HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Rabia Naz olayı: Gizlilik kararının kalkması sonrası neler yaşandı?

1,5 yıl önce Eynesil'de evinin önünde yaralı bulunan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın "şüpheli ölümü" ile ilgili olarak son bir haftada yeni gelişmeler yaşandı. Dosya üzerindeki gizlilik kararı kalktı, baba Şaban Vatan ve 3 gazeteci gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Rabia Naz olayı: Gizlilik kararının kalkması sonrası neler yaşandı?

Bu haberdeki bazı ifadeleri rahatsız edici bulabilirsiniz

12 Nisan 2018'de Giresun'un Eynesil ilçesindeki evinin önünde yaralı bulunan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın "şüpheli ölümü" ile ilgili olarak son bir haftada yeni gelişmeler yaşandı. Dosya üzerindeki gizlilik kararı kalktı, baba Şaban Vatan ve 3 gazeteci gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Rabia Naz Vatan'ın, apartmanın terasından düştüğü ya da intihar ettiği ihtimalleri değerlendiriliyordu. Şaban Vatan ise bir otomobilin kızına çarptığını öne sürüyor.

Ancak dosya üzerindeki gizlilik kararının 8 Kasım Cuma günü kaldırılmasıyla, yeni bir ihtimalin resmi kaynaklar tarafından değerlendirildiği ortaya çıktı.

BBC Türkçe son gelişmeleri derledi:

TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU ÜYELERİ EYNESİL'E GİTTİ

Rabia Naz Vatan'ın ölümünü araştırmak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, 8 Kasım'da Eynesil'e giderek, başta aile olmak üzere olayla ilgili bilgisi olan bazı kişilerle görüştü. Bu kişiler arasında, Rabia Naz'ı gören ilk tanık Mürsel Küçükal da vardı.

Komisyonun Eynesil'de önce Rabia Naz'ın ailesini ziyaret etti. Yaklaşık 3 saat süren ve basına kapalı yapılan görüşmede Şaban Vatan ve anne Atika Vatan, kızlarının ölümüyle ilgili şüphelerini ve bunun nedenlerini anlattı.

Aile, TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine şu taleplerini iletti:

  • Şüpheli gördükleri kişilerin olay günü ve bir gün sonrasındaki HTS kayıtlarının (telefon üzerinden sağlanan iletişim trafiği) ortaya çıkarılması

  • Rabia Naz'a çarptığı iddia edilen siyah Doblo marka aracın olay günü ve sonrasında nerede olduğunun saptanması

  • Giresun Emniyet Müdürlüğü'nün olayın meydana geldiği gün ve ertesi günkü kamera kayıtlarının incelenmesi

Komisyon Başkanı ve AKP Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu, BBC Türkçe'ye, "komisyon toplantıları gerçekleşip, kanaat oluşup, veriler netleşene kadar" açıklama yapmayacağını iletti.

Rabia Naz Vatan

Şaban Vatan'ın olayı "örtbas etmekle" suçladığı dönemin Eynesil Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu'nun ifadesine başvurulmadı.

Vatan, kızına çarpan aracı Coşkun Somuncuoğlu'nun yeğeninin kullandığını iddia etmişti.

Somuncuoğlu ise Mart ayında BBC Türkçe'ye "Onlar siyasi bir iddiaydı" demişti.

GİRESUN BAŞSAVCISI, OLAYI KROKİLER VE ŞEMALARLA ANLATTI

Dosyaya Nisan ayında, Görele Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebiyle, gizlilik kararı getirilmişti.

Bu karar, TBMM Araştırma Komisyonu üyelerinin Eynesil'e gittiği gün kaldırıldı.

Komisyon üyeleri, Vatan ailesini ziyaretleri ve olay yerindeki incelemeleri sonrası görgü tanıklarını ve yetkilileri dinledi.

BBC Türkçe'nin edindiği bilgiye göre, bu kapsamda bilgisine ilk başvurulan isim olan Giresun Başsavcısı Abdurrahim Alan, kroki ve şemalarla olayı anlattı.

Abdurrahim Alan, Rabia Naz'ın apartmanın önüne değil, binanın yan tarafındaki bahçeye düşmesi ihtimali üzerinde durduklarını söyledi.

