Selahattin Demirtaş, partisinin Şanlıurfa'daki Topçu Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Kur'an'ı Kerim tartışmaları üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı şu sözlerle eleştirdi:
"Bize dinsiz, imansız deyip din sömürüsü yapıyor diyenler. Ey Diyanet İşleri Başkanı, ey bu ülkenin tarafsız Cumhurbaşkanı. Kusura bakma. Allah o yüce kelamı sen reklam yap, sen mitinglerde elinde oy için tut, diye göndermedi. Onu oku diye gönderdi, oku. Önce oku. Onun ilk emri okudur, oku. Onun ilk emri çal değildir. Soy, hırsızlık yap, adaletsizlik yap değildir."
"TAHRİKLERE KAPILMAYIN"
7 Haziran'ın sadece milletvekili seçiminden ibaret olmadığını, diktatörlük ile özgürlük tercihinin yapılacağı tarih olduğunu belirten Demirtaş şöyle konuştu:
"7 Haziran seçimleri sadece klasik bir milletvekili genel seçimi değil artık. Partiler arası yarışın çok ötesinde bir anlamı var. Sizler oy verme kabinine girdiğinizde önünüzde çok seçenek değil iki seçenek olacak. Birincisi kendisi için çevresi için diktatörlük hevesiyle güç devşirmeye çalışan bir çizgi olacak. Bir de bütün Türkiye'ye özgürlük, demokrasi, ezilenlerden, çalışanlardan yana bir demokratik çizgi olacak. O diktatör yayı savunan ve adına başkanlık dedikleri çizginin Ak Parti tarafından savunulduğunu biliyorsunuz. Gece gündüz o çizgiyi Türkiye'ye hakim kılmak için dayatmayla, tehditle, baskıyla çalışma yürütüyorlar. Biz ısrarla, inatla bu provokasyonlara prim vermeden, bunların tahriklerine kapılmadan seçim kampanyamızı tamamlamak zorundayız. Tahriklere asla kapılmayın."
Mevcut asgari ücretin açlık sınırının yarısı olduğunu ve 1800 lira ödeyeceklerini söylemeleriyle alay edilmesini de eleştiren Demirtaş, şöyle devam etti:
"Biz asgari ücret bin 800 lira olsun, en az emekli aylığı bin 800 lira olsun dediğimizde alay ediyorlar. Cumhurbaşkanı, başbakan bu rakamlarla alay ediyor. Oysa önerdiğimiz rakamlar açlık sınırının bile altıdır. Size ödenen 949 lira asgari ücret, açlık sınırının yarısıdır. Siz bin 800 lira alsanız bile ailenizde biri daha çalışırsa ancak yoksulluk sınırına yetişmiş oluyorsunuz. Açlık sınırından çıkmış oluyorsunuz. Şimdi biz diyoruz ki asgari ücreti arttıracağız. Alay ediyorlar. Bakın diyorlar ihaleye çıkmışlar. Evet, biz halkımıza elbette ki daha fazla para vermek için vergi adaletiyle birlikte üzerindeki yükü kaldırırız. Fakat sen asıl etrafındaki müteahhitlere dağıttın ihalelerin hesabını ver. Asgari ücretlinin ihalesini soracağına, etrafında domuz gibi beslenenlerin hesabını ver öncelikle."
"HARCADIĞINIZ ELEKTRİĞE YAZIK"
İktidar yanlısı yayın organlarının kendilerine yer vermediği gibi sürekli hakaret ettiğini savunan ve alanda bulunanların bu televizyonları izlememesi önerisinde bulunan Demirtaş, "Söyledikleri yalanları dinlemek zorunda değilsiniz. Onlar çıktığında televizyona harcadığınız elektriğe yazıktır. Kapatın karlı çıkın. Zaten elektrik yok kesiktir. Onu da onları dinlemek için harcamayın gerek yok. Yalanlar için üstüne para ödemeyin gerek yok. Onların gazeteleri, o kalın kalın gazeteleri var ya sofra kağıdı yapmaya yarar. Onun için lazımsa alın. Leblebi külahı yapmaya yarar. Ama yalanları, hakaretleri, küfürleri, iftiraları onların gazetelerinden okumaya değmez" diye konuştu.
