HABER

Rapordaki vurgulamalar kırıcı oldu

ANKARA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakeresinin daha başlangıç aşamasında, yayımlanan raporun birçok yerinde müzakerelerin üyelikle sonuçlanmayabileceğinin ısrarla vurgulanmasının 'kırıcı' olduğunu söyledi.

Baykal, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, önceki gün açıklanan AB Komisyonu İlerleme Raporu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, söz konusu raporda, Türkiye ile AB arasında bir müzakere sürecinin başlamasının önerildiğini anımsatan Baykal, "Bu, raporda açık ve net bir biçimde yer aldı. Bu önemli bir dönüm noktasını ortaya koyuyor. Türkiye'nin 40 yılı aşkın bir süredir AB ile geliştirmeye çalıştığı ilişkilerde yeni bir dönüm noktasının aşıldığını ortaya koyuyor, Türkiye ve AB'nin önüne yeni bir hedef sunuyor" diye konuştu.

Raporda, Türkiye ile AB arasında, tam üyelik müzakerelerinin artık resmen başlamasının gerekliliğinin tespitinin yapıldığını dile getiren Baykal, "Bu rapor, bu yönüyle önemli bir rapordur. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni bir sayfanın açıldığını ortaya koyan bir rapordur. Bunu, bu yönüyle memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum" açıklamasında bulundu. Baykal, "Bu, hepimizin beklediği, gelmiş-geçmiş çeşitli hükümetlerin, çabaları, gayretleri, reformaları ve girişimleri ile hakedilen bir sonuçtur. Bu bakımdan bir tereddüt yoktur, bunu net bir şekilde görüyoruz" diye konuştu.

Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün gelinen noktada, bu kararın oluşturduğu coşkuyu, heyecanı, duygusallığı ve sevinci yeterince yaşadık. Türkiye iki gündür, böyle bir sonucu almış olmanın mutluluğunu ve sevincini ortaya koyuyor. Bunu da anlayışla, doğal karşılamak lazımdır. Geldiğimiz noktada artık soğukkanlı bir biçimde bu raporun ne anlama geldiğini, ne gibi unsurlar içerdiğini, Türkiye ile AB ilişkisi bakımından ne gibi sorunlar doğurabileceğini daha objektif bir biçimde değerlendirmek zamanıdır. Heyecan, sevinç, coşku, kutlama, bayram, hepsi tamam. Ama artık yeter, şimdi ciddiyetle olaya bakma noktasındayız. Biz bu duygularla konuyu, ciddi, sorumlu, dikkatli bir biçimde uzman diplomatlarımızın katkılarıyla değerlendirdik. Olayı bütün yönleriyle gördük ve objektif bir bakış açısı geliştirdik. Bir ülke ile AB'nin müzakereleri başlatması demek; çok doğal olarak bu müzakerelerin olumlu olacağını öngörerek, bu amaca ulaşması için atılması gereken adımları belirleme çalışması içine girmek demektir. Doğal olarak, bir aday ülke ile AB üyelik müzakeresine oturursa, bu, müzakereyi olumlu sonuçlandırma amacına yönelik yapılan bir iştir. Nitekim AB ilk kurucu 6 üyesinin dışında pekçok genişleme kararı aldı. Şu an 25 üyesi var 2007 yılında belki de 28'e çıkacak. Şu anda 27-28 üyeli AB tablosu yakın gelecekte bizi bekliyor. AB'ye üyelik müzakeresi yapmış ülkelerin hiçbirisi bu müzakere sürecinde başarısızlıkla sonuçlanan bir tablo ile karşılaşmamıştır. Başlayan bütün müzakereler olumlu sunuçlanmıştır. Bugüne kadar AB7ye aday ülkelerden herhangi birisiyle, müzakere başlatılırken, 'Senin üye olmama ihtimalin var, Senle oturduk, üyelik müzakeresi yapıyoruz diye sakın ha üye olacağını sanma' anlamında bir değerlendirme yapılmamıştır, yapılması da doğal değildir. Nişanlanıyorsanız evlenmeyi öngörüyorsunuzdur. Nişanlılığın evlenme ile sonuçlanması zorunlu olmayabilir ama başlarken 'evlenmeyebiliriz' diye yola çıkarsanız orada bir sorun var demektir".

Baykal, rapora ilişkin tereddütlerini anlatırken de, "Bir defa, üyelik müzakeresinin daha başlangıç aşamasında bu raporun birçok yerinde üyelik müzakeresinin üyelikle sonuçlanmayabileceğinin ısrarla vurgulanması kırıcı olmuştur, yanlış ve gereksiz olmuştur" dedi. Raporda dikkat edilmesi gereken ikinci bir temel noktanın, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakeresinin yine bundan önce gerçekleşmiş üyelik müzakerelerinden farklı olarak siyasal bir çalışma temelinde yeraldığını ifade eden Baykal, "Oysa ki, üyelik müzakeresi çoğu kere, ortak bir siyasi temelin varlığı görüldükten sonra, o siyasi temelin üzerinde AB'nin ilkeleri, kurumları ve müktesebatı ile üye olacak ülkelerin yasaları, kararnameleri, tüzükleri, uygulamaları ve kurumları arasında teknik yönü ağır basan bir çalışmadır. Olması gereken de budur. Burada Türkiye'ye uygulanan bu değildir. Burada, sanki Türkiye üyelik müzakeresine hazır noktaya henüz gelmemiş gibi kabul edilerek, gerçek anlamda diğer ülkelerle yapılan bir üyelik müzakeresi için ön hazırlık döneminden geçirilmesi gerektiği belirtilyor" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler