ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hükümet’in Kürt sorunu için önereceği ‘demokratik açılım’ın barışla ve huzurla, demokrasi ve hürriyetle ilgisi olmadığını savunarak “Asırlardır ‘birarada’ yaşayan milletimizi parçalara ayırıp ‘yan yana’ yaşamayı dayatan bu yol haritasından çok kimlikli, çok parçalı, çokluklar devleti ve toplumu çıkması mukadderdir. Bu ise iddia edildiği gibi çözüm değil çözülmedir” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirdiği yazılı bir açıklama yaptı. Hükümet’in henüz içeriğini açıklamadığı demokratik açılımı “Türkiye’nin temel değerlerine, aziz milletimizin kardeşliğine ve kimliğine yönelik olarak başlatılan çözülme ve dağılma kampanyası hız kazanmıştır” sözleriyle değerlendiren Bahçeli, “Bu kampanya, yıllardır PKK adı altında terörle sonuç almaya çalışan ihanet odaklarının sahiplendiği bütün emellerin şimdi hükümet eliyle ve silahsız olarak sürdürülmesine yönelik bir yıkım projesidir” dedi.
-“ŞEHİTLERLE CANİLER AYNI ÇERÇEVEYE SOKULMAK İSTENİYOR”-
‘Kürt sorunu’nun çözümü için açıklanacak pakete “demokrasi açılımı”, “kardeşlik ve huzur açılımı”, “milli birlik açılımı” adlar verilerek gerçeklerin kamuoyundan saklanmaya çalıştığını ve toplumu ayrışmaya razı etmek için her türlü istismar alanının kullanıldığını öne süren Bahçeli, “Şehitlerle caniler, Mehmetçikle katiller, güvenlik güçleri ile teröristler aynı çerçeveye sokulmak istenmektedir” dedi.
Bu proje hakkında milletin gerçekleri görmeye başladığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“İddia edildiği gibi barış ve huzurla, demokrasi ve hürriyetle, sulh ve sükunla, kalkınma ve refahla, kaynaşma ve kardeşlikle hiçbir şekilde alakası olmadığı anlaşılmıştır.Bölücü tasavvurların, dağdan şehre inmesi, silahtan medyaya geçmesi, teröristten meclise taşınması, örgütten hükümete aktarılması, gerisindeki tarihi emelleri değiştirmeyecek, aktörlerin değişmesi ihanetin özünü saklamaya yetmeyecektir. Milletimiz ve bizim için önemli olan, ağır bir yıkıma götürecek olan fikirleri kimin nerede taşıdığı değil ülkemizi hangi sonuca ulaştırmak istediğidir Nitekim beklendiği gibi sürece İmralı Canisi de dahil olmuştur.Bu katılımla birlikte çuvalcılar, kandilciler, aşiret reisleri, işbirlikçi lobiler ve bölücüler sonunda Başbakanla birlikte aynı fotoğraf karesinde buluşmayı başarmışlardır. Hükümet bu resme başkalarını da dahil etmek ve suç ortağı yapmak için var gücüyle çalışmakta, koordinatör adı verilen teşrifatçılarla uçuruma giden yıkım yolunda toplumu ikna turları düzenlemektedir.”
-ATALAY'A ELEŞTİRİ-
“İmralı’nın kuryeleri olan sözde hukuk adamları” olarak nitelediği Abdullah Öcalan’ın avukatları ile “hükümetin kuryesi” olarak tanımladığı İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “iki koldan temaslarına devam etmekte, kapı kapı gezerek Türkiye'nin yıkım projesine suç ortakları aramakta olduğu” görüşünü savunan Bahçeli, “Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘iyi şeyler olacak’ müjdesi ile başlayan vahim süreçte Başbakan Erdoğan’ın ve hükümetinin toplumu bölünmeye razı edecek randevu ve ziyaret turları devam etmektedir. Bu girişimlerin maksadı, milletimizin kardeşliğini, kimliğini ve birliğini savunmak isteyen sağduyulu, inançlı vatan evlatlarına yönelik baskı ortamı oluşturmak, bir teslimiyet ve şaşkınlık dalgası yaratarak milletimizin direnişini kırmaktır. Gelişmeler, saklanmaya çalışılan oyunu ve oyuncuları giderek netleştirmiştir. Destek adı altında oyuna dahil olan aktörlerin kimlikleri ile milli meselelerdeki bozuk sicilleri ülkemizin nasıl bir yıkıma sürüklenmek istendiğini bütün açıklığı ile ortaya koymuştur” ifadelerine yer verdi.
MHP’ye “istismar ve duygu sömürüsü de dahil olmak üzere her vasıta kullanılarak” bu sürece katılma çağrıları yapıldığını bildiren Bahçeli, bunun nedeninin MHP’nin “yıkım ortağı” yapılmak istenmesi olduğunu öne sürdü.
-MHP BU OYUN İÇİNDE YER ALMAM-
MHP’nin bu “oyunun” içinde yer almayacağını açıklayan Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İftiharla işbirliği yaptığını saklamayan Başbakan Erdoğan’ın küresel gücün Ankara’da dayattığı taleplerini bir ev ödevi gibi algılayarak attığı adımlardan, Ermenistan’la ilişkilerin tek taraflı çözülmesi, Heybeliada Ruhban Okuluma yönelik tavizler ve sözde ‘Kürt Sorunu’na aranacak çözümler, karşımızdaki tehdidin sacayağını oluşturmaktadır. Bu açıdan dışarıdan gelen dayatmaları gizlemeye yönelik olarak yüksek makamlardan söylenilen ‘her ülkenin kendi sorununu kendi gücüyle çözmesi gerekir’ şeklindeki açıklamaların anlamı ve gerçekliği yoktur. Yine bu kapsamda, hükümetin iş ve aş bekleyen yöremize yönelik yedi yıldır yapamadığı ekonomi hamlelerine şimdi başlayacağını söylemiş olması ve bunu da sözde ‘demokratik açılıma bağlaması’ tam bir aldatmadan ibarettir. Aziz milletimiz Başbakan Yardımcısı başkanlığında bu yıl on yedincisi toplanan kurulda geride kalan onaltı toplantıda bu vaatlerin niçin yapılmadığını mutlaka sorgulayacaktır.”
-“TÜRKİYE’NİN ADI BİLE TARTIŞILIYOR”-
“Yıkım projesinin yaratacağı deprem” olarak tanımladığı demokratik açılımın öncü dalgalarının şimdiden hissedilmeye başlandığını ifade eden Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı makamınca dile getirilen yerleşim yerlerinin isimlerine dair tartışmalar, Türkiye’nin adının bile değiştirilmesine dair alçakça hatırlatmalara kadar ulaşmıştır” dedi.
“İçeriğini kimsenin bilmediği, adının bir türlü konulamadığı, sahibinin bir türlü ortaya çıkmadığı, müellifinin saklandığı bu oyunun başarılması halinde Türk milletini bir ve bütün halde tutmak mümkün olmayacaktır” diyen Bahçeli, çözüm paketinin içinde ne olduğunun belli olmadığını, ancak ne olduğunun belli olduğunu savunarak “Bu paketin içinde kardeşlik ve kucaklaşmayı sürdürme duygusu, birlikte geleceğe ulaşma ülküsü, milli bir kimliğe sahip çıkarak yükselme ve büyüme arzusu asla yoktur. Süslü ambalajlar içinde sunulmaya çalışılan zehir şişesi bir kez açılırsa aziz millet varlığının ve birliğinin devamı mümkün olmayacaktır” görüşünü belirtti.
-PKK İLE AKP AYNI ÇİZGİDE-
Abdullah Öcalan’ın cezaevinde hazırladığı yol haritasıyla müzakereyi başlattığını ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:
“Projenin sahibi olan hükümetin ‘muhatap olmadığı’ yönündeki açıklamalarının inandırıcılığı kalmamış, hükümet bebek katilinin sürece yapacağı sözde katkılara kilitlenmiştir. Ne muhterem analarımız üzerinden yapılan ucuz istismarlar, ne aziz şehitlerimiz ve aileleri üzerinden yapılmaya çalışılan basit hesaplar gerçekleri gizlemeye yetmeyecektir. İmralı mahkûmunun devreye girmiş olması ile birlikte sözde açılım denilen sürecin nasıl bir seyir izleyeceği, nerelere kadar uzanacağı ve nasıl bir akıbetin karşımıza çıkacağı artık daha da netleşmiştir. Sahiplerinin saklanmakta zorladıkları bu işbirliği ve yıkım ortaklığı PKK ile AKP’yi aynı çizgide buluşturmuştur. Bir hükümet üyesinin İmralı’ya kulak kabartarak “ne demiş ona bakılır” sözü bu sinsi muhataplığın resmi ağızlardan itirafı olmuştur. Uyum, açılım ve fırsat denilerek yapılan çağrıların foyası da ortaya çıkmış, İmralı’nın devreye girmesiyle sözde aydın ve akademisyen adı verilen işbirlikçi aracıların görevleri bu aşamada tamamlanmıştır.”
-“YOL HARİTASI ‘BİRARADA’ DEĞİL ‘YAN YANA’ YAŞAMAYI DAYATIYOR”-
Başbakan Erdoğan’ı “yıkım projesinin müteahhidi” olarak niteleyen Bahçeli, Başbakan’ın bu yolda her bedeli ödemeye hazır olduğunu açıklamasının kendileri için bir anlamı bulunmadığını bildirdi. Bahçeli, iktidar partisinin mutlaka ödeyeceğini iddia ettiği bedelden kaygısının olmayacağını belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bizi endişelendiren, AKP zihniyetinin yerinde yeller eserken ve bu ağır vebali üstlenenler millet huzurunda hesap verirken, yaralarını sarmakta zorluk çekecek olan aziz milletimizin ödeyeceği bedelin ne olacağıdır. Asırlardır ‘birarada’ yaşayan milletimizi parçalara ayırıp ‘yan yana’ yaşamayı dayatan bu yol haritasından çok kimlikli, çok parçalı, çokluklar devleti ve toplumu çıkması mukadderdir. Bu ise iddia edildiği gibi çözüm değil çözülmedir. Türkiye’nin milli birliği ve kardeşliği, geçmişte olduğu gibi bugün de en büyük güç ve kudret kaynağımızdır. Türk milleti, bir bütün olarak ve ortak milli değerler etrafında kenetlenerek bu hain oyunu boşa çıkartacak güce sahiptir. Biz kez daha hatırlatmak isteriz ki. Milliyetçi Hareket, Türkiye için bir felaket olacak böyle bir projenin tarafında olmayacaktır. Bunu önlemek için üç hilalin tarihi anlamı ve misyonu olan Türkiye’nin milli birliğini ve bin yıllık kardeşliğini korumak adına sonuna kadar mücadele edecektir.” (ANKA)