HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Rusya Devlet Başkanı Putin, ocakta Türkiye'ye gelecek

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (3) - "(TANAP'ın açılışı) Bu, Türkiye'nin nasıl bir enerji köprüsü olduğunu, enerji üzerinden nasıl bir barış köprüsü olduğunu gösteren çok önemli bir projedir" - "Gelecek yıl 10 milyar metreküp Avrupa'ya ihraç edilecek, kalan 6 milyar metreküp ise Türkiye için ayrılacak. Ek yatırımlarla TANAP'ın kapasitesinin önce 24, ardından 31 milyar metreküpe çıkması planlanıyor" - "Önemli bir gelişme olacak yeni yılda, ocak ayında Rusya ile TürkAkımı doğalgaz boru hattının açılışı yapılacak. Törene Sayın Putin de katılacak"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, TANAP'ın açılışına ilişkin, "Bu, Türkiye'nin nasıl bir enerji köprüsü olduğunu, enerji üzerinden nasıl bir barış köprüsü olduğunu gösteren çok önemli bir projedir." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında parti genel merkezinde Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın (TANAP) açılışının gerçekleştirildiğini anımsatan Çelik, "Bu, Türkiye'nin nasıl bir enerji köprüsü olduğunu, enerji üzerinden nasıl bir barış köprüsü olduğunu gösteren çok önemli bir projedir. Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan stratejik bir denklemdir bu." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılışta TANAP ile Türkiye'nin enerji ihtiyacının yanı sıra Avrupa'nın enerji arz güvenliğinin de sağlanmış olacağını belirttiğini ifade eden Çelik, "Bir kere daha görülmektedir ki burada ortaya konulan bu yaklaşım çerçevesinde Avrupa'ya gidecek enerji koridoru, Türkiye'nin bu güvenli yaklaşımı sayesinde Avrupa'nın enerji ihtiyacını karşılayacak şekilde değerlendirilmiştir." diye konuştu.

Çelik, TANAP ile doğal gazın, Türkiye'de 20 il, 67 ilçe ve 600 köyden geçerek Avrupa'ya ulaştığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Avrupa'nın bir kere daha Türkiye'den ayrı düşünülemeyeceği, Avrupa'nın bir kere daha hem güvenlik ihtiyacının hem ekonomik ihtiyaçlarının, özellikle enerji arzı ihtiyacının Türkiye'ye bağlı olduğu ve Türkiye'nin buna pozitif katkı yaptığı net bir şekilde görülmüştür. Tabii bunun, yapımı halen devam eden Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı'na (TAP) bağlanmasıyla Avrupa gaz sevkiyatının başlaması TAP'ın tamamlanmasıyla gerçekleşecek. 2020 yılında da TAP'ın tamamlanması bekleniyor. Biliyorsunuz, TANAP'ın temeli 2015'te Cumhurbaşkanımız, Azeri mevkidaşı ve Gürcü mevkidaşı tarafından atılmıştı. Bu kadar kısa zaman içerisinde tamamlandı, hayata geçti. Dolayısıyla projelerden biri bitiyor, biri başlıyor. Özellikle enerji konusunda dünyadaki savaşları dikkate alırsak burada Türkiye'nin nasıl olumlu bir yaklaşım içerisinde olduğu da net bir şekilde görülmüş oluyor."

- "Gelecek yıl 10 milyar metreküp Avrupa'ya ihraç edilecek"

TANAP'ın 6,5 milyar dolara mal olduğunu, Şahdeniz Doğal Gaz Sahası'nda üretilen Azerbaycan'ın doğal gazının, Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasının enerji denkleminde yeni bir aşamaya geçilmesi olduğunu anlatan Çelik, "Gelecek yıl 10 milyar metreküp Avrupa'ya ihraç edilecek, kalan 6 milyar metreküp ise Türkiye için ayrılacak. Ek yatırımlarla TANAP'ın kapasitesinin önce 24, ardından 31 milyar metreküpe çıkması planlanıyor." şeklinde konuştu.

