Peter Martell
Juba, Güney Sudan
Bölgede sadece 60 km asfalt yol var
Albay Deng toprak bir patikada uyuyan sığırlar arasından sert zigzaglar çizerek uçarcasına geçerken, rahattı.
Eski gerilla savaşçısı kızıl bir toz bulutu içinden, motorun sesini bastırmaya çalışarak dehşet içinde arkasına yapışmış bendenize "Korkma" diye seslendi.
"Rahatla biraz dostum, 20 yıl özgürlük için savaşmışım, güneyin bağımsız bir ülke olduğunu görmeden ölmem."
Bu anlattığım, 2006'da; Sudan'ın güneyine ilk ziyaretim sırasındaydı. İki milyon kişinin öldüğü kuzey-güney savaşı daha yeni bitmişti.
Bu ziyarette iki şey öğrendim. Öncelikle, 2011 Ocak'ında yapılacak ve güneye tam bağımsızlık ya da birleşik Sudan arasında bir tercih sunacak referandum müthiş bir heyecan yaratmıştı.
İkincisi de bir daha asla motorsiklete binmek istemiyordum.
Kentin yerlisi Ama 2,5 yıl önce güneyin başlıca kenti Juba'ya gelip çalışmaya başladım. Burası bir dağla Beyaz Nil nehrinin buğulu kıyıları arasına sıkışmış, gölgeli mango ağaçlarının savaşın harap ettiği binaların ve samandan kulübelerin diyarıydı.
Geleneksel köy manzarasını bulmak için fazla uzağa gitmeye gerek yok
Yıllar süren savaş kabusundan uyanan halkı her fırsatta gelecekleri için oy kullanacakları zamana dek gün saydıklarını söylüyordu.
Ama bir şeyi daha anladım; kendime bir motorsiklet almak zorundaydım.
Güney Sudan, İspanya ile Portekiz'in toplamı büyüklüğünde ama topu topu 60 kilometre asfalt yolu var.
İnişli çıkışlı patikalarında ilerleyebilecek türden dört çeker bir araç, benim bütçemi aşıyordu. Dolayısıyla birilerinin bana iki tekerlekli ulaşımı öğretmesi gerekti.
Juba'nın temel ulaşım aracı olan motorlu çekçeklerin sürücülerinin nezaretinde, hoplaya zıplaya gitmeyi öğrendim.
Sürücülüğüm hala acemi işi.
Kent hastanesinde trafik kazası geçenlere bakan bir koğuşun takma adının, en popüler motorsiklet markasından geldiğini de hiç aklımdan çıkarmıyorum.
Ama herşeye rağmen motor işime yaradı, hem ulaşım hem de bu vesileyle tanıştığım insanlar dolayısıyla...
Arkama aldığım yolculardan söz ediyorum; kent dışında bir yaşlı adam, memurlar, yetkililer ya da kanun namına motoruma gideceği yere kadar el koyan bir asker...
Birlik mi bağımsızlık mı? Referandumun Ocak ayında yapılması bekleniyor
Referandum pek çoklarını heyecanlandırıyor. Çoğu da endişeli, uluslararası toplumun da çatışmalara dönülmemesi uyarıları ışığında, geleceğin ne getireceğinden şüpheli.
Her ay, oylamanın planlanan vakitte yapılması talebiyle gösteriler düzenleniyor. Bu yürüyüşlerde kortejlerin başında da güneyin bayraklarını sallarken kornalarını çalan motorcular gidiyor. Bunların birinde, yayaların korteje yetişmesi için rölantide bekleyen bir motorcu, "Kuzey, birliği cazip hale getirmekten söz ediyor. Ama bunun için artık çok geç" diyor.
Pek çokları seçimini çok önceden yapmış.
Bir diğeri, "Bağımsızlık güneyi zayıf, karasal, herkesin birbiriyle savaşacağı bir ülke yapar diyorlar. Ama biz güneyliler birliğin bize ne getirdiğini de biliyoruz" diyor; "savaş savaş ve yine savaş".
Yine de herkes bağımsızlıktan yana değil. Motorumun egsozu telle bağlanır, hiç eksik olmayan delikler tıkanırken teneke büfelerde çay sohbetlerine katılıyorum.
Buradaki tamircilerin bazıları Nuba dağlarından.
İç savaşın kilit cephelerinden biri olan bu bölge Sudan'ın kuzeyinde kalıyor. Onlar gibileri gelecekten endişeli; çünkü güney ayrılırsa dışlanacaklarını düşünüyorlar.
"Bağımsızlık bize ne getirir bilmiyorum" diyor bir tanesi mahzun bir sesle "Biz de güneylilerle birlikte savaştık, ama şimdi onlara katılamıyoruz; bu da sorun yaratacaktır."
Halk referandumun yapılacağına tam olarak güvenmiyor
Aralarında Darfurlu bir sürücü var mesela... Kuzeydeki hükümetin desteklediğine inandığı güçler evini yıkınca buraya kaçmış.
"Güney ayrılınca ben mülteci olacağım. Ama Darfur'da barış olana dek benim için kuzeyde bir gelecek yok" diyor.
Bir de alışverişler için sağa sola giderken motorumu emanet ettiğim dükkan sahibi var. Uzun beyaz giysileri ve namaz takkesi ile çoğunluğun Hıristiyan ya da animist inançlara sahip olduğu güneyde; kuzeyden olduğu hemen seçiliyor.
Sudan'ın bölünmemesini istemesi şaşırtıcı değil. Peki ya güney bağımsız olursa ne yapacak?
Motorsiklet burada da işe yarıyor... "Motorsiklete binerken ne yapıyorsak onu yapacağız" diyor manidar bir tebessümle. "Sen kaskını tak, gerisi Allah'a emanet."