İSTANBUL (İHA) - Rusya'nın 'Akdeniz sineği' olduğu gerekçesiyle Türkiye'den sebze ve meyve ithalatını yasaklaması, sebze ve meyve üreticilerini zor durumda bıraktı.
Rusya pazarına ithalatın durması nedeniyle İstanbul Sebze ve Meyve Hali'nde domates fiyatları 150 bin liraya kadar düştü. Yasak nedeniyle ihraç edilemeyince halde bozulan ürünler çöpe dökülürken, üreticilerin bir yıllık emeği heba oldu. Mevcut ekonomik koşullar yüzünden zaten işlerinin az olduğunu söyleyen komisyoncular, "Bugün halde en iyi domates 200-250 bin lira. Bunun üreticiden alındıktan sonra 150 bin lira bir maliyeti var. Üretici 50 bin liraya mal satmak zorunda kalıyor. Çiftçinin emeğine, tohumuna, gübresine yazık. Elimizdeki ürünler tertemiz. Ruslar bahane uyduruyor. Ancak devletin daha dikkatli olması, denetimlerini artırması lazım. Mallarımız çöpe atıyoruz" dedi.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan İstanbul Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Burhan Er ise, Rusya ile Türkiye arasında yaşanan gelişmeleri, Rus pazarını ele geçirmeye çalışan ülkelerin bir oyunu olarak değerlendirdi. Bunun bir danışıklı dövüş olduğunu öne süren Er, "Yaşanan durum bütün Türkiye'yi etkiliyor. Türkiye bir tarım ülkesi. Bir imajı var, tarımla ilgili önemli bir konumu var. Birçok ülkeye mal gönderiyoruz" diye konuştu.
"RUS YETKİLİLER UYARMIŞTI"
Rus yetkililerin 3 ay önce gönderdikleri yazıyla Türk yetkilileri, "Gelen mallarınızda sinek kalıntıları var" diyerek uyardıklarını; ancak dikkatsiz davranıldığını kaydeden Er, "Dünyanın bütün ülkelerinde sinek var. Yaz aylarında daha da artacak. Sinek olması normal bir durumdur. Korkulacak bir şey yok. Bu bir bahane. Rus pazarı büyük pazar. Bu pazarı ele geçirmek isteyen, bizimle rakip olan ülkeler ki, bunlar Yunanistan, Hollanda, İspanya, İtalya gibi ülkeler, geçen yılda ürünlerimizde ilaç kalıntısı olduğunu ortaya atmışlardı. Bu yüzden üzüm satılmadı. Bu danışıklı bir dövüştür. Üreticilerimizin ve yöneticilerimizin çok dikkatli olması lazım. Türkiye'nin imajını düzeltmek çok zor olur" dedi.
Olayda yetkililerin kusuru olduğunu iddia eden Er, "İhracatı yaptıran, sertifikayı veren yetkililer, meslek birlikleri, bunda kusurludur. Gerekli denetimler yeterince yapılmadı. 1997-2001 yılları arasında Almanlar ve Avusturyalılar da bizi 'ürünlerinizde kusur var, dikkatli olun' diye uyarmıştı. Ama ondan sonra biraz daha dikkatli olduk. Kontrol, analiz yapıldı. Ama ister istemez bazı şeyler gözden kaçıyor" diye konuştu. Yaşanan krizin iç piyasayı olumsuz etkilediğini anlatan Er, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durum iç piyasayı etkiledi. Fiyatlarda yüzde 100'e yakın bir düşüş var. Domates, kavun, üzüm, şeftali ve çilek gibi ürünlerin fiyatları çok düştü. Bunun faturası daha da ağır olabilir. Halde bugün en kaliteli domates 150 ile 350 bin lira arasında gidiyor. Ancak biz pazarı buluruz. Rusya olmaz; ama Alman, İtalyan pazarı olur. Ortadoğu pazarını ele geçiririz. Yetkililerimiz daha dikkatli olursa, pazar bulmak zor iş değil."