ROMA (A.A) -Polonyalı Papa'nın, 13 Mayıs 1981'deki suikast girişiminin ardından Ağca'nın eylemine değinen bir konuşma metni hazırladığı, ama bunu kullanmamayı yeğlediği ortaya çıktı. Rizzoli yayınlarından çıkan "Perche e' santo" (Neden aziz) adlı kitapta, Papa İkinci Jean Paul'ün kullanmamayı yeğlediği konuşma metni, "Ali Ağca'ya açık mektup" başlığı altında yayımlandı.
Piskopos Slawomir Oder ve gazeteci Saverio Gaeta'nın İkinci Jean Paul'ün yakın çevresindeki tanıkların ifadelerine dayanarak hazırladıkları kitapta, 13 Mayıstaki suikast girişimine ilişkin değerlendirme, 2 paragraflık tam metin halinde yayımlandı.
Polonyalı Papa'nın metinde, ismini anmaksızın Ağca'nın eylemine değinerek, onu neden affettiğini Hristiyan ilahiyatı açısından açıklamaya çalışması dikkati çekti.
Papa İkinci Jean Paul'ün Eylül 1981'de kaleme aldığı konuşma metni şu cümlelerle başlıyor:
"Bugünkü buluşmamızdaki sözlerimi de 13 Mayıstaki hadiseyle alakalı konuya tahsis etmek istiyorum. O gün iki insan karşı karşıya geldi: diğerinin hayatına son vermek isteyen biri ile hayatı sonlandırılmak istenmiş olan yekdiğeri. Ancak takdiriilahi o hayatın son bulmasına müsaade etmedi. Bu nedenledir ki, son derece manidar görünen hadisenin doğasının bilincinde olan yekdiğeri konumundaki adamın, o ilk kişiyi muhatap alması, onunla konuşması mümkündür."
Bu cümleleri kaleme almadan önce 17 Mayısta Gemelli hastanesinden yaptığı konuşmada Ağca'yı affettiğini belirten İkinci Jean Paul, konuşma metninde insanlar arasındaki temasın her koşulda sürmesi gerektiğine işaret ederek şu ifadeyi kullanıyor:
"O 13 Mayıstaki gibi bir hadisenin dahi, bir insan ile yekdiğeri arasında bir uçurum meydana getiremeyeceğinin, her türlü iletişimin kesilmesi anlamında bir sessizlik yaratamayacağının bilinmesi çok önemlidir. Ete kemiğe bürünmüş kelam olan Mesih, kişileri birbirlerine düşüren olayların insanlar arasında yaratabileceği mesafeye karşın teması daima mümkün kılan bu hakikatin sözlerini bizlere öğretmiş durumdadır."
-"SÖZLERİM 'AÇIK MEKTUP' NİTELİĞİ TAŞIYACAKTIR"-
Papa İkinci Jean Paul, yapacağı konuşmanın, Ağca'ya "açık mektup" niteliği taşıyacağını belirterek şöyle diyor:
"Ey sevgili dinleyicilerim, tüm bunlara rağmen, bugün size söylemek istediklerim, aynı zamanda 13 Mayısta benim hayatımı sonlandırmak istemiş olan o kardeşimi de muhatap almaktadır. Hayatım son bulmasa da o, aylarca tedavi gerektirecek yaralar almama sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla benim bugünkü sözlerim, bir tür 'açık mektup' niteliği taşıyacaktır."
Papa İkinci Jean Paul'ün kaleme aldığı "açık mektubu", İtalya'nın eski başbakanlarından Aldo Moro'nun Kızıl Tugayların elinde rehin tutulduğu sırada dönemin papası 6. Paul'ün yaptığı bir konuşmaya benzetmesi de dikkati çekiyor.
Polonyalı Papa, kendisinin yapacağı konuşmanın, çok farklı bir hadise olmakla birlikte Moro'nun kaçırılmasının ardından 6. Paul'ün konuşma suretiyle "açık mektup" yayımlamasına "kısmen" benzediğini savunmasının ardından, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bu açık 'mektubun', daha doğrusu 'konuşmanın' ilk cümlesi, 17 Mayısta Angelus duası sırasında herkesin huzurunda söylenmişti. O metni alıntılamama müsaade buyurun. (Hepsini, en azından affetmekle ilgili bölümünü alıntılamama izin verin. Yaralanmış olan diğer iki kişiyi de hatırlamak için, belki tümünü aktarmak daha isabetli olacaktır.) 17 Mayıs Pazar günü, tümü söylenmişti bu sözlerin."
Papa İkinci Jean Paul, Aziz Petrus Meydanında Ağca'nın kurşunlarına hedef olmasının hemen akabinde, ambulansla hastaneye götürüldüğü sırada saldırganı affettiğinden söz ederek şöyle diyor:
"Ama bunları çok daha önce, Vatikan'dan ilk önemli cerrahi müdahalenin yapılacağı Gemelli hastanesine götürüldüğüm esnada ambulansta söyleyebilmiş olmamın, bana üstadım ve Rabbim İsa'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorum. Golgota tepesinde çarmıha gerildiğinde her şeyden önce 'Onları affeyle baba, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar' diyen İsa'nın özel bir lütfu olduğuna inanıyorum."
Polonyalı Papa'nın hazırladığı konuşma metni şu ibarelerle son buluyor:
"Bağışlama eylemi, insanlar olarak birbirimizle görüş ayrılığına düşmememiz ve düşmanca birbirimize girmememiz için ilk ve temel şarttır. Zira bizler, uzlaşı ve birliği, babamız olan Tanrı'da aramaktayız. Bu, bir insanın yekdiğerine karşı sergileyeceği davranışlar açısından da önemlidir."
Papa İkinci Jean Paul'ün hazırladığı bu konuşma metnini kullanmamasının, büyük bir olasılıkla, 1981'de Ağca hakkında halen devam eden yargı sürecini etkilemek istemediğinden kaynaklandığı ileri sürülüyor.