Alan'ın Rabia Naz'ı bulan ve ambulansı arayan ilk tanık Mürsel Küçükal'ın ifadelerini buna dayanak olarak gösterdiği öğrenildi.

MÜRSEL KÜÇÜKAL İFADE DEĞİŞTİRDİ

Mürsel Küçükal, olay günü verdiği ifadesinde, "Şaban'ın evinin yanına yaklaştığım sırada, yaklaşık 100 ya da 150 metre kadar vardı, bu sırada bir inilti sesi duydum. İlk önce köpek sesi sandım. Sesin geldiği tarafa yöneldiğimde, yerde sırt üstü yatan kız çocuğu gördüm. İlk gördüğümde feryat edip bağırıyordu, konuşmuyordu, herhangi bir kan görmedim, üzerinde okul öğrenci elbisesi vardı" demişti.

Küçükal 14 Mayıs tarihli ifadesinde ise Rabia Naz'ın yaralı bulunduğu sokağın aşağısındaki çeşmeye geldiğinde "güm" diye bir ses duyduğunu, sesin geldiği tarafa doğru yürüdüğünü söyledi. Küçükal, ardından gördüklerini şöyle anlattı:

"Vatan Apartmanı'nın (Rabia Naz'ın yaralı bulunduğu yer) olduğu yere geldiğimde, fındıklık alan ile beton yolun birleştiği yerde bir kız çocuğu olduğunu gördüm. Çocuğun ayakları karşıdaki çimenlik alanda, baş kısmı yolda bulunuyordu. Dirseklerinden güç alarak sırt üstü geri geri iş yerinin olduğu tarafa sürünüyordu. Dirseklerinden güç aldığını hissettim, belini çok kullanamıyor gibiydi, çok da farkında değilim."

Rabia Naz'ın başta iki ayakkabısının olduğunu, evin önüne geldiğinde "sırt üstü yatar halde, kollarını ve ayaklarını can havli ile hareket ettirdiğini" söyleyen Küçükal ardından, Naz'ın "bir ayağının diğer ayağına takıldığını ve ayakkabılarından bir tanesinin ayağından çıktığını gördüğünü" kaydetti.

Küçükal ifadesinde, sokağa girdiğinde "dikkatini çeken herhangi bir araç olmadığını", Rabia Naz'a "hiçbir şekilde dokunmadığını" da söyledi.

Mürsel Küçükal'ın son ifadesi, dosyadaki gizlilik kararı kalkana dek kamuoyuna açıklanmamıştı.

KÜÇÜKAL: KORKTUĞUM İÇİN BAZI HUSUSLARI SÖYLEYEMEDİMİ VİCDANIM RAHATSIZ OLDU

Mürsel Küçükal, ifadesini değiştirmesinin nedeniyle ilgili olarak ise "Daha önce verdiğim ifademde eksik olan hususlar vardır. Korktuğum için bazı hususları söyleyemedim, vicdanım bu sebeple rahatsız oldu" dedi. Küçükal'ın bu ifadelerini TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine de söylediği öğrenildi.

Küçükal'ın 14 Mayıs'taki ifadesiyle, Rabia Naz'ın apartmanın önünden değil yan tarafından düşmüş ya da atlamış olabileceği ihtimali gündeme geldi.

Baba Şaban Vatan ise 13 Kasım'da, Mürsel Küçükal'ın iddiası sonrası, Rabia Naz'ın binanın yan tarafına düşüp fındık bahçesinden sürünerek yola çıkıp çıkamayacağını inceleyen bir video çekti.

Şaban Vatan, Rabia Naz'ın oradan atlaması ya da düşmesi halinde, apartmanın alt katındaki evin balkonuna çarpması gerektiğini söyledi. Kızının yaralanmaları nedeniyle yerde sürünemeyeceğini ve o alanda sürünerek evin önüne geçebileceği bir boşluğun olmadığını savundu.