Ömer Çelik, tüm bu stratejik yatırımlarla Türkiye'nin hem dünyada hem de bölgesinde önemli bir güç, önemli bir enerji koridoru ve enerji merkezi olduğunu gösterdiğini ifade ederek, "Aynı zamanda da bölgesel barışa, bölgesel istikrar ve refaha verdiği önemi de göstermektedir. Önemli bir gelişme olacak yeni yılda, ocak ayında Rusya ile TürkAkımı doğalgaz boru hattının açılışı yapılacak. Törene Sayın Putin de katılacak." bilgisini verdi.

- "Her bir tuğla şiddeti arttıran bir adımdır"

İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett'in, işgal altındaki Filistin'in Batı Şeria bölgesindeki El-Halil kentinde yeni bir yerleşim yeri kurulması için projenin başlatılma planını onayladığını anımsatan Çelik, projenin çok kötü bir neticesi olduğunu ve Filistinlilere ait El-Hisbe'deki konutların yıkılması gerekeceğini söyledi.

Çelik, Filistinlilere ait konutların yıkılmasıyla zor şartlarda yaşayan insanların daha zor koşullara mahkum edileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Hem de uluslararası hukuka aykırı bir şekilde, iki devletli çözüm projesinin mantığına aykırı biçimde yeni yerleşim yerlerini hayata geçirecekler. Daha önce söylemiştim, bu işgal altındaki kanunsuz bölgelere yapılan her yeni yerleşim, yerine konulan her bir tuğla şiddeti arttıran bir adımdır. Buraya konulan her bir tuğla, iki devletli çözüm projesini ortadan kaldıran bir yaklaşımdır. Bu mahallenin kurulmasıyla El-Halil'deki Harem-i İbrahim'in çevresindeki yerleşim birimleri de coğrafi olarak birleştirilmiş olacak.

Bu coğrafi birleştirme ne anlama geliyor? Harem-i İbrahim'in içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinde yaşayan Filistinliler zaten zor durumdalar, zaten İsrail askerinin zulmü altında, sürekli taciz ve hakaret altında yaşıyorlar. Onların hayatları daha da sıkıntılı hale gelecek. El-Halil'de yaklaşık 100 tane kontrol noktası var, bu yeni aşamayla birlikte de maalesef burada uygulanan zulüm artmış olacak. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanımız ifade etmişti, ABD Başkanı'nın Kudüs'ün başkent yapılmasıyla ilgili olarak, şimdiye kadarki Amerikan politikasını terk etmesi ve bunun neticesinde bir tablonun ortaya çıkması maalesef İsrail'i olumsuz yönde cesaretlendirmiştir. Bazıları bunun iki devletli çözüme katkıda bulunacağını söylüyordu. O zaman Cumhurbaşkanımızın uyarıları bunun tam tersi yönde bir etki yaratacağı yönündeydi, bu bir kere daha görülmüştür."

İsrail'in, daha marjinal bir politika izlemeye başladığına değinen Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"1967'de İsrail'in işgal ettiği Batı Şeria'da 252, işgal altındaki Doğu Kudüs'te 13 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi vardır. Bu yerlerde 600 binden fazla maalesef yerleşimci yaşamaktadır. Filistinlilerden gasp edilen yerlerdir bunlar. Tüm uluslararası toplum bunu yasadışı ilan ederken, bu yasa dışı ilan ettiği konularda uluslararası toplumun güçlü bir adım atmaması neticesinde giderek buradaki zulüm şiddetlenmektedir."

Çelik, İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmelerinin anlamını ortadan kaldıracak gelişmelere imza atıldığını, yapılanların açık bir işgal ve zulüm olduğunu, uluslararası toplumun sesini daha çok yükseltmesi gerektiğini vurguladı.

(Sürecek)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler