İZMİR (İHA) - İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Yemişçi, İTB tarafından sel sonrası yapılan araştırma sonucunda, sadece incir ve üzümde meydana gelen ürün kaybının 50-60 milyon doları bulduğunu, pamuk, bağ ve bahçelerdeki toprak kayması, asma ve incir ağaçlarındaki hasarın ise bunun dışında olduğunu vurguladı.
Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Erdinç Kapkaç ile birlikte basın toplantısı düzenleyen İTB Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Yemişçi, yağmurun etkisiyle uzun süre (21-27 gün) sergide kalan üzümlerde çürüme ve balgam görüldüğünü, sergide ve dalında ıslanan üzümün kalitesinin de düştüğünü belirterek, "Yapılan çalışmalar sonucu 230 bin 843 ton olarak hesaplanan çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesinde yüzde 5-10 azalma olacağı, yaklaşık 200 bin ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Kalitedeki azalma ya da aflotoksin de dikkate alınırsa, ihraç edilebilecek rakamın 180 bin ton olarak gerçekleşeceği düşünülebilir. Yağmur nedeniyle üzüm rekoltesindeki düşüşteki maddi kayıp 25-30 milyon dolardır" diye konuştu.
İNCİRDE DE DURUM FARKSIZ Sezon öncesi yapılan değerlendirme sonucu rekoltenin 52 bin 462 ton olarak gerçekleşmesi beklenen incirde de durumun üzümden farksız olduğunu kaydeden Tuğrul Yemişçi, Tire ve Ödemiş dışındaki yerlerde zararın daha büyük olduğunu söyledi. İncirde birinci ürünün hasat edildiğini ve bu yüzden birinci üründe zarar olmadığını vurgulayan Yemişçi, "Yağmurdan etkilenmeyen alanlarda ürünün yüzde 60'ı hasat edilmiş, etkilenen alanlarda ise incir yaş olarak dalında kalmıştır. Üçüncü hasatta ürünün de tamamı dalında kalmış, ağaçta kalan yeşil incirin sırıklarla toplanarak sergiye konulduğu tespit edilmiştir. Bu incirin iş malı olarak değerlendirilemeyeceği tahmin edilmektedir. Zarar gören bölgenin genelinde bahçelerde büyük oranda toprak kayması olduğu görülmüştür. Sonuç olarak 52 bin 462 tonluk rekoltenin 12 bin tonluk bölümünün iş malı olarak değerlendirilemeyeceği, 40 bin tonluk bir ürün elde edilebileceği tahmin edilmektedir. Bu miktar, aflatoksin nedeniyle 25 bin tona kadar düşebilir. İncirde de maddi kaybın 25-30 milyon dolar olduğu tespit edilmiştir" dedi.
ZARAR GÖREN ÜRETİCİYE DESTEK Zarar tespit ekiplerinin raporlarında bağ ve bahçeler ile ağacın kendisindeki zararların yer almadığını, bunların da dikkate alınması halinde zararın daha da büyüdüğüne dikkat çeken Tuğrul Yemişçi, yetkililere çağrıda bulunarak, üreticinin hepsinin zarar görmediğini, zararın bazı yörelerde büyük olduğunu belirterek şu önerilerde bulundu:
"Borçların ertelenmesi devlet tarafından öngörülebilir. Ancak, çiftçinin tamamı zarar görmüş değildir. Doğru olan, direkt olarak zarar gören çiftçiye yardımların yapılmasıdır. Genelde zarar görmeyen çiftçiler verilen ürün fiyatından memnundur. Hükümet hakkaniyet ile hareket ederse, zarar gören ve görmeyene karşı daha adil olur. Borç erteleme ve yardımların yerinde tespitler yapılarak gerçekleştirilmesini talep ediyoruz. TARİŞ başta olmak üzere, kooperatifler ürün kaybını dikkate alarak akılcı politika üretip, elindeki ürün stokunu derhal borsaya çıkarmalıdır."
PAMUKTAKİ ZARAR BELLİ DEĞİL
Bu arada, basın mensuplarının pamuktaki zararı sorması üzerine Tuğrul Yemişçi, pamuktaki zararın tespit edilmesi için heyetin bölgede dolaştığını, kendilerine gelen ilk bilgilere göre en alttaki kozalarda kirlenmelerin (kontoninasyon) görüldüğünü, kesin rakamların ise incelemenin bitmesinin ardından ortaya çıkacağını ifade etti. Yemişçi, "Tarımda sigorta sistemi olsaydı, zararlar eksperler vasıtasıyla birebir tespit edilebilirdi. 1992 yılında TBMM'ye verilen Tarımda Sigorta Yasa Tasarısı, maalesef bugüne kadar yasalaşmadı. Biz de bu konuda daha kapsamlı araştırma içindeyiz. Araştırmalarımızı bir rapor halinde yetkililere ileteceğiz" dedi.