Trabzon Adli Tıp Kurumu tarafından 28 Ağustos 2018'de hazırlanan otopsi raporuna göre Rabia Naz'ın ölümü, "genel beden travmasına bağlı omur, kalça ve etraf kemik kırıklarıyla birlikte iç organ yaralanması sonucu" meydana geldi. Şaban Vatan'ın paylaştığı otopsi fotoğraflarında, Rabia Naz'ın dirseklerinde belirgin bir iz görülmüyor.

Mürsel Küçükal ilk ifadesinde, olay günü Rabia Naz'ı gördükten sonra Vatan Apartmanı'nın karşısındaki evde oturan Şermin Dede'ye haber verdi. Şermin Dede, BBC Türkçe'ye Mart ayında yaptığında yaptığı açıklamada, Mürsel Küçükal'ın kendisine Rabia Naz için "Şurada bir kız çocuğu yatıyor. Sara tutmuş halde. Canlı ama" dediğini söylemişti.

Dede, Rabia Naz için, "Ben gördüğümde, birisi eliyle bırakmış şekilde tertemiz, pırıl pırıl, hiçbir müdahale olmadan, böyle sırtının üzerine yatırılmış diye düşündüm. Biri gelmiş bırakmış" demişti ve şöyle devam etmişti:

"Üstü tertemizdi. Hiç çamur, mamur, öyle pislik bir şey yoktu. Bacağında talaş tozları vardı, odun talaşı şeklinde, 2-3 tane talaş tozu vardı."

'AYAKLAR ÜSTÜNE YÜKSEKTEN DÜŞME DURUMUNDA OLUŞAN TİPİK BULGULAR'

Rabia Naz'ın ölümüyle ilgili 25 Temmuz tarihli resmi adli tıp raporunda, otopsi raporunda tespit edilen travmatik değişimlerin "ayaklar üstüne yüksekten düşme durumunda oluşan tipik bulgular olduğu" belirtiliyor.

Raporun sonuç bölümünde, "Otopside tespit edilen travmatik değişimler, ilk müdahale sırasında kayda geçen veriler ve ölüm sebebi dikkate alındığında, mevcut yaralanmasıyla tanık tarafından tarif edildiği şekilde yeşillik alanda bulunduğu yere kadar sürünerek ulaşmasının tıbben mümkün olduğu, dolayısıyla sorulduğu üzere mevcut travma bulgularıyla çocuğun ikamet ettiği evin terasından yan tarafta bulunan yeşillik alana düşme sonrası sürünerek yaralı olarak bulunduğu yere (yaklaşık olarak 6-7 metre) ulaşabileceği oybirliğiyle mütalaa olunur" deniyor.

Olay Yeri İnceleme Raporu'nda, "Olay ile ilgili olarak intihar veya kaza ile ilgili somut delile rastlanılmamıştır" ifadeleri yer alıyor.

Ailenin talebiyle Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Bölümü Başkanı'ndan alınan özel mütalaada ise "ölü muayene tutanağı ve otopsi raporunda belirtilen bulguların trafik kazasına bağlı çarpma sonucu meydana gelmiş olabileceği" kaydediliyor.

ŞABAN VATAN, RABİA NAZ'DA BULUNAN İZ İÇİN DNA ÖRNEĞİ VERDİ

Şaban Vatan 11 Kasım'da yaptığı açıklamada, Trabzon Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi'nin 12 Ekim 2018 tarihli raporunda Rabia Naz'dan alınan örneklerde bulunan, "en az bir erkek, birden fazla şahsa ait olabilecek DNA'nın kendisinden gizlenmeye çalışıldığını" öne sürdü.

Bunun üzerine Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı yazılı açıklamada, Trabzon Adli Tıp Kurumu'nun söz konusu raporunda, Rabia Naz Vatan'ın "mavi renkli yeleği ve sol el tırnağından alınan örneklerde, en az biri erkek olmak üzere birden fazla şahsa ait olabilecek DNA profillerine rastlandığı" belirtildi.

Açıklamada, "örneklerden birinin Rabia Naz Vatan'a ait olduğunun tespit edildiği" ve "olay günü Rabia Naz Vatan'a temas ettiği ya da edebileceği değerlendirilen şahıslarla, baba Şaban Vatan'ın şüphelendiği şahısların da aralarında bulunduğu 13 kişiden alınan numunelerin incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği" kaydedildi.

