VAN (İHA) - Şemdinli Davası'nda mağdur avukatları, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmayı terk etti.
Duruşmayı terk eden avukatlar adına bir basın açıklaması yapan Van Baro Başkanı Ayhan Çabuk, Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Kolordu Askeri Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmayı meydana gelen gelişmeler nedeniyle terk ettiklerini söyledi. Avukat Çabuk, "Mahkeme, kendisini görevli kabul ederek bizleri asla içinde olmayacağımız hukuk ve gerçek dışı bir alana çağırmaktadır. Bizler bu alanın figüranları olmayı reddediyoruz. Bu kararımız değerlendirilirken davanın önemli dönüm noktaları kısaca hatırlatılmalı ve her zaman akılda tutulmalıdır. Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya bu davanın iddianamesi nedeni ile hukuk dışı bir Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararı marifetiyle meslekten alınmıştır. Savcı Sarıkaya'nın günahı dosya içerisinde açıkça tespit ettiği suçlar için ceza istemenin yanı sıra, bu suçların başta dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı olmak üzere sanıkların çeşitli düzeyden üst ve amirleri ile ilişkisine işaret etmesiydi. Mağdur Seferi Yılmaz hakkında bu olay ile bağlantılı olarak açılan davada yürütülmekte olan yargılama, mağdurların haklarını aramaktan yıldırılması girişimi olarak hissedilmiştir. Hükmü kuran mahkeme heyetinin, kararı izleyen ilk atama döneminde adeta tenzili rütbe ile ülkenin dört bir yanına tayin edilmesi, hakim teminatının hiçbir zaman kapsamayacağı karanlık alanların varlığını önümüze koymuştur. Keşif yapmak isteyen mahkeme heyetine 'Gelmeyin, güvenliğinizi sağlayamam' diye yazı gönderenler ise maalesef hala bu kentlerimizin güvenliğinden sorumlu olmaya devam ediyor. Müdahil vekilleri davaya sundukları bir dilekçede yer verdikleri tespitler nedeni ile bugün kovuşturma tehdidi altındalar" ifadelerini kullandı.
Avukat Ayhan Çabuk, mahkemenin hukuksal yükümlülüğünü göz ardı ettiğini de iddia ederek açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bu olaylar zincirinin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı ve bugünün Genelkurmay Başkanı General Büyükanıt'ın, bu ağır suçun tutuklu sanıkları hakkında sarf ettiği 'Tanırım, iyi çocuklardır' cümlesi ile yine basın önünde sarf ettiği 'Şemdinli Davası bir hukuk skandalıdır' tespiti ile ilgisiz olduğuna inanmak, gereksiz bir iyimserliktir. Bu general bugün duruşmasını terk ettiğimiz askeri mahkemenin hakim sıfatı taşımayan subay üyesinin en yüksek rütbeli komutanı ve mahkemenin ait olduğu hiyerarşik düzenin en üst düzey yetkilisidir. Bu koşullar altında mahkeme, korktuğumuz ve beklediğimiz tutumu takınarak hukuksal yükümlülüklerini göz ardı etmiştir. Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi hiçbir şekilde bu davanın görevli mahkemesi değildir. Bugün verilmiş olan karar hukuk ve tarih karşısında yok hükmündedir. Biz müdahil vekilleri olarak bugünden itibaren artık hukukun referans kabul etmediğine inandığımız yargılama sürecine dahil olmayacağız. Bu sürecin sanıkların serbest bırakılması yahut aklanması yönünde ilerleyeceğinden korktuğumuz niyet ve çabalara ortak olmayacağız. Dava konusunda gerçekten görevli olan mahkemenin vermiş olduğu hüküm, halkın vicdanında yerini bulmuştur. Kendisini askeri nedenlerle görevli addeden hiçbir mahkeme bu gerçeği değiştiremeyecektir. Şemdinli Davası sanıkları, hızlı ve adil bir yargılama sonucu cezalandırılabilmiş olsaydı, bölgenin bugün içerisine sürüklendiği acı ve çatışma ortamının sınırlarımız ötesinde bir savaşa dönüşmesi riski de azaltılabilirdi. Bugün kaybedilen sadece hukuk ve adalet duygusu da değildir. Bu ülkenin kaderinin silahlı ya da silahsız egemenlerin varlığına teslim edilerek kaybedilmesi söz konusudur. Askeri yargının sivillerin hayatına müdahale etmesine yol açan bölünmüş yargı düzeni ortadan kaldırılarak askeri yargı disiplin suçlarıyla sınırlandırılmalıdır. 'Sivil' bir anayasa hedefine başka bir yoldan ulaşılması mümkün değildir. Bu duruşmadan çekilmemiz, Şemdinli Davası üzerindeki karanlığın koyulaşmasını umanları heveslendirmemelidir. Bizler bu yargılamayı izlemeye devam edeceğiz. Şemdinli Davası'nda bugüne kadar hakkıyla yerine getirmeye çalışacağımıza inandığımız misyonu, duruşma salonunda, sokakta ve önümüze konan son engelin karşısında sürdüreceğiz".
Van Baro Başkanı Avukat Ayhan Çabuk tarafından yapılan basın açıklamasına, mağdur avukatları Murat Timur, Metin İris, Cemal Demir, Bahattin Özdemir, Sezgin Tanrıkulu, Meral Danış Beştaş, Dinçel Aslan, Selçuk Kozağaçlı ve Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz da katıldı.