Görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı gözaltına alındı.
Selçuk Mızraklı ile birlikte Kayapınar ve Bismil ilçelerinin belediye başkanları HDP'li Kezban Yılmaz ve Orhan Ayaz da gözaltına alındı.
Mızraklı'nın gözaltına alındığını avukatı Mehmet Emin Aktar Twitter hesabından açıkladı.
Aktar, Mızraklı'ya yönelik suçlamanın "yürütülen bir soruşturma" olduğunu belirtti.
https://twitter.com/MehmetEminAktar/status/1186139335051153408
Selçuk Mızraklı, 19 Ağustos'ta Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bedia Özgökçe Ertan ile birlikte görevden alınmıştı.
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada; Mızraklı, Türk ve Ertan'ın "terör örgütleriyle iltisak-irtibatı olduğu", "terör örgütlerine destek verdikleri" yönünde tespit ve deliller bulunduğu" belirtilmişti.
Kayyum atanan kentlerden Diyarbakır'da, Vali Hasan Basri Güzeloğlu belediye başkan vekili olarak görevlendirilmişti.
Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir Belediyeleri'ne atanan kayyumların süresi Cuma günü iki ay daha uzatılırken, Mızraklı kayyum atamasına karşı Diyarbakır 1. İdari Mahkemesi'ine 'Yürütmenin durdurulması işlemi' itiraz başvurusu yapmıştı.
İtirazın aynı gün reddedilmesiyle kayyumun süresi iki ay daha uzatıldı.
Bu karara karşı Mızraklı Pazartesi (bugün) Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'ne başvuru yapacağını açıklamıştı.
Bugün yaşanan gözlatılardan sonra HDP'li yöneticiler, belediye meclis üyeleri ve milletvekillerinin Diyarbakır'da Kayapınar Belediyesi önünde yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi.
Bugüne kadar kayyum atanan HDP'li belediyeler şöyle:
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında belediye başkanlarının gözaltına alınmasına tepki göstererek, "Bu iktidar Kürt halkına diyor ki, 'sen seçtiysen sayılmaz, senin için hukuk yok, Kürtsen kendi ilini, ilçeni, belediyeni yönetemezsin'" dedi.
Oluç, tutuklandıktan sonra yerlerine kayyum atanan belediye başkanlarını, aldıkları oy oranlarını da hatırlattı.
İktidarın savaşı bahane edip halkın iradesini gasp etmeye devam ettiğini savundu.
Yaşananları siyasi darbe süreci olarak tanımlayan Oluç şunları söyledi:
"Bu aslında çok açık bir siyasi darbe sürecidir. 31 Mart seçimlerini yok sayma süreci devam ediyor. Demokratik siyaseti ortadan kaldırma hamlesidir. Tüm toplumsal muhalefete bir gözdağıdır."
Kürtlerin 1978'den beri elde ettiği büyük bir yerel yönetimler birikimi ve deneyimi olduğunu belirten Oluç, halkın bu birikim, deneyim ve iradeyi ortaya çıkarma tutumunu asla terk etmeyeceğini söyledi.
İktidarın seçme seçilme hakkına tahammülü olmadığını, 'zorba bir zihniyetle' belediye başkanlarını görevden almaya devam ettiğini savunan Oluç, " Üstelik bu işi her gün yeni bir hukuk cinayetine ortak olan mahkeme heyetleri eliyle yürütüyor" dedi ve bunu kesinlikle kabul etmeyeceklerini söyledi.