BİZE ULAŞIN
Latince adı “luqudiambar orientalis” olan sığla ağacı, halk arasında “günlük ağacı” olarak bilinir. Özellikle kabuğu ve mevsimlik ürettiği balzamı birçok hastalıkta tedavi amaçlı kullanılır. Kozmetik ve ilaç sektörüne olan katkısı nedeniyle oldukça yararlı ve önemli bir ağaçtır.
Sığla ağacı, “Acıfındıkgiller” familyasından olup bol yağış alan canlı iklimlerde yetiştirilir. Dünyada oldukça ender bulunan bu ağaç ülkemizde yalnızca Batı Akdeniz ile Güney Ege arasında bulunur. Ağaçların boyu 25 ile 40 metre arasında değişkenlik gösterebilir. Sonbaharda bolca yaprak döken sığla ağacı yaşlandıkça gövdesinin rengi koyulaşır ve kalınlaşır, cüssesine rağmen çiçekleri oldukça küçük yetişir. Meyve olarak tohum veren sığla ağacı, günlük yaşamda sıklıkla kullanılmasının yanı sıra, ilaç sanayisinde de faydalı bir ağaç türüdür.
Tarihçesi Buzul Çağı’na kadar dayanan sığla ağaçları, aynı zamanda sağlam ve uzun ömürlü olmasıyla bilinir. Sağlıklı bir sığla ağacının yaşı 300’e kadar çıkabilir. Bol su ve nem ihtiyacı duyan ağaç, Türkiye dışında Rodos Adası’nda da yetişebilir. Bilinen en eski çağlardan beri çeşitli şekillerde kullanılan sığla ağacı yağı, Osmanlı döneminde de güçlü bir ticaret kaynağı olarak görülmüştür. Aynı zamanda Mısır kraliçesi tarafından da kullanıldığı söylenen sığla ağacı yağı, günümüzde de oldukça değerli bir madde olarak bilinir.
İlaçtan kozmetiğe birçok alanda yararlı olan sığla ağacının özü, ek gıda olarak da tüketilebilir. Özün elde edilmesi işlemi sırasında gövde oyulur ve içerisindeki yararlı balzam çıkarılır. Genelde öz çıkarma işlemi bahar aylarında ağacın gövdesinin oyulması ile başlanır, yaz aylarının sonunda da bu oyuklarda biriken balzamın toplanması ile son bulur. Özün çıkarılması uzun ve uğraş gerektiren bir işlem olduğundan, sığla ağacı yağı oldukça değerlidir.
Endemik ağaçlar, ihtiyaç duydukları iklim şartları dışında herhangi bir bölgede yetiştirilemeyen ağaç türleridir. Peki sığla ağacı nerede yetişir? Bu ağaç, bol suya ve nemli havaya ihtiyaç duyduğu için yalnızca Güney Ege ve Batı Akdeniz bölgelerinde görülür. Bu özellikleri açısından endemik ağaçlar kategorisine giren sığla ağacı, Anadolu’nun nadir bölgelerinin yanı sıra, Rodos Adası’nda da görülebilir. Geniş gövdesi ve yapraklarıyla çınar ağaçları ile karıştırılsa da, sığla ağacı çeşitli hastalıklara şifa olması ile bilinir.
İlaç tedavisinde sıklıkla kullanılan sığla ağacı yağı, yaraları çabuk iyileştirmesi ile ünlüdür. Yaranın üzerine uygulandığında ve hava almayacak şekilde yaranın üzeri kapatıldığında hücrelerin yenilenme sürecini hızlandırır ve deriyi eski görünümüne kavuşturur. Bu nedenle yıllardır halk arasında sıklıkla kullanılan sığla ağacı yağının, eski Mısır’da Kleopatra tarafından güzelliğini korumak amaçlı da kullanıldığı iddia edilir. Aynı zamanda mumyalama tekniği olarak da kullanılan sığla ağacının yağı deriyi canlı tutar ve kurumasını önler.
Sığla ağacı özü, benzersiz kokusuyla kozmetikte de kullanılır. Kendi güzel kokusunun yanı sıra, diğer kokuların da ciltte daha uzun süre kalmalarına yardımcı olan sığla ağacı yağı, parfümeri sektöründe de sıkça tercih edilir. Kokuların kalıcılığını artırarak kötü koku oluşumunu engellemesi, onu kozmetik sektöründe en çok aranan maddelerden biri haline getirmiştir. Eski çağlara ait belgeler incelendiğinde sığla ağacı yağının, ticareti en çok yapılan kozmetik ham maddelerinden biri olduğu görülür.
Sığla ağacı yağı özellikleri arasında en bilineni, nemlendirici etkisidir. Aynı zamanda doğal antiseptiklerden biri olan sığla ağacı yağı, vücuttaki nem dengesini koruyarak iyileşmeyi hızlandırır. Yaralı bölgeye sürüldüğü andan itibaren etkisini göstermeye başlayan bu antiseptik, günlük hayatta başvurulan yöntemlerden biri olsa da, son zamanlarda tıbbi ilaç sektöründe de tercih edilir hale gelmiştir. Sığla ağacı yağının faydaları saymakla bitmez, parfümlerdeki koku kalıcılığını sağlamasının yanı sıra piyasada bulunan en doğal deodorant olarak nitelendirilen bu yağın ciltteki kötü kokuları giderme özelliği de bulunur. Derideki parazitleri, mantarları ve siğilleri önlemede adeta bir mucize gibi çalışan sığla ağacı yağı, çeşitli nemlendiriciler ile desteklenerek kullanılabildiği gibi %100 saf hali de sıkça tercih edilir.
Eski Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan sığla ağacı, günümüzde de tıbbi tedavilerde kullanılır. Cilt hastalıkları başta olmak üzere hemoroid, karaciğer rahatsızlıkları gibi ciddi hastalıkları önlemede kullanılarak insanların hayatlarını kolaylaştırır. Aynı zamanda kurumuş yapraklarının sıcak suda bekletilmesiyle kış ayları için bitki çayı olarak da kullanılabilen ağaç, balgam ve öksürüğe iyi gelir. Doğal sığla ağacı yağının antibakteriyel etkisinin olduğu ve yaraların iyileşmesini hızlandırdığı da kanıtlanmış bir gerçektir. Aynı zamanda karaciğerde biriken bakterileri antioksidan etkisi yaratarak vücuttan atmaya yarayan enzimleri sayesinde ciddi hastalıkları bile önleyebilir. Bunun yanı sıra ülser, akciğer, mide ve deri hastalıkları başta olmak üzere her türlü deri üzeri enfeksiyonunu kolayca tedavi edebilir. Eski çağlardan bu yana sıklıkla kullanılan ve her derde deva niteliği taşıyan sığla ağacı yağı, hem ticareti yapılmış hem de çeşitli alanlarda kullanılmış mucizevi bir yağdır.
