ŞANLIURFA (İHA) - Şanlıurfa'da kadınların birçoğunun akraba evliliği ve berdel usulü evlilik yaptığı, çok erkek çocuk doğurmanın hala övünç meselesi olarak kabul edildiği bildirildi.
GAP Bölgesi Kalkınma İdaresi'nin yaptığı araştırmaya göre, bölgede kadınların en geç 17 yaşında evinden ayrıldığı, birçoğunun hala dini nikahla evlendiği, kızların yüzde 60-70'i için başlık parası alındığı, akraba evliliği ve "berdel usulü" evliliğin geleneği de hala yaşadığı bildirildi. Kocası birden fazla kadınla evli olan kadınların oranı yüzde 7 civarında olduğu, kadınların büyük bir bölümünün okuma-yazma bilmediği, yüzde 60'ının bir veya birden fazla sağlık şikayetinin bulunduğu, yalnızca dörtte birinin doğum kontrolü uyguladığı bildirildi. Araştırmada ayrıca, kadın yörede devletten günlük iş yüklerini azaltacak çeşme ve makina alınması gibi taleplerinin olduğu, mesleki kurslara ilgi gösterdikleri, eğitim görmek, sağlık ocağı, aile planlaması hizmetleri istedikleri, kızlarının okumasından yana oldukları, varolan eğitim çalışmalarına katıldıkları, daha az çocuk ve resmi nikah istedikleri ve okuma yazma öğrenmek için kurslara gittikleri ifade edildi.
Şanlıurfa'da Çok Amaçlı Toplum Merkezi'ne (ÇATOM) kurslarına katılan bir kadın, konu ile ilgili düşüncelerini dile getirerek, "Ben sadece anne değil, aynı zamanda bir kadın ve insanım. Aşırı iş yüküyle yıpranmamalıyım. Kendime zaman ayırmalı, sağlığıma, görünüme dikkat etmeliyim. Önce mutlu bir insan olursam, sonra iyi bir anne olabilir, huzurlu bir çocuk yetiştirebilirim. Çocuklarım da benim gibi güler yüzlü olur" dedi.
Bir başka kadın ise, "Güneydoğu'nun kırsal kesiminde yaşayan bayanların çoğu evleneceği kişiyi kendisi seçemez. Ailede söz sahibi, babanın yanında aşiret reisidir. Kadınların çoğu kendi başına ilçeye gidemez ve burada alışveriş yapamaz. Kocasından izinsiz kesinlikle veresiye alışveriş yapamaz. Dayak olayına karşı çıkamaz. Şikayet etmesi bile ayıptır. Kocasının bilgisi dışında arkadaşlarına ve akrabalarına ne hediye verebilir ne de alabilir. Onları ziyarete giderken bile kocasından izin almak zorundadır. En duygusal acı anlarda bile toplumda eşine sarılamaz. Seçimlerde kocasının düşüncesine aykırı oy kullanamaz. Arkadaşlarına ve akrabalarına mektup yazarken zarfın üstüne kendi ismini yazamaz. Doğan çocuğuna isim vermede ısrarcı olamaz. İsmi koca verir. Eşini anne ve babasının yanında ismiyle çağıramaz. Eğer yeni gelin ise hiç konuşmaz. Evde kocasının yanında çiklet çiğnemesi son derece ayıp ve edepsizlik olarak görülür. Ben de bir Güneydoğu kadınıyım. Biz büyüklerimizden böyle gördük ve böyle yapıyoruz" diye konuştu.
Şanlıurfa Valisi Şemsettin Uzun da, yaptığı açıklamada, "Güneydoğu'da eğitim yetersizdir. Kadınlar eğitilmediği için çocuklarının da kendileri gibi yetişeceğine inanıyor. Oysa son yıllarda açılan okuma-yazma kurslarına katılan kadınlar, 'biz bugüne kadar çok geç kalmışız' diyorlar. Artık kadınlar eskisi gibi bağnaz düşünmüyor ve çocuklarını okutmamaktan yana değildir. Çok çocuk yapmak, güç sahibi olmak değildir. İnsanlar bu bölgede böyle düşünüyordu. Oysa, bu şekilde düşünmeyenler de var. Devlet, bölgede kadının eğitilmesi, toplumda yerini alabilmesi için çeşitli kurslar, eğitimler açıyor. Şanlıurfa'da son bir yıl içerisinde eğitimde yüzde 100'lük bir değişim sağlandı. Artık insanların devlete olan güvenleri var ve kendilerini devlet ananı ve babanın kollarına bırakıyor" şeklinde konuştu.