ABD Savunma Bakanı'nın Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Alexander Vershbow, "Terör örgütü PKK sadece Türkiye'yi değil, NATO'nun değerlerini de tehdit ediyor. Amaçlarına ulaşmak için şiddeti destekleyenlere hiçbir ülke tarafından aman verilmemeli" dedi.
Vershbow, ABD'deki düşünce kuruluşu Middle East Insitute'ın (MEI) ikinci kez düzenlenen Türkiye konulu yıllık konferansında konuşma yaptı.
Geçen yıl yine bu zamanlarda düzenlenen konferans sırasında Türk-Amerikan ilişkilerindeki sıkıntılı dönemin herkesi şaşırttığını ve kaygılandırdığını belirten Vershbow, "Kaygılanmıştık çünkü bu durum, ABD Başkanı Barack Obama'nın 2009 yılı Nisan ayında Türkiye'yi ziyaretiyle başlayarak, ilişkilerde geçen yıl boyunca hissettiğimiz yakınlığa çok ters düşüyor görünüyordu" dedi. Ancak, o tarihten bu yana Türk ve Amerikan hükümetlerinin, bu zorlu dönemi atlatmayı başardıklarını ve Türkiye'nin ABD'den uzaklaştığı ya da ABD'nin bağımsız bir Türk dış politikasına uyum sağlayamadığı yönündeki iddiaları çürüttüklerini kaydeden Vershbow, ilişkilerin geçen yıl boyunca pek çok alanda düzelmekle kalmayıp, aynı zamanda güçlenmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi.
Vershbow, Mavi Marmara olayı, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ndeki İran'a yaptırım oylamasında "hayır" oyu kullanması ve 5 1'in Tahran Deklarasyonu'nu reddetmesi gibi olayların iki tarafta yarattığı hayal kırıklıklarına rağmen, Türk ve Amerikalı yetkililerin ilişkilerini derinleştirmek için çabalarını iki katına çıkardıklarına inandığını ifade etti. "Birlikte, hem özelde hem de kamuoyu önünde, yeni diyalog tarzına girmemiz gerektiğine karar kıldık ve birbirimizle daha içten ve istişareci bir tavır içinde olmamız yönünde mutabık kaldık" diyen Vershbow, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz, Washington'da, eşsiz bölgesel perspektifi ve çıkarlarının Türkiye'yi, bazen, bizimkiyle tam olarak uyuşmayan kararlar almaya zorladığını daha açık şekilde fark ettik. Bizi şaşırtmadığı ve anlaşmazlıklar sonuçlardan ziyade taktikler üzerinde olduğu müddetçe bu, makul ve doğal. Gerçekten de izlenecek yol konusunda bazen farklı fikirlere sahip olsak da, kafamızda hemen hemen her zaman aynı stratejik hedefleri paylaşıyoruz.
Şunu da söylemek gerekir ki, Ankara da bölgesel çıkarlarını savunurken, müttefiklerine karşı stratejik yükümlülüklerini aklından çıkaramaz. Taktikler üzerindeki anlaşmazlıklar, ustalıkla idare edilmemesi halinde, kafalarımızda farklı sonuçların olduğu izlenimini verebilir, hatta bazılarının Türkiye'nin NATO ve ABD'ye olan bağlılığını sorgulamasına neden olabilir."
Vershbow, Türkiye ile ABD arasında savunma alanındaki güçlü işbirliğinin sürdürülmesinin önemine değinerek, Türkiye'nin ekonomisi büyüdükçe, teknolojik kapasitesinin de arttığını, Türkiye'nin, bölgesindeki en güçlü savunma sanayileri arasında yer aldığını belirtti.
-"NATO'NUN DEĞERLERİNİ DE TEHDİT EDİYOR"-
Terör örgütü PKK'nın sadece Türkiye'yi değil, NATO'nun değerlerini de tehdit ettiğini kaydeden Vershbow, "Türkiye'deki azınlıkların şikayetleriyle ilgili meselenin, siyasi süreç yoluyla ele alınmasına ihtiyaç olduğunu ve amaçlarına ulaşmak için şiddeti destekleyenlere hiçbir ülke tarafından aman verilmemesi gerektiğini" söyledi.
Vershbow ayrıca, herhangi bir NATO ülkesinin sınırındaki tehditlerin, İttifak'ın tamamı tarafından ciddi olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye'ye de sığınmacı akışına neden olan Suriye'deki krizin, NATO sınırındaki bir kriz olduğunu belirten Vershbow, "Esad rejimine kendi halkına uyguladığı şiddeti sona erdirmesi için baskı yaparken, konuyla ilgili olarak Türkiye'nin ihtiyaçlarını dikkatlice değerlendirmeliyiz" dedi.
ABD olarak Türkiye'nin Ermenistan ile yakınlaşma sürecinin devamına ve Kıbrıs sorununda çözüm sağlanması amacıyla devam eden diyaloğa güçlü destek verdiklerini kaydeden Vershbow, Türkiye'nin son yıllarda komşularına açılmada birçoğunun düşündüğünden daha ileri gittiğini ve sorunların çözümünü amaçlayan bu ivmenin sürmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu ilişkilerdeki ilerleme, Türkiye'nin en önemli uzun vadeli projesi olan AB'ye katılım süreci ve ABD ile güçlü ilişkilerin devamı açısından gerekli" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da Arap dünyasındaki gelişmelerle ilgili olarak, "Ortadoğu tarihinde önemli bir sayfanın çevrildiğine tanık olurken, omuzlarımızda ağır bir sorumluluk var ve ailenin bir üyesi olarak, bu sorumluluğumuzu yerine getirmede elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Türkiye, tiranlığın, demokrasi ve özgürlükler karşısında üstün gelmesine hiçbir zaman izin vermeyecektir" dedi.