Duruşmaya Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin, Babası Sıddık Gültekin katılırken, sanık Cemal Metin Avcı ve tutuksuz yargılanan kardeşi Mertcan Avcı SEGBİS kanalıyla duruşmaya bağlandı.
Pınar Gültekin’in yaşarken yakıldığı iddialarının ardından mahkemeye gönderilen adli tıp raporunda Gültekin’in ölüm zamanının belirlenemediği belirtilirken, avukat Rezan Epözdemir’in ABD’ye yazılan müzekkereden vazgeçilmesi talebi reddedildi.
"DAVA İLERLEYEMİYOR"
Pınar Gültekin’in aile avukatı Rezan Epözdemir, “Dava ilerleyemiyor. Tüm taleplerimiz ve çabalarımız sürüncemede kalıyor. Yargılamanın başından bu yana haksız tahrik savunması var. Cemal Metin Avcı Pınar’ı kendisini tehdit ettiği için öldürdüğünü söyledi. 'Bana bıçak çekti, o yüzden öldürdüm' dedi. Olay yerinde bıçak yok. Pınar’ın bıçak çekmediği belli. Biz neden ABD’den telefon kayıtlarını istiyoruz. Kız katledildi ama haketmişti mi demek istiyorsunuz. Bu yargılamada mahkemenin 2 yıl öncesine kadar telefondaki belgeleri istemesini anlayamıyoruz. Maktulenin özel hayatını mı yargılıyoruz?" dedi.
"BU CİNAYET TEK BAŞINA İŞLENEMEZ"
Epözdemir, “Bu cinayet tek başına işlenemez. Cemal’in ailesi ve ortağı bağ evine gidiyor. Ayten ve Selim Avcı maktule orada mı bakmaya gittik diyorlar. Ortakları ise tadilat için gittiğini söylüyor. Sigara izmaritleri ve DNA örnekleri ile orada oldukları ortaya çıktı. Suç delillerini gizleme ve değiştirme amacıyla o eve gitmişler dedik. Kanun yararına bozma talebimiz kabul edildi, Fakat biz mahkeme heyetinin bağımsız ve tarafsız olduğunuzu düşünmüyoruz. Siz adil değilsiniz, adil de görünmüyorsunuz” ifadelerini kullandı.
PINAR'IN BABASI AVCI'NIN AVUKATININ ÜZERİNE YÜRÜDÜ
Cemal Metin Avcı’nın avukatının konuştuğu sırada Pınar Gültekin’in babası ayağa kalkarak, “Kız babası dünyayı yakar. Sen neyi savunuyorsun” diyerek bağırmaya başladı, avukatın üzerine doğru yürüdü ve duruşma salonundan çıkarıldı.
Cemal Metin Avcı’nın avukatı ise “Biz burada savunma yaparken maktulenin ölümü hakettiğini söylemiyoruz. Herkesin savunma hakkı var. Biz tahrik gibi konuların arkasına saklanmıyoruz. Amerika’dan gelecek belgeler önemli” dedi.
Avcı’nın avukatı, İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığınca düzenlenen rapora karşı çıktı.
"ÖLDÜĞÜNÜ KONTROL ETMİŞTİM"
Sanık Cemal Metin Avcı ise “Son gelen adli tıp raporuna katılmıyorum. Benim ilk yardım belgem var. Kişinin öldüğünü kontrol etmiştim. 15 dakika sonra yok etmek amacıyla bunu yaptım. Çok pişmanım. Keşke olmasaydı. Olayın en başından itibaren detaylı bir şekilde anlattım. Bunu tek başıma yaptım. Keşifte varili taşıdığımı gördünüz. Olmamış şeyleri olmuş gibi anlatmasınlar. Kameralarda görülen araçlar da aileme ait araçlar değil" ifadelerini kullandı.
AVUKAT EPÖZDEMİR DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA YAPTI
Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Pınar Gültekin cinayeti duruşması sonrası Pınar Gültekin’in aile avukatı Av. Rezan Epözdemir açıklama yaptı.
Av. Rezan Epözdemir, cinayet mahallesinde bulunan deliler ile ilgili sanık Cemal Metin Avcı’nın annesi, babası, iş ortağı ile ilgili yargılama taleplerinin Yargıtay tarafından onandığı açıklarken, olay yerine Cemal Metin Avcı’nın eşinin de geldiğini belirterek, eşinin de yargılanabileceğini açıkladı.