Gönderilen örneklerin Rabia Naz Vatan'da bulunan erkek DNA'sı buluntusu ile "uyumsuz" olduğu, ayrıca erkek DNA örneğinin Rabia Naz'ın aynı soyağacından bir erkek şahsa ait olduğu ihtimalini güçlendiren Y kromozomu (erkek kardeş, baba, dede, amca, oğul gibi) içerdiği kaydedildi.

Açıklamada, amca ve amcaoğlunun DNA'larının "uyumsuz" çıktığı da belirtildi.

Rabia Naz'ın babası ve abisinden kan örneği alınmak istenmesine rağmen baba Şaban Vatan'ın kendisinden ve oğlundan kan örneği alınmasına rıza göstermediği ifade edilen açıklamada, "Bu nedenle otopside bulunan erkek DNA karşılaştırması ile ilgili kesin bir kanaate ulaşılamamıştır" denildi.

Bunun üzerine Şaban Vatan, 12 Kasım günü DNA'sının alınması için yazılı başvuru yaptığını açıkladı. Bu durumla ilgili 28 Ağustos'da tutulan polis tutanağında, Şaban Vatan'ın polis merkezine davet edilerek kendisi ve oğlunun kan alınmasına yönelik mahkeme kararı olduğu belirtiliyor.

Aynı tutanakta, baba Vatan'ın Rabia Naz Vatan'ın ölüm olayı ile ilgili olarak olay anında İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli İlçe Emniyet Müdürü dahil olmak üzere, bütün personelin kendilerinden ve ailelerinden, ayrıca olay anında olay yerindeki herkesten kan örneği alınana kadar kendisinden ve oğlundan kan örneği alınmasına müsaade etmeyeceğini, bütün bu şahıslardan kan örneği alınması halinde kendisinin ve oğlunun kan vereceğini beyan ettiği belirtiliyor.

Baba Vatan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Rabia Naz'ın o gün üzerinde bulunan yelek ve pantolonun abisine ait olduğunu kaydetti.

ŞABAN VATAN, CANAN COŞKUN, TUBA DEMİR VE KAZIM KIZIL GÖZALTINA ALINDI

13 Kasım akşamı, gazeteci Canan Coşkun ve belgeselci Kazım Kızıl gözaltına alındı. Ertesi sabah Şaban Vatan sosyal medya üzerinden, ifadesini almak için polislerin evine geldiğini açıkladı.

KHK TV'nin "gönüllü muhabir" olarak tanımladığı Tuba Demir de, Rabia Naz olayına ilişkin ifadeye alındığını duyurdu.

Anne Atika Vatan da, olayı duyuran Metin Cihan'a gönderdiği sesli mesajda, evlerinin polis tarafından arandığını söyledi.

Giresun Valiliği, 14 Kasım Perşembe günü yaptığı basın açıklamasında, Şaban Vatan ve yanındaki 3 kişinin, soruşturmanın tanığı Mürsel Küçükal'a tehdit ve göz dağında bulunma suçlamasıyla gözaltına alındıklarını kaydetti.

Valilik, Görele Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu kişilerle ilgili, "Şantaj-Kasten Yaralama, Tehdit, Hakaret, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs" suçlarından adli tahkikat sürdürüldüğünü açıkladı.

Giresun Valiliği'nin yazılı açıklamasında, 13 Kasım 17:57'de Eynesil İlçe Emniyet Müdürlüğü 155 Polis İmdat hattını E.K.'nin "inilti ve bağırma seslerini" ihbarı üzerine, ilçe emniyet müdürlüğüne bağlı ekiplerin olay yerine intikal ettiğini ve incelemelerde bulunduğunu kaydetti.

