SİNAN ONUŞ
Ankara
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendikalara yapılan polis baskınına üyelerden tepkiler büyüyor.
Salı sabah saatlerinde KESK’in Ankara’daki genel merkezi başta olmak üzere birçok ilde eşzamanlı operasyon düzenlenmiş ve DHKP-C üyesi oldukları iddia edilen 142 kişi gözaltına alınmıştı.
KESK Genel Merkezi’ndeki polis aramalar sırasında ÇHD’den Avukat Fahriye Aytül Kaplan, Avukat Eylem Hakverdi, Eğitim-Sen Avukatı Mehmet Rüştü Tiryaki ve KESK yöneticilerinden Baki Çınar gözlemci olarak hazır bulundular.
Aramalar sırasında yaşananları BBC Türkçe’ye anlatan avukatlar, arama zaptındaki birçok maddeye itiraz ettiklerini belirttiler. Avukatlar, “Öncelikle genel arama kararına karşı çıktık. Çünkü önce suçlu ilan edip sonra delil arıyorlar” diyor.
Avukatlar, genel merkezdeki aramanın sakin geçtiğini ama zaman zaman tansiyonun yükseldiği, polislerle tartıştıklarını söylüyor. Tartışmanın özellikle Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek’in odasına girecek polis sayısında yaşandığını belirtiyorlar.
Aramaya gözlemci olarak katılan avukatlar, gerek arama kararında gerekse tutanakta yanlışlıklar ve kesin hükümler olduğunu iddia ediyor. Avukatlar, her iki belgede de “DHKP-C terör örgütünün açık alan yapılanmasının memur alan yapılanması, devrimci memur hareketi içerisinde faaliyet gösteren şüphelilerin aranması” diye yazılı olduğunu söylüyor: “İddia edilen denmesi yerine kesin ifadelerin kullanılmasına hemen itiraz ettik ve şerh koydurduk.”
Öte yandan sendikal hareketler üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Aziz Çelik de operasyonların meşru olmadığını öne sürüyor. BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Çelik, KESK’e karşı bilinçli bir kampanya yürütüldüğünü ve topluma sunulan “terör örgütlerinin arka bahçesi algısının” yanlış olduğunu söylüyor:
“KESK yüz binlerce üyesi olan bir sendikal örgüt ve doğal olarak içinde farklı siyasal yaklaşımlara sahip insanlar ve gruplar olacaktır. Bunun neresi rahatsız edici. Yapılmak istenen KESK’i kriminalize ederek demokratik sendikacılığı zayıflatmaktır.”
Çelik ayrıca “hükümet ve yargı mekanizmasının sistemli bir biçimde demokratik toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışmak, dikensiz gül bahçesi yaratmak istediğini” belirtiyor.
KESK üyeleri ve yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen operasyona karşı sendika üye ve yöneticileri Ankara’da ve İstanbul’da eylem yaptılar.
Ankara’daki eylem, Kızılay’da Güvenpark’ta başladı. Yaklaşık 700 kişi, toplanma yerinden 100 metre ilerdeki Adalet Bakanlığı önüne sloganlarla yürüyüşe geçti. Burada KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Devrim Kahraman konuştu. Bilgin ve Kahraman konuşmalarında AKP’nin bilinçli bir sindirme operasyonu ile karşı karşıya olduklarını söyledi.
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, “Dün KCK, bugün DHKP-C bahane gösterilerek sendikamız itibarsızlaştırılmak isteniyor. Ne zaman emekçilerin haklarını savunmak için kitlesel eylemliliğe girişirsek ardından operasyonlar geliyor” dedi.
Polisin operasyonlarını tamamlamasının ardından gözaltına alınanların sayısı ve bağlı oldukları sendikalarla ilgili bilgiler geldi.
Gözaltına alınanlar arasında özellikle “İşyeri Temsilcileri”nin yoğunlukta olması dikkat çekici bulunuyor.
Tüm yurtta gözaltına alınan KESK’e bağlı sendikacıların dağılımına göre 88 kişi ile en çok Eğitim-Sen’e üye sendikacılar gözaltına alındı.
Avukatların tespit ettiği bilgiye göre, KESK’ten bir kişi, Büro Emekçileri Sendikası’ndan 22 kişi, Sağlık Emekçileri Sendikası’ndan: 14 kişi, Tüm Bel Sen’den: 9 kişi, Haber-Sen’den 4 kişi, Yapı Yol-Sen’den: 3 kişi, Tarım Orkam Sen’den 1 kişi gözaltına alındı.
Operasyondan önce KESK’e yönelik bir yıl içerisinde üç operasyon yapılmıştı. Bu operasyonlar kapsamında pek çok sendika yöneticisi ve sendika üyesi yargılanıyor.
KCK kapsamında 25 Haziran 2012’de KESK’e yönelik açılan soruşturmanın ardından geçen hafta iddianame mahkeme tarafından kabul edilmişti.