"BEN MÜSLÜMAN EVLADIYIM"
Kabe tartışmalarının gündeme getirilmesiyle kendisine yönelik iftira kampanyası yürütüldüğü iddiasında da bulunan Demirtaş şöyle devam etti:
"Ben bir Müslüman evladıyım. Müslüman’ın bir tane kıblesi, Kâbe’si vardır o da Mekke'dedir. Bunun dışında da hiçbir zaman bir şey söylemedim. Buna rağmen ısrarla ben 'Taksim Kâbe’mizdir' demişim diye, yalan ve iftira üzerinden günlerdir çirkin bir kampanya yürütüyorlar. Ben 'Kudüs Yahudilerindir' demedim asla. Ama demişim gibi cumhurbaşkanı, başbakan meydan meydan dolaşıp iftira kampanyası yürütüyorlar. Bize kafir, dinsiz, din düşmanı diyorlar. Ben bu Diyanet'teki din adamlarının sessizliğini merak ediyorum. Peygamberler diyarından Diyanet İşleri Başkanına soruyorum. Bir Müslüman'a dinsiz demek, bir Müslüman'a kafir demek günah mıdır değil midir, cevabını versin diyorum. Mademki din alimisiniz. Madem bizden fazla din bilginiz var. Yalan, iftira İslamiyet’te günah mıdır, değil midir? Diyanet İşleri Başkanı buna niye cevap vermiyor? Korkuyor musun? Korkma korkma, Allah'tan başkasından korkma. Tayyip Erdoğan'dan korkmayın. Merak etmeyin Allah'tan büyüğü yoktur. Hepimiz Yaradan’ın huzuruna gideceğiz. Orada Tayyip Erdoğan yoktur, korkmana gerek yok."
Kur'an'ı Kerim tartışmaları üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Demirtaş, "Bize dinsiz, imansız deyip din sömürüsü yapıyor diyenler. Ey Diyanet İşleri Başkanı, ey bu ülkenin tarafsız Cumhurbaşkanı. Kusura bakma. Allah o yüce kelamı sen reklam yap, sen mitinglerde elinde oy için tut, diye göndermedi. Onu oku diye gönderdi, oku. Önce oku. Onun ilk emri okudur, oku. Onun ilk emri çal değildir. Soy, hırsızlık yap, adaletsizlik yap değildir" diye konuştu.
"SINIRLARIN ÖTESİNDE IŞİD, İÇERİDE AKP"
Camilerde elektrik kesintileri yaşandığını belirten Demirtaş, bu durumdan Diyanet İşleri Başkanlığı'nı sorumlu tutarken, inanç tartışmalarına ilişkin şunları kaydetti:
"Burada Ulubatlı Hasan Camii'nin elektriği kesilmedi mi? Urfalılar daha iyi bilir. Ulubatlı Hasan Camii'nin elektriği niye kesikti? Diyanet İşleri Başkanı elektrik parasını ödemiyor çünkü. Cemaat kendi arasında para toplamasa caminin elektrikleri anında kesilir. Diyor ya o lüks Mercedes diyor, azdır bile. Doğru sizin gibilere azdır bile. Siz daha iyilerine layıksınız. Caminin cemaati elektrik kesik olduğu için ezan sesi duyamayacak. Senin Diyanet İşleri Başkanı'nın 1 trilyonluk lüks Mercedes ile gezecek. Biz de bunu eleştirince dinsiz olacağız öyle mi? İşte İslam düşmanlığı budur. Haram yiyerek en fazla İslam düşmanlığı yaptılar. Eğer sınırların ötesinde İslam düşmanları görmek istiyorsanız IŞİD, El Kaide, El Nusra orada. Sınırların içinde görmek istiyorsanız AKP burada işte. İkisi de dini ayaklar altına alan yaşamlarıyla İslam'a en büyük zararı veren hareketlerdir."
"MHP'YE SORUYORUM, BUNLARLA İLİŞKİNİZ VAR MI YOK MU?"
HDP'nin seçim bürolarına yapılan saldırıları hatırlatan ve MHP'ye çağrıda bulunan Demirtaş, "60 civarında HDP bürosuna saldırı oldu. Mitinglerimize saldırı oldu. Tamamında da saldırı yapan gruplar ülkücülerin, MHP'lilerin işaretini yapıyorlar elleriyle" dedi.
MHP'nin bu konuda açıklama yapmasını isteyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MHP'ye soruyorum; bunlarla ilişkiniz var mı yok mu? Yoksa çıkın açıklayın. Yok eğer MHP olarak ülkü ocakları olarak sizler bu saldırıyı organize ediyorsanız bunu da çıkın cesurca söyleyin. Ama siz değilseniz. Biz biliyoruz. Arkasında Ak Parti'nin örgütlediği, tahrik ettiği güçlerle bunlar yapılıyor. Üstlenmek istemiyorsanız MHP olarak çıkın söyleyin."
"SEN KAYMAKAMLIK TABELANI İNDİR DAHA İYİDİR"
Tekirdağ'ın Saray İlçesi'nde HDP'nin seçim irtibat bürosunun açılmasına tepki gösterilmesi olayını hatırlatan Demirtaş, Saray Kaymakamı Hüseyin Öner'in sözlerini eleştirerek "Kaymakam geliyor, halka HDP bürosunu kapatacağını söyleyip, sabırlı olmaları önerisinde bulunuyor. Ben buradan Saray Kaymakamına sesleniyorum. O bir grup çeteye ricada bulunacağına, 'Biz merak etmeyin HDP bürosunu kapatacağız' diyeceğine sen kaymakamlık tabelanı indir daha iyidir. Senin haddine midir bir partinin seçim bürosunun tabelasını indirmek?" dedi.
Demirtaş, partisinin milletvekili adaylarına destek isteyerek sonlandırdığı konuşmasının ardından Gaziantep'e gitti.
(DHA)