"BU ÜÇ KİŞİNİN DE YARGILANMASININ HUKUKİ YÖNDEN ÖNÜ AÇILMIŞ OLACAK"
Davanın başından bu yana böyle bir cinayetin tek başına işlenemeyeceği konusunda ısrarlı olduklarını belirten Av. Rezan Epözdemir, “Biz anne, baba ve ortağın da cinayetin delillerini gizleyen, yok eden şüpheliler olduğunu iddia ediyorduk. Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına yönelik karar verdi. İtiraz ettik. Sulh Ceza Hakimliği reddetti. Karar kesinleşti. Ama biz bununla yetinmedik. Sonuna kadar adalet için mücadelemizi devam ettik maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için. Bu defa Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309’uncu maddesi gereği Kanun Yararına Bozma istedik. Adalet Bakanlığı bozma talebimizi kabul etti. Yargıtay Başsavcılığına yolladı. Yargıtay Başsavcılığı da bunu bir tebliğname haline getirerek bu kararın kamu yarına bozulmasını istemişti. Kanun yararına bozma istatistiği on binde birdir sonuç alınması. Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi’nin bize tebliğ edilen karara göre, Sulh Ceza Hakimliği’nin kovuşturmaya yer olmadığına yönelik kararını kaldırdı. Kaldırırken iki önemli şey söyledi. Bir, ‘Mobese kayıtlarına göre cinayet saatinde, cinayet mahallinde şüphelilerin görüntüleri var. İki ayın 20’sinde bu cani Cemal Metin Avcı gözaltına alınıyor. Suçu işlediğini kabul etmiyor, ikrar etmiyor. Hiçbir şekilde ‘Ben bu suçu işledim’ demiyor. Fakat birdenbire 22.35’de annesi, babası, eşi ve ortağı ne hikmetse kadük, atıl bir bağ evine cinayet mahalline gidiyor 22.35’de. Şikayetimiz sonucunda Savcılık çağırıyor niçin gittiniz? Anne baba diyor ki, ‘Acaba maktüle Pınar orada mı diye gittik’ Ortak Şükrü Gökhan da diyor ki ‘Tadilat ihtilacı var mı diye gittik’ Yani çocuklarının gözaltına alındığı günün akşamı evde tadilat ihtiyacı var mı diye cinayet mahalline giden bir bakış açısı. Böyle bir garabet olabilir mi? Ve bunun inanılması bekleniyor. Savcılık buna inandı itibar etti takipsizlik kararı verdi. İtirazımız reddedildi ama Yargıtay bu gerekçeyle bozdu. Henüz sanık suçunu ikrar etmemişken Cemal Metin Avcı, cinayeti kabul etmemişken 22.35’de cinayet mahalline gitmenin tek amacı vardı, suç delilerini gizlemek, yok etmek ve değiştirmek, kanları silmek, evi derleyip toparlamak. Nitekim bu da yapıldı. Bu kararın Muğla adliyesine gelmesinden hemen sonra Başsavcılık soruşturmayı devam edecek. Sulh Ceza Hakimi kaldıracak takipsizlik kararını. Başsavcılık da bir iddianame tanzim edecek. Bu üç kişinin de yargılanmasının hukuki yönden önü açılmış olacak. Hatta eş Eda Avcı’nın da yargılanması da onun bakımından da bir şikayetimiz var. Geldiğimiz nokta itibari ile yargılamanın seyri değişiyor, kapsam çok daha genişliyor. Belki biz maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecelli etmesi için sonuna kadar mücadele etmeseydik, hak arama özgürlüğümüzü kullanmasaydık, olağanüstü kanun yollarına başvurmasak bu dosya bir şekilde adalet tecelli etmeden nihayete erecekti. Sorumlular yargı önünde hak ettiği cezayı çekmeyecekti, alamayacaktı. Biz bugün bunu sağladık. Mutluyuz. Umut ediyoruz yargılama çabalarımız ceza mahkemesinin kendilerine yüklenenleri ifa ederler. Adaletin tecellisine, maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sunarlar” dedi.
DURUŞMA 27 EYLÜL TARİHİNE ERTELENDİ
Duruşma ABD’ye yazılan müzekkerenin beklenmesi ve sanık müdafilerinin talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. Üst Kurulu’nun mahkemeye gönderdiği rapora esas Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesinin raporunun bir örneğinin mahkemeye gönderilmesi için 27 Eylül tarihine ertelendi. (İHA)