Açıklamada, Şaban Vatan'ın tanık Mürsel Küçükal'ı atölyeye kapattığı ve atölyeden bağırma sesleri geldiğinin bildirilmesi üzerine, görevli ekibin Küçükal'ın evine gittiği ve kendisiyle görüştüğü kaydedildi. Küçükal'ın bu görüşmeye ilişkin ifadeleriyle ilgili olarak ise şu sözler yer aldı:

"Şahısla yapılan görüşmede; 'Tanımadığı ince uzun boylu bayan bir şahsın yanına gelerek Şaban Vatan'ın ikametinin orada Meclis Komisyonu'nun kendisini beklediğini söyleyerek, Rabia Naz hadisesinin vuku bulduğu yere eşi ile beraber getirdiğini, burada tanımadığı 3 şahsın evin yanında yol üzerinde beklediğini gördüğünü, burada şahısların kendisine Rabia Naz'ın nasıl süründüğünü zorla göstermesini istediklerini, kendisinin korkudan yere yatarak defalarca süründürüldüğünü, akabinde Şaban Vatan ve yanında bulananların (kendisini Meclis Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilinin yardımcısı olarak tanıtan C.C., yanında bulunan K.K. ve T.D.) kendisini pimapen atölyesine soktuklarını tehdit ve gözdağında bulunduklarını beyan etmiştir."

Valiliğin açıklamasında, Vatan, Coşkun ve Kızıl'ın ikamet adresleri ve araçlarında aramalar yapılarak, dijital materyallerine incelenmek üzere el konduğu kaydedildi.

CANAN COŞKUN: KÜÇÜKAL'I GÖTÜRMEYE ZORLAMADIM

Bianet'in haberine göre, Canan Coşkun'a sorgusunda, soruşturmada tanık olarak ifade veren Mürsel Küçükal ile yaptığı görüşmeler soruldu.

Komisyonun tanıkları dinlediği sırada da orada bulunduklarını söyleyen Coşkun, ardından Küçükal'la görüşmek ve ifadesindeki konuları konuşmak üzere evine gittiğini, Küçükal'ın da kendisine hemen olayı anlatmaya başladığını söyledi.

Habere göre, olayın gerçekleştiği yere de kendisini Küçükal'ın götürdüğünü, orada kendisine ifadesindeki detayları gönüllü şekilde anlattığını, iddia edildiği gibi olay yerine tanığı götürmeye zorlamadığını söyledi.

Coşkun'un ifadesine göre, Küçükal ile olay yerindeyken, Rabia Naz'ın babası Şaban Vatan yanlarına geldi, Küçükal'a yönelik "İfadeni neden değiştirdin, sen kitaba el basmadın mı" minvalinde sözler sarf etti.

Canan Coşkun, "Bu aşamadan sonra Küçükal'a bir şey sormadım. İkisi kendi aralarında konuşmaya devam etti, Küçükal Vatan'a 'Gel sana göstereyim' veya Vatan Küçükal'a 'Göstersene nasıl sürünüyordu' dedi. Ben hiçbir ayrıntıyı atlamamak için telefonumdaki ses kaydını sürekli açık tuttum, olayın tamamı kayıtlı" dedi.

O sırada Kızıl'ın da çekim yaptığını belirten Coşkun, olay günü Kazım Kızıl veya Şaban Vatan'la bir görüşmesinin de olmadığını ifade etti.

14 Kasım Perşembe günü geç saatlerde, Şaban Vatan, Canan Coşkun, Kazım Kızıl ve Tuba Demir adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

DHA'nın haberine göre, baba Vatan hakkında soruşturmanın tanığı Mürsel Küçükal'ın evine yaklaşmama kararı verilirken, diğer kişiler hakkında ise yurt dışı çıkış yasağı konuldu.

Adliye çıkışı açıklamalarda bulunan Şaban Vatan, "Mürsel Küçükal'ın cumartesi akşamı ifade değiştirdiğini öğrendim. Bunun üzerine Giresun Emniyet Müdürlüğüne giderek bilgi almaya gayret gösterdim. Mürsel Küçükal ile asla muhatap olmak istemedim. Onu birileri evimin oraya getirmişti. O esnada bende kızımın mezarlığından gelmiştim. Ben sadece ricada bulundum, 'O ifade durumunu anlatır mısın' dedim. Bu anın kamera kayıtları da var. Ben hiçbir zaman yargıya zarar getirecek durumların içerisine bulunmadan kızımın adaletinin hakkaniyetinin sağlanması için mücadele ettim ve edeceğim" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Sulh Ceza Hakimliği'nin kararı öncesi şu mesajları paylaştı:

soylu-

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler