CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanan ihanet tartışmasını hatırlatıp, "Siz hiç ihaneti gördünüz mü?" diye soran bir gazeteciye, "Ben siyasi polemiklerin ötesine bakmaya çalışıyorum" cevabını verdi.
Balyoz Darbe Planı kapsamında haklarında tutuklama kararı verilen 102 sanıkla ilgili çok yanlış işler yapıldığını kaydeden Baykal, "Toplumun dokusu bozuluyor, DNA'sı sarsılıyor, genetiği bozuluyor. Doğru değil. Hiçbir demokratik ülke böyle bir travma yaşamamıştır. Utanç verici bir tablo" dedi.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, memleketi Antalya'da, Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) üyesi 50'ye yakın işadamıyla Dedeman Otel'de düzenlenen kahvaltıda buluştu. Basına kapalı gerçekleştirilen kahvaltıya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve diğer partili belediye başkanları ve CHP İl Başkanı Özer Ülken katıldı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak ve eski başkan Kemal Özgen de kahvaltılı sohbet toplantısında bulundu. Baykal, iki saati aşkın devam eden kahvaltının çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
DARBESİZ DARBE HUKUKU
Türkiye'nin çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu kaydeden Deniz Baykal, yaşanan olayları olağan bir demokratik hayatın parçası olarak anlamanın, açıklamanın mümkün olmadığını ifade etti. Türkiye'nin bir süreden beri çok tehlikeli bir gerilimin içine çekilmek istendiğine dikkat çeken Deniz Baykal, "Gerilim ve kutuplaşma tuzağı Türkiye'ye yönelik olarak işletilmektedir. Bu birden bire ortaya çıkmış bir tablo değildir. Bir süreden beri bu doğrultuda sistematik bir ilerleme yaşanıyor" diye konuştu. Baykal, bu konuda herkes uyarılarını ifade etmesine rağmen, bu tehlikeli gidişi durduracak açılım ve atılımın bir türlü gerçekleştirilemediğini ileri sürdü. Siyasetin hukuka yön vermeye başladığı, hukukun çok tehlikeli bir siyasi mücadelenin aracı haline dönüştürülmekte olduğunu kaydeden Deniz Baykal, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Ancak darbe dönemlerinde, askeri müdahale ortamlarında ortaya çıkabilecek hukuksuzluklar, zorbalıklar, demokratik olduğu söylenen bir sürecin içinde yaşanır hale gelmiştir. Türkiye'de hukuksuzlukların, zorbalıkların bu düzeyde yaşanıyor olması hepimiz için düşündürücüdür. Yani öyle anlaşılıyor ki, hukukun askıya alınmasına, meşruiyetin askıya alınmasına, bir askeri müdahale, darbe yapılmasına gerek kalmadan da o dekoru koruyarak, hukuksuzları, zorbalıkları bu düzeye taşımak mümkünmüş. Darbe olmadan da bir darbe ortamanın, darbe hukukun devreye sokulabileceği maalesef ortaya çıkmaya başlamıştır. Çok acı ve üzüntü verici bir manzara."
Türkiye'de yaşanan hukuk süreçlerinin, henüz anayasa değişikliği yürürlüğe girmeden bu biçimde ortaya çıkmasının anayasa değişikliğini önlemenin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden Baykal, "Eğer anayasa değişikliği bu şekliyle yürürlüğe girecek olursa bugünkü anayasal düzende ortaya çıkan bu çarpık tablonun, bu ucube hukuk manzarasının ne hale geleceğini herkesin takdirine bırakmak istiyorum" dedi. Türkiye'yi çığrından çıkaran sürecin altında yatan anlayışın hukuk tanımaz bir anlayış olduğunun altını çizen Baykal, "Hukuku siyasetin emrine alan, hukuku çığrından çıkaran, siyaseti gerginleştiren, kutuplaştıran, hukuku bir intikam aracı haline dönüştüren zihniyet bütün bu olumsuzların altında yatan temel anlayıştır" diye konuştu.
12 EYLÜL FIRSATTIR
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, son yaşanan olayların hiç kimse için sürpriz olmadığını söyledi. "Açılım politikasının Türkiye'yi bu noktaya getirmekte ne kadar önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye'yi bir etnik gerilim ortamına sürükleyen politika ne yazık ki bir yıla yakın bir süreden beri izlenen politika olmuştur" sözleriyle açıklamalarını sürdüren Baykal, etnik ayrışma ve etnik gerilim ortamının iktidarın katkıları ve desteğiyle bütün ülkeye yaygınlaştırıldığını iddia etti. Baykal, "Bütün bunlar bize bu gidişi noktalama konusunda ağır bir sorumlulukla karşı karşıya bırakıyor. 12 Eylül'de yapılacak halk oylaması bu çerçevede büyük fırsattır. Bunun en iyi şekilde değerlendirilmesi lazımdır. Milletimizin bu gidişe biran önce son verilmesini sağlamalıdır. Terör, etnik ayrışma, hukuksuzluk, dönemi artık kapanmalıdır" çağrısında bulundu.
BAYKAL'DAN TÜRK HALKINA ÇAĞRI
Deniz Baykal, isim telaffuz etmeden İnegöl ve Hatay'da yaşanan olaylara göndermede bulunarak "İktidar ne kadar yanlış ve sorumsuz davranmış olursa olsun bizim toplum içindeki dayanışmamızı, kardeşliğimizi, barışımızı hiçbir şeyin tehlikeye atmasına müsade etmemeliyiz. Yaşanabilecek olan bir takım çatışmalar, gerginlikler, kesinlikle daha ileri boyutlara taşınmamalı, genel etnik çatışma ortamı oluşturulamamalıdır" diye konuştu.
"Tahriklere kimse alet olmamalıdır" çağrısında bulunan Baykal, olayların büyük soğukkanlılık ve sorumlulukla kontrol altında tutulmasını, kimsenin toplumda gerginlik yaratmaya, husumet oluşturmaya ve çeşitli kesimleri hedef göstermeye yönelmemesi istedi. Bu doğrultuda gayret edenlere kimsenin destek vermemesi gerektiğinin altını çizen Baykal "Biz Türkiye'de etnik kökenimiz ne olursa olsun kardeşce yaşıyoruz ve bundan sonra da kardeşce yaşamaya devam edeceğiz. İnsanlarımızın ezici çoğunluğu bu barış ve kardeşlik ortamını yaşatmak istiyor. Hükümetin bu konudaki hataları ile kendi zemininde hesaplaşırız. Vatandaşlarımı gerilim ortamında sağduyulu davranmaya, soğukkanlı olmaya, çatışmalara katkı yapmamaya, alet olmamaya çağırıyorum" diye konuştu.
'SİYASİ POLEMİKLERİN TARAFI OLMAM'
Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanan ihanet tartışmaları hatırlatılarak, "Siz hiç ihaneti gördünüz mü?" sorusuna ise "Ben siyasi polemiklerin ötesine bakmaya çalışıyorum" diye karşılık verdi. Baykal şöyle konuştu;
"Hukuk çığrından çıkarılıyor. 'Buna dikkat' demek istiyorum. Hukukun değerini, önemini bilelim, yozlaştırmak, acayip hukuk düzeni yaratmak isteyenlere meydanı bırakmayalım. Böyle bir süreç var mı? Var. Bugünkü anayasada bile var. Anayasa değişirse çığrından çıkacak. 'Buna dikkat' diyorum. Etnik gerilim yaratmak isteyenlerin oyunlarına alet olmayalım. Türkiye'yi bugüne getiren sürecin sorumlusu hiç kuşku yok iktidardır. Olay iktidar tartışması olmanın ötesinde toplumsal barış ve huzurla ilgili temel konu haline gelmiştir. 'Bu aşamada bu konuya sahip çıkalım' diyorum."
Baykal, siyasetin içinde suçlamaların, karalamaların, tartışmaların