Suriye hükümeti, ülkenin ikinci büyük kenti Halep'te cumartesi günü başlayan operasyonları sonucu Selahaddin semtinde denetimi sağladıklarını bildiriyor.
Suriye devlet televizyonu askerlerin burada denetimi yeniden ele aldıklarını duyurdu; semtten görüntüler ve denetimi sağladıklarını söyleyen askerlerle mülakatlar yayınladı.
Özgür Suriye Ordusu öncülüğünde örgütlenen isyancılar ise yoğun bombardımana hedef olduklarını söylemekle birlikte, semtten püskürtüldükleri haberlerini yalanladı. İsyancılar bölgede çatışmaların sürdüğünü söylüyor.
Kentin gündeydoğusundaki Selahaddin, geçen hafta isyancıların eline geçmiş, hükümet günlerdir süren bombardıman ardından, kentin dışındaki güçlerini takviye ettikten sonra, bu bölgeye operasyon başlatmıştı.
Kentin kuzeydoğusuna düşen Sahur semtinden de yoğun bombardıman ve çatışma haberleri geliyor.
Halep'teki bir muhalif eylemci, patlama seslerinin kesilmediği korkunç bir gece geçirdiklerini, ambulans çağırmak için aradıklarında telefonları kimsenin açmadığını söyledi.
İsyancılar ise Halep ve Türkiye arasında kalan önemli bir kontrol noktasını ele geçirdiklerini söylüyor.
Geçen ay saf değiştiren Suriyeli general Ferzat Abdülnasır, Halep'in 5 km kuzeybatısındaki Anadan kontrol noktasının 10 saatlik bir çatışma sonucu ele geçirildiğini, bunun Türkiye'ye giden güzergah üzerinde önemli bir stratejik kazanım elde edildiğini söyledi.
Reuters haber ajansı, adı açıklanmayan Türk kaynaklarına dayanarak aralarında Lazkiye'nin emniyet müdür yardımcısının da olduğu toplam 12 Suriyeli subayın daha Türkiye'ye girdiğini duyurdu.
Anadolu Ajansı ise aralarında bir general, bir albay ve üç yarbayın da bulunduğu 375 Suriyelinin Türkiye'ye sığındığını bildirdi.
Türkiye'de halihazırda olaylardan kaçan ve çoğu kamplara yerleştirilen 43.500 Suriyeli bulunduğu bildiriliyor.
Bu akış Halep'teki çatışmaların yoğunlaşmasıyla daha da arttı.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinatörü Valerie Amos, son iki günde yaklaşık 200 bin kişinin kentten kaçtığını açıkladı.
Yardım örgütleri çatışmalar nedeniyle Halep'e girmekte zorlanıyor.
Halep’in dış mahallelerindeki BBC muhabiri Ian Pannell, kentte gıda sıkıntısı yaşandığını ve elektriklerin kesik olduğunu bildiriyor.
Pannell, 24 saat açık bir fırın olduğunu ve ekmek almak için fırını çevreleyenlerin, ekmekten başka yiyecekleri olmadığını söylediklerini aktarıyor.
Bununla birlikte 2,5 milyon nüfuslu Halep'te hâlâ iki ateş arasında sıkışıp kalan çok sayıda sivil olduğuna dikkat çeken BM yetkilisi, bu kişilerin acil yardıma muhtaç olduğunu vurguladı.
BM yetkilisi Amos da çoğu sivilin evlerinin bodrumlarına ya da okullar ve kamu binalarına sığındığını, kentte acilen içme suyu, yemek ve battaniyeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Amos, taraflara sivillerin ateş altında kalmamasına çalışma ve yardım kuruluşlarına erişim sağlama çağrısı yaptı.
Londra merkezli İnsan Hakları Gözlemevi, dün ülke genelindeki çatışmalarda en az 67 kişinin öldüğünü belirtiyor.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, Halep'teki saldırıların Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın sonunu getireceğini ileri sürdü.
Orta Doğu ülkelerine beş günlük bir ziyaret düzenleyen Pannetta, Suriye krizinin derinleştiğini ve şiddetle eleştirdiği bu son operasyon ile Esad'ın kendi sonunu hızlandırdığını savundu.
Panetta, "Eğer kendi halklarına böylesi trajik saldırılarda bulunmayı sürdürürlerse, bu Esad'ın tabutuna çiviyi çakacaktır." dedi.
Panetta, önümüzdeki günlerde Tunus, Mısır, İsrail ve Ürdün'de Suriye ile ilgili gelişmelere odaklanacak temaslarda bulunacak.
Panetta'nın açıklamalarının ayrıntıları için tıklayın
Suriye'nin bölgedeki başlıca müttefiki İran’ı ziyaret eden Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise Suriye’nin Halep’teki isyancıları yenilgiye uğratacağını söyledi.
Muallim ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ise Suriye'de yaşananların "Siyonist rejimin komplosu" olduğunu öne sürdü.
Salihi bazı bölge ülkelerinin de Suriye'de karışıklık yaratmak istediğini iddia ettiği İsrail'in tutumunu paylaşması karşısında hayrete düştüğünü kaydetti.
Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Başkanı ise uluslararası topluma, isyancıları silahlandırmaları çağrısında bulundu.
AFP haber ajansının haberine göre, SUK lideri Abdulbasid Seyda, Abu Dabi’de yaptığı basın açıklamasında “Tankları, savaş uçaklarını durduracak silahlar istiyoruz” dedi.
Seyda ayrıca, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a sığınma hakkı verilmesi yerine, Suriyeli liderin “yaptığı katliamlar nedeniyle” yargılanması gerektiğini söyledi. Son günlerde Suriye için 'Yemen formülü'nün uygulanması tartışmaları yeniden canlanmıştı.
Seyda, Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in iktidardan ayrılması karşılığında “affedilmesini” öngören anlaşmaya atıfta bulunarak Yemen örneğinin Suriye’de uygulanamayacağını belirtip ekledi:
“Katliamlar yapıldı. Beşar Esad’ın yargılanması gerektiğine inanıyoruz. O bir suçlu. Korumaya alınmamalı.”
Muhalif lider, SUK’un geçiş hükümeti kurulabilmesine yönelik planları, silahlı mücadele veren isyancılarla görüşebileceklerini ifade etti.
“[Geçiş hükümetine yönelik] fikirleri değerlendiriyoruz ve Suriye’deki tüm güçlerle iletişim kuracağız” diye konuşan Seyda, hükümet liderinin “dürüst ve vatansever olması gerektiğini, Suriye devriminin amaçlarına da bağlı olması gerektiğini” söyledi.
SUK lideri ise, “Arap kardeşlerimiz ve dostlarımızdan Özgür Suriye Ordusu’nu desteklemelerini istiyoruz” diye konuştu.
Körfez ülkeleri, Nisan ayında Özgür Suriye Ordusu’na “maaş” ödenmesi kararı almış, bu karar paranın kara borsadan silah alımına neden olabileceği düşüncesiyle eleştirilmişti.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye’de hükümet karşıtı gösterilerin çıktığı 2011 yılı Mart ayından bu yana ölenlerin sayısının 20 bini aştığını söylüyor.