HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Siyasi ve toplumsal yapısıyla Sivas

2 Temmuz 1993'te 33 aydın ve sanatçının katledildiği Sivas, hem Türkiye'nin ilk Alevi partisi TBP'nin hem de milliyetçi ve İslamcı Büyük Birlik Partisi'nin kökenlerinin dayandığı bir şehir. Peki, Sivas nasıl bir siyasi ve toplumsal bir yapıya sahip? `Aleviler, Sünniler ve... Öteki Sivas` kitabının yazarı Zeki Coşkun"a sorduk.

Siyasi ve toplumsal yapısıyla Sivas

Sivas Katliamı'nın üzerinden 25 yıl geçti. 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas'a giden aydın ve sanatçılardan 33'ü ve Madımak Oteli'nin görevlilerinden ikisi, otelin yakılması sonucu hayatlarını kaybetti. Olaylarda 2 gösterici de öldü.

Sivas, hem Türkiye'nin ilk Alevi partisi Türkiye Birlik Partisi'nin (TBP) hem de milliyetçi ve İslamcı Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) kökenlerinin dayandığı bir şehir.

Peki, Sivas nasıl bir siyasi ve toplumsal bir yapıya sahip?


"Aleviler, Sünniler ve... Öteki Sivas" kitabının yazarı, gazeteci Zeki Coşkun'a sorduk:

BBC Türkçe: Hem TBP, hem BBP...Bu iki uçta görülen siyasi eğilim nasıl Sivas'ta oluşabildi?

Zeki Coşkun: Sorudaki "iki uç" ifadesi, yakın dönem mezhepsel- siyasal yapılanmalarının ötesinde, deyim yerindeyse kentin tüm tarihsel serüveni için geçerlidir. Coğrafya, Anadolu ortasında gösteriyor Sivas'ı. Bu fiziksel konum, "beşeri coğrafya"daysa adeta "uç"; sınır durumunu yaratıyor: Geçiş ya da çatışma hattı... Roma - Ermeni, Bizans - Türk, Selçuklu - Danişmend, Osmanlı - Memluk güçleri yönünden hep "uç ili / sınır hattı" konumunu yaşamış Sivas. XV. Yüzyıldaki Timur (Moğol) istilasında da öyle. XVI. Yüzyılda hilafet sancağının alınmasıyla somutlaşan Sünni Osmanlı yönetimiyle Alevi Türkmen kültürü aynı "uç / sınır hattı" durumu yaşanmıştır.

Pir Sultan adı ve söylencesiyle simgeleşen Alevi muhalefet, ayrışma/dışlanma karşısında kendisini "birlik" söylemiyle, talebiyle ifade eder Cumhuriyet döneminde. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası siyasal alana egemen olan folklor dokulu popülizm, Alevi kültürü ve Alevilere Demokrat Parti dönemiyle karşılaştırılamayacak büyük bir toplumsal görünürlük, meşruiyet getirmiştir. "Güven" de sağlamıştır. Cemaatin varlıklı kesimleri, bu olguyu siyasal temsil ve kazanca çevirmek üzere Ekim 1966'da Türkiye Birlik Partisi'ni kurmuştur

Katıldığı ilk seçimde (1969) Türkiye genelinde %2.8 oy alan TBP, Sivas'ta %16.7 ile CHP ve AP'den sonra üçüncü parti olmuştur. Partinin meclisteki sekiz milletvekilinden beşi 1970'de dönemin iktidar partisi -Sünni dokulu- Adalet Partisi'ne transfer olmuştur. Kısaca, Birlik Partisi her ne kadar mezhepsel taban ve söylem üzerinden vücut bulsa da, siyasal hareket, daha çok ekonomik çıkara yöneliktir.

Siyasal tarih yönünden TBP'nin asıl işlevi karşıtını/karşıtlarını yaratmasıdır denebilir. Hemen 1970'te kurulan Milli Nizam Partisi'yle başlayan yerlici/millici/Sünni hareket, Selamet, Refah, Fazilet evrelerinden geçerek Saadet Partisi'ne uzanmış, bünyesinden AKP'yi çıkarmıştır. Sünni İslam'ı Türklük'le; radikal, reaksiyoner milliyetçilikle harmanlayan "Büyük Birlik Ülküsü" de mayasını tüm bu tarihsel kesişme - çatışma hattı ve coğrafyasından; Sivas havalisinden alır.

BBC Türkçe: Sivas'ın toplumsal, kültürel özellikleri neler?

Zeki Coşkun: Coğrafyayı fiziksel olduğu kadar "beşeri"; sosyal yönüyle de okumamız gerektiğini söyledik. Yani, Anadolu'nun ortasındaki kent, tarihsel olarak tüm bölgedeki yerleşimlerin, toplulukların ekonomik, kültürel, siyasal birikimlerini artısı-eksisiyle üstünde taşıyor.

Tüm bunlarla öyle ya da böyle kabul ve red halleşmesini yaşıyor. Adeta vücuttaki sinir uçları gibi her türlü etkiye açık.

Bu kimi zaman "otonomi"; kendi başına iktidar konumu yaratıyor. Sivas, Anadolu'da XIV. Yüzyılda batılı anlamda belki de tek "şehir-devlet" özelliğine sahip: Kadı Burhanettin Devleti. Kabile-aşiret kökenli değil, bürokrasiden gelen bir isim Kadı Burhanettin.

O iktidar konumu, aynı zamanda dışarıdaki daha büyük güçlerin, iktidarların yöneldiği odak haline de getiriyor kenti. Yörenin toplumsal - kültürel yapısı işte bu preslenme ya da çeliklenmeden doğuyor.

Cumhuriyet arefesi 1919/20 dolayları kentte sahneye çıkan üç siyasal/ideolojik oluşumun tam yüzyıl sonra, bugün ülkedeki fay hatları şeklinde karşımıza çıkması, rastlantı mıdır:

I - 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan Kongre, Kemalist hareketin Kuvayı Milliye'ye egemen olması, ertesi yıl Büyük Millet Meclisi'ne, 1923'te de Cumhuriyet'e giden yolun başlangıcıdır.

II - Kongre temsilcileriyle İstanbul Hükümeti arasında Amasya'da görüşüleceği sırada (18 Ekim 1919) "Şeyh Recep" öncülüğünde ulema, tüccar, esnaf 160 imzalı telgraf hem Amasya'daki hükümet temsilcisine hem İstanbul'a padişah yaverine gönderilir. Telgrafta Sivas ahalisi ve ileri gelenlerinin Mustafa Kemal'i kabul etmediği belirtilir, hükümet temsilcisi şehre davet edilir.

Kemalist hareket karşısında İslami muhalefetin somut adımlarındandır bu.

III - Yerleştikleri bölgeye (Sivas'ın Zara ilçesi) adlarını veren Koçgiri Aşireti, 1921'de "özerklik" talebini önce Osmanlı'dan, ardından Büyük Millet Meclisi üzerinden gerçekleştirme girişiminde bulunur. 1921 Mart - Kasım aylarındaki Koçgiri ayaklanması, Kürt hareketinin tarihinde özel bir yer tutar.

Bütün tarihi bir yana bıraksanız bile Osmanlı sonrası yeni devletin kuruluş aşamasında onun yüzyıl boyunca yaşayacağı travmaları bünyesinde yaşayan kentin toplumsal-kültürel yapısı, bir tür "erken sinyal hattı" gibi okunabilir: Her an tetik, sinmeye, fırsat bulduğunda saldırmaya hazır.

BBC Türkçe: Şehrin etnik, mezhepsel ve toplumsal özellikleri Sivas K**atliamı'nda nasıl bir rol oynadı?**

Zeki Coşkun: 12 Eylül 1980 darbesi, 1960'lardan 1970'lerin sonlarına uzanan toplumsal değişim arayışlarını, taleplerini devlet zoruyla, egemen güçler lehine bastırdı. Etnik, mezhepsel egemenlik de buna dahil. 12 Eylül öncesi taşrada etnisite ve mezhep karşıtlığına oturtulan siyasal mücadele, Sivas'ta da yaşandı: 3-4 Eylül 1978'de 9 kişi öldü. 100'e yakın yaralı vardı. 97 konut, 350 işyeri yakılıp yıkılıp tahrip edildi. Bu, aynı yıl sonundaki Maraş Katliamı'nın ön habercisi gibidir. Tüm bu oluşumlar, zorunlu göçleri getirdi.

Demografik değişim, ekonomik, kültürel, siyasal sonuçları da beraberinde getirir. 70 yılı bulan Cumhuriyet rejimi kuruluş sürecinde bastırdığı İslami ve etnik oluşumların 1990'larda radikal biçimde geri dönüşüyle ve "iktidar mücadelesi"yle karşı karşıyaydı. 2 Temmuz ateşi, tüm bunlarla beslenir. Şiiri, türküyü, birlik ve eşitlik söylemlerini imha eder, yakar, bunları dillendirenleri de.

BBC Türkçe: Sivas'ın bugünkü yapısı geçmişle benzer mi? Değişim varsa etkenler neler?

Zeki Coşkun: Yangından sonra, ne kalır?

Kent, tarihteki en büyük yangınını 1400'deki Moğol istilasında, Timur'la yaşamıştır. Yangın kentin sahip olduğu saltanatı, o saltanatı sağlayan kimliği, kültürü, "Dar'ül âlâ"; Yüceyurt ünvanını yok etmiştir. Saltanattan sefalete düçar olmuştur Sivas... Ateş, ıslah etmez, imha eder.

2 Temmuz, Pir Sultan'dan beri kentin üretip biriktirdiği ne varsa, imha etmiştir. Yangın, kent ölçeğinin çok ötesinde yangındır. Hasar tespiti hâlâ yapılmamıştır.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler