuel Araya'nın söyledikleri bir başka iddiayı, büyük bir suçlamayı içeriyor: "Neruda'ya hastanede zehir içeren bir iğne yapıldı."
BBC'ye açıklama yapan Araya şöyle diyor: "23 Eylül'de... öğleden sonra... Neruda bizi hastaneden aradı ve hemen gelmemizi istedi. Hastaneye vardığımızda Neruda 'uyurken bir doktor mideme iğne yaptı' dedi."
Neruda o akşam Santa Maria Hastanesi'ned öldü.
Araya, 11 Eylül askeri darbesinin lideri Agusto Pinochet'inin "Neruda'nın ülkeden ayrılmasını istemediği için öldürüldüğünü" iddia ediyor.
Araya'ya göre, Neruda Meksika'ya kaçıp darbe yönetimine muhalefet oluşturmayı planlıyordu.
Adli tıp uzmanları şairin kemiklerinde prostat kanseri ve zehirlenme izleri olup olmadığını tespit etmeye çalışacak.
Yardımcı olmaları için Amerikalı, İspanyol ve Arjantinli uzmanlar da soruşturmaya dahil edildi.