SAMSUN (İHA) - Genç kızlarda erişkinlik döneminde ortaya çıkan rahim ağzı kanserinin bir aşıyla önlenebildiği bildirildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Küçüködük, kız çocuklarının ileriki yaşlarda karşılaşabileceği rahim ağzı kanserinden korunmanın mümkün olduğunu söyledi. Çocuk yaş grubundaki rahim ağzı kanserlerini önlemek için HPV aşısının yüzde 100 başarı sağladığını vurgulayan Prof. Dr. Şükrü Küçüködük, rahim ağzı kanserin kadınlara erkeklerden de bulaşabildiğine dikkat çekti. Korunma amaçlı aşı yaptırılması gerektiğine işaret eden Prof. Küçüködük, "Rahim ağzı kanserine, yaygın bir virüs olan HPV (Human Papillomavirüs) neden olur. Türkiye'de bu hastalığa yakalanma oranı 100 binde 5'tir. HPV ve belirli tiplerinin neden olduğu rahim ağzı kanseri, genital siğiller ve diğer hastalıklardan aşıyla korunabilmek mümkündür. Her aşıda olduğu gibi, bu aşı da hastalığa yakalanmadan önce yapılması gereken, koruyucubir aşıdır. Aşıyla; rahim ağzı kanseri, kanser öncesi lezyonlar ve genital siğillere karşı koruma sağlanabilir" dedi.
HPV aşısının, her yıl dünyada 240 bin kadının ölümüne yol açan rahim ağzı kanserinin tip 6, 11, 16 ve 18'in neden olduğu kanser öncesi düşük dereceli lezyonları ve genital siğilleri önlediğini ifade eden Prof. Dr. Şükrü Küçüködük, "Aşı, 9-26 yaş grubundaki kızlar ile genç kadınlara yapılıyor" diye konuştu.
HPV'nin, cinsel ilişkiyle geçen bir virüs olduğunu, rahim ağzı kanseri ve kanser öncesi değişikliklerin yüzde 80'ine bu virüsün yol açtığını anlatan Prof. Küçüködük, "Son yıllarda ABD'de yapılan bazı çalışmalarda kadınların yüzde 60-70'inde HPV virüsünün mevcut olduğu belirlendi. Rahim ağzı, vajina ve vulva kanserlerinde sorumlu etkenin HPV virüsü olduğu ortaya çıktı. Dirençli HPV türleri rahim ağzı kanseri veya genital bölgede başka kanserlere yol açabiliyor. HPV enfeksiyonlarının çoğu da klinik belirti vermiyor" şeklinde konuştu.
Bulaşma şeklinin çoğu zaman cinsel ya da çok yakın temasla olabildiğini kaydeden Küçüködük, "Kolaylaştırıcı faktörler olarak bölgenin nemliliği ve dokusu harabiyet sayılabilir. Ayrıca gebelik, AIDS kortizon tedavisi gibi kişinin bağışıklık sisteminin çok iyi çalışmadığı durumlarda hastalık hızla ve çok yaygın olarak seyredebiliyor" ifadelerini kullandı.
Tüm dünyada kadınlar arasında kanserden kaynaklanan ölümlerin ikinci en yaygın nedeni olan rahim ağzı kanserinin her yıl yarım milyon teşhis ve 240 bin ölümle sonuçlanabildiği bilgisini veren Prof. Dr. Küçüködük, ayrıca düşük dereceli riske sahip belirli HPV tiplerinin genital siğillerle ve anormal sonuçlara neden olabildiğini dile getirdi. Prof. Küçüködük şöyle devam etti:
"HPV'nin bazı türleri kansere yol açarken, diğerleri ise cinsel hastalıklara neden oluyor. HPV aşısı genel olarak koruma amaçlı bir aşı olup, 6, 11, 16 ve 18 tiplerine maruz kalmış kadınlarda rahim ağzı kanserine karşı yüzde yüz koruma sağlıyor. Aşı şu an 9-26 yaş grubundaki kızlar ve kadınlara yapılıyor. İlerleyen dönemlerde ise 26 yaş üstü kadınlar ve erkekler için de aşının kullanılması planlanıyor."
HPV aşısının 0, 2 ve 6. aylarda 3 doz olarak uygulandığı bildiren Prof. Dr. Küçüködük, Amerika, Avustralya ve Avrupa'daki birçok ülkede zorunlu aşı programına dahil edildiğini, Türkiye'de dahil 80'den fazla ülkenin onay alarak bu aşıyı uyguladığını ifade etti. Rahim ağzı kanserinden korunmak için ise 'ergenler için davranışsal eğitim (diğer müdahalelerin yanı sıra cinsel ilişkiden kaçınma), aşı olma, erken teşhis ve önlenmesinde gerekli ve değerli bir araç olan 'pap' taramasının yaptırılması'
tavsiyelerinde bulunan Prof. Küçüködük, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanlığı verilerine göre Türkiye'de rahim ağzı kanseri sıklığının yaklaşık 100 binde 5 olduğunu da sözlerine ekledi.