Rusya Meclis Başkanı'yla bir görüşme yapan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, hükümetinin "Rus girişimini kabul ettiğini" söyledi.
Muallim, bunu "Amerikan saldırganlığını rayından çıkarmak" için kabul ettiklerini de sözlerine ekledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Rusya'nın Suriye'yle beraber detaylı bir "hareket planı" hazırladığını ve bunun yakında sunulacağını açıkladı.
Dışişleri Bakanı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü OPCW ile beraber planın son şeklinin verileceğini belirtti.
Öte yandan İngiltere Başbakanı David Cameron'ın sözcüsü, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kimyasal silahlarını uluslararası kontrole devretmesini öngören planının gerçekçi olduğunu Rusya ve Suriye'nin kanıtlaması gerektiğini söyledi.
Sözcü, cevaplanması gereken daha pek çok soru olduğunu da belirtti.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, Pazartesi verdiği bir mülakatta Rus önerisinin "büyük ilerleme" olacağını söylemiş ama Suriye'nin bunu kabul edip etmeyeceğine kuşkuyla yaklaştığını da eklemişti.
Türkiye eleştirisi
Rus Interfax haber ajansı Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in Rusya ve Suriye arasındaki ilişkileri övdüğünü ve "Rusya'nın uluslararası hukuk konusundaki duruşu" sayesinde daha da kuvvetlendiklerini söylediğini aktarıyor.
Interfax, Muallim'in konuşması sırasında Türkiye'yi sert bir dille eleştirdiğini ve Türkiye'yi Şam'a karşı 'düşmanca bir tutum' sergilemekle suçladığını da aktarıyor.
Ajansın haberine göre, iki ülkenin uzun bir sınırı olduğuna dikkat çeken Bakan, militanların silah, para yardımı ve eğitimlerini Türkiye topraklarında aldığını öne sürdü.
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün gece katıldığı bir televizyon programında, Suriye'deki kimyasal silahların uluslararası denetime bırakılması teklifinin Türkiye'yi tatmin etmeyeceğini söylemişti.
Davutoğlu, "Bugün böyle kozmetik bir yöntemle eğer geçmişte uygulanan o büyük suçu unutturmak adına nerede olduğunun tespit edilmesi bile aylar alacak olan bir kimyasal silahlar envanterinin çıkarılması veya devri gibi konuyla zaman kazandırılmaya çalışılırsa, Beşar Esad'ın bundan sonraki katliamlarına yeşil ışık yakılmış olur" demişti.
Bu konuda uluslararası toplumun caydırıcılıktan vazgeçmemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Bunu yapmak zaten bir sorumluluktu. Şu anda da kim kimyasal silahların yasaklanmasına üye değilse yapması gereken bir sorumluluğu yerine getirmemiş demektir. Bunu yapmak, dediğim gibi bir taraftan da zımnen suçu kabul etmektir. O da işin ayrı bir boyutu. Yani bunu yapalım ve 'siz bizi cezalandırmayın' demek aslında bir suç işlediğini kabul etmek demek" değerlendirmesinde bulunmuştu.