İZMİR (A.A) - Türk sinemasında ''erkek olma'' kavramı konusunda değişiklikler yaşandığı, ''filmlerde maço erkek karakterlerinin yanı sıra kendini erkek gibi hissetmeyen erkek karakterlerinin resmedilmeye başlandığı'' bildirildi.
Ege Üniversitesi (EÜ) İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lale Kabadayı, yaptığı açıklamada, özellikle Yeşilçam döneminde kalıplaşmış karakter yapılanmaları olduğunu ancak son yıllarda bunda değişiklikler gözlemlendiğini söyledi.
Filmlerde erkek olma kavramının değiştiğini belirten Doç. Dr. Kabadayı, artık iki tip erkek karakter eğilimi olduğunu belirterek, ''Maço karakterler ve karşısında tam zıttı olan fiziksel veya zihinsel özrü, eksikliği olan karakterler olmak üzere iki tip erkek ön plana çıkarıldı. Daha önce erkek koruyucuydu. Cesareti, gücü gösteren, zekaya sahip, yapabilirlik kudreti yüksek karakterlerdi. Ama 2000'li yıllardan sonra toplumsal değişmelerle erkeklerin artık kendini erkek gibi hissetmediği bir sinemanın oluşmaya başladığını görüyoruz. 2000 yılı sonrası eksik olan erkekler resmedilmeye başladı'' dedi.
-MAÇOLUK VE MİLLİYETÇİLİK-
Maço karakterlerin genellikle milliyetçilik temalarıyla tekrarlandığını, bunun son dönemdeki örneklerinin ''Son Osmanlı Yandım Ali'', ''Kurtlar Vadisi: Irak'' ve ''Kurtlar Vadisi: Gladio'' gibi filmler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kabadayı, şunları kaydetti:
''Bir yandan da eksik olan erkekler resmedilmeye başlıyor 2000 sonrasında. Bu eksiklik 2004 yapımı Yazı Tura'da olduğu gibi fiziksel bir özür olabilir, sağır olmak, sakat kalmak. Sosyolojik ve psikanalitik eleştiride, çözümlemelerde bunu hadım edilmekle eşdeğer görüyoruz. Bir erkeğin en büyük korkusu hadım edilmektir. Hadım edilmek de yalnızca cinsel organının kesilmesi değildir. Kulağı, bacağını kaybetmek de benzerdir. Bu korkular filmlere yansıyor. 80'lerden bu yana erkeklerin kendileriyle ilgili kimliklendirme sorunları var. Bu değişimin nedeni 80'lerden sonra kapitalizmin getirdiği kavramlar.''
Toplumların sürekli değiştiğini, bu değişikliklerin filmlere de yansıdığını belirten Kabadayı, Kabadayı ve Eşkıya ile Gönül Yarası adlı filmleri örnek verdi.
Doç. Dr. Kabadayı, Sis ve Gece (2007), Kader (2006), Adem'in Trenleri (2007) gibi filmlerin de sorunlu, değerlerini kaybetmiş, fiziksel veya zihinsel hastalıklı, önemsenmeyen, yetersiz görünen erkek karakterleri resmedilen filmlere örnek olabileceğini sözlerine ekledi.