İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 40’ı tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında, olay tarihinde 3. Kolordu NATO Karargahı Kurmay Başkanı olan tanık Tayyar Süngü, eski 1. Ordu Komutanlığı Harekat Yarbaşkanı Eyyüp Gürler’i arayıp vazgeçmesi için en az 2 kez görüştüğünü ancak Gürler'in ikna olmadığını kaydetti.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü karşısında bulunan salonda yapılan duruşmada, tanık Süngü, olay tarihinde 3. Kolordu NATO Karargahı Kurmay Başkanı görevinde bulunduğunu, şu anda emekli olduğunu, eşiyle dışarıdayken darbe girişimi olduğunu öğrendiğini, öğrenir öğrenmez bir faaliyet olmaması için kendi birliğine gittiğini, birliğinden hiç kimsenin faaliyete katılmadığını anlattı.
Kışlanın emniyetini aldıktan sonra milli karargaha geçtiğini aktaran tanık Süngü, şöyle devam etti:
"Sözde emirde Mehmet Partigöç’ün imzasını gördüm. 'Bu emir kanunsuz emirdir' dedim. Darbeye karşı faaliyetleri yürütmeye çalıştık. Kolordu komutanına kanaatlerimi ilettim. Birliklere 'kışlaya geri dönün' mesajı çekildi, bu mesajdan sonra karargahın üzerinden uçaklar alçak uçuş yaptı. Eski 1. Ordu Komutanlığı Harekat Yarbaşkanı Eyyüp Gürler’i arayıp faaliyetten vazgeçmesi için en az 2 defa görüştüm. Bırakmayacağını ifade etti, hocası olarak hakkımı helal etmeyeceğimi söyledim. Bu esnada bir arkadaş 1. Ordu Karargahındaki başka subaylarla görüştüğünü söyledi, birinin onlardan olmayacağını söylendi. O kişiyle konuştum, 'Eyyüp Gürler’i derdest edemiyor musunuz?' diye sordum, bana silahı olduğunu söyledi."
- "Gürler’i ikna edemedik"
Endişesinin halkla askerin karşı karşıya gelmesi olduğunu ve halkın akın akın Ayazağa Köyü’nden gelmeye başladığını ifade eden tanık Süngü, "Halkın içine girerek, 'bu birlikte darbeci yok, milletimizin emrindeyiz, burayı bırakın köprüye gidin' dedim. Halk ikna oldu. Gerek karargahtaki arkadaşlarım, gerek ben, Eyyüp Gürler üzerinde etki ve nüfus sağlamaya çalıştık, Eyyüp Gürler’i ikna edemedik, daha sonra teslim olduğunu öğrendik. Gecenin ilerleyen saatlerinde darbecilerin, 1. Ordu'da koordine olmaya çalıştıklarını öğrenmiştik. Bu kişilerin devre dışı kalması için çalıştık." diye konuştu.
Tanık Selçuk Gündoğan ifadesinde, şu anda 1. Ordu'da astsubay başçavuşu olarak görev yaptığını, nöbetlerini orduevinde tuttuğunu, o günde rutin nöbetini yaptığını, sabit bulunduğu bir yer olmadığını, birimleri dolaştığını, 21.00 civarı güvenliğin cep telefonundan kendisini aradığını "bir yüzbaşı geldi, içeri polis alınmamasını söyledi" demesi üzerine o bölüme gittiğini ve neler olduğunu anlamadığını belirtti.
Gece üzerlerinden jet geçtiğini, başsavcı olduğunu söyleyen birinin geldiğini ifade ederek, "Başsavcıya normal girişlerin buradan olmadığını söyledim, vali beyi sordu. Telefonla başsavcının sorusunu ilettim, 'burada vali mali yok lan' diye cevap verdiler telefonda, rütbeliler kendi aralarında normalde böyle konuşmaz. Bu durumu başsavcıya ilettim. Bana 'zaten yorgunum, vali yoksa gideceğim' dedi." şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Fikret Demir, "Başsavcının adını daha önceki ifadende vermişsin. Bu kişinin dolandırıcı olduğu anlaşılıyor en azından." diye konuştu.
1. Ordu Komutanlığına gittiklerini, komutanlığı gördükten sonra sorulması ve istenilmesi gereken belgeleri istediklerini belirterek bu durum üzerine mahkemeye gelen belgeleri okuyan Başkan Demir, "Gelen belgeler arasında, askeri mahkemelerde çalışan stajyerlerin hepsini listede hakim yapmışlar. Ayrıca sıkıyönetim komutanları listesi var. Kışladaki nöbetçilerin talimatları ve görev tanımları listesi geldi." dedi.
Mahkemede ayrıca farklı illerden talimatla ifadesi alınan tanıkların beyanları da okunduktan sonra duruşmaya, öğle arası verildi.