PARİS (İHA) - Fransa Başbakanı Jean Pierre Raffarin'in resmi davetlisi olarak Fransa'ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, düzenlediği basın toplantısıyla Paris temaslarını değerlendirdi.
Konuşmasına, Fransız muhataplarının kendisi ve beraberindeki heyete gösterdiği ilgiye teşekkür ederek başlayan Erdoğan, Fransa temaslarının, ikili ilişkilere hız kazandırmasını umduğunu belirtti. Erdoğan, ziyareti süresince gerçekleşen görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra, Türkiye-AB ilişkileri, Geniş Ortadoğu ve Afrika Projesi, Kafkaslar, Irak ve Kıbrıs'taki gelişmeler gibi birçok uluslararası konunun ele alındığını belirtti.
Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde, Fransa'nın müzakere Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesinde izlediği öncü ve yapıcı politikaya desteğini devamını istediklerini kaydeden Erdoğan, Cumhurbaşkanı Chirac ve Başbakan Raffarin ile yaptığı görüşmede, Kopenhag siyasi kriterlerinin karşılanması için hayata geçirilen reform paketleri ve bu reformların uygulanma süreci hakkında bilgi verdiğini ifade etti.
Fransa'nın Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki "öncü ve yapıcı" tutum sergilediğini kaydeden Erdoğan, "Helsinki'de Fransa'nın nasıl destek verdiğini biliyoruz, bunun devamını istedik" diye konuştu.
Aralık ayındaki zirvede verilecek kararın Türkiye'nin AB'ye üyeliğiyle ilgili olmadığının altını çizen Başbakan Erdoğan, bu zirvede müzakerelere başlanmasıyla ilgili bir karar alınacağını, üyelik müzakerelerin ne kadar süreceğinin ise şimdiden bilinemeyeceğini vurguladı.
ŞARTLI MÜZAKERE KABUL EDİLEMEZ Aralık ayındaki zirvede müzakerelere şartlı onay verilmesini kesinlikle kabul edilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, üyelik kriterleriyle ilgili prosedürün belli olduğunu, bu süreçte şartlı onay diye bir şeyin söz konusu olmadığını kaydetti.
AB üyeliği konusunda Türkiye'nin "olmazsa olmaz" şeklinde bir hırsı olmadığını da açıklayan Erdoğan, Kopenhag siyasi kriterlerini Türk halkının standartlarının geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirildiğini, bu süreçte tıkanıklık yaşanması halinde Kopenhag Kriterleri'ne Ankara Kriterleri diyerek yola devam edeceklerini kaydetti. Türkiye'nin, belli şarlar çerçevesinde çalışmalarını yürüttüğünü kaydeden Erdoğan, farklı bir uygulama yapılması halinde AB'nin bu sınavı kaybetmiş olacağını söyledi.
Fransa ile Türkiye arasındaki üst düzey temasların yoğunlaştırılması gerektiğine de işaret eden Erdoğan, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in davetini Cumhurbaşkanı Chirac'a ilettiğini, daha önce Türkiye'ye hiç gelmemiş olan Başbakan Raffarin'i de, kendisinin Türkiye'ye davet ettiğini kaydetti.
Konuşmasında Türkiye ile Fransa arasındaki ticari ilişkilere de değinen Erdoğan, Fransa'nın Türkiye'deki yabancı yatırımlar alanında ilk sırada yer aldığını, yaklaşık 7 milyar dolar olan ticaret hacminin de giderek arttığını vurguladı. Türkiye'deki özelleştirme sürecinin Fransız firmalarının Türkiye'de yatırım yapmalarıyla ilgili yeni imkanlar sunacağını kaydeden Erdoğan, ekonomik ve askeri alandaki işbirliğinin, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde, siyasi alanda da sağlanacağını ifade etti.
İSRALİ İLE İLİŞKİLER Bir gazetecinin, İsrail'i hedef alan son açıklamaları nedeniyle Türkiye ile İsrail arasında yaşanan gerginlikle ilgili sorusunu yanıtlayan Erdoğan, "Yapılan herhangi bir yanlış eleştiriye açıktır. Ben de yapılan bir yanlışı eleştirmiş bulunuyorum. Bu, Refah Mülteci Kampı'nın bombalanması olayıdır. Savunmasız insanlara karşı helikopterlerle bomba yağdırır, tanklarla girilirse, bir insan olarak bunu kabul edemem. Bir dost olarak bu eleştiride bulundum. Bu eleştiri, İsrail ile yakınlığımız gölgeleyen, zedeleyen açıklama değildir. Dost acı söyler, ben dostça bir gerçeği söyledim. Kaldı ki BM Güvenlik Konseyi'nin 14 üyesi bunu kınadı" dedi.
Basın toplantısında, bazı çevrelerin, sözde Ermeni soykırımını müzakereler için ön koşul olarak dile getirdiğinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, müzakere sürecine onay verilmesi konusunda Ermeni soykırımını tanınması gibi bir kriterin bulunmadığını söyleyerek, "Geçmişte olmuş bitmiş böyle bir hadiseyi, hangi taraf ne yapmış ne etmiş diye konuşmak yerine, gelin bunu tarihçilere bırakalım. Biz politikacılar olarak geleceği inşa edelim. Bardağın dolu tarafını görelim. Olaylara pozitif yaklaşalım" diye konuştu.
"IRAK'TAKİ GELİŞMELER İÇ AÇICI DEĞİL" Basın toplantısında Irak'taki son gelişmeleri de değerlendiren Erdoğan, "Irak'taki gelişmeler memnuniyet verici değil. Terör örgütleri Irak'ı antrenman alanı haline getirdiler. Etnik grupların birbirlerine üstünlük sağlama gayretleri var. Bunlara zemin hazırlamak belki de iç savaşı tetikleyecektir. Bunlar olumlu gelişmeler değil" dedi. Artan terör tehdidi nedeniyle Irak'taki geçici hükümetin, yıl sonu yapılacak seçimlere ülkeyi ne derece sağlıklı hazırlayacağının bilinemediğini kaydeden Erdoğan, "Biz Türkiye olarak komşumuz Irak'la oradaki barış sürecini hızlandırmak istiyoruz. Üzerimize düşeni yapmaya hazırız" dedi.
Erdoğan, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması, etnik grupların egemenlik sağlamasının önlenmesi, Irak'ın yer altı ve yer üstü kaynaklarının bütün Irak halkına ait olması konularında Cumhurbaşkanı Chirac ile aynı görüşte olduklarını kaydetti. Erdoğan, Irak'a yönelik dış müdahalelere de dikkat çekerek, "Irak'ın üzerinde hesabı olmayan yok. Herkesin Irak üzerinde hesabı var" diye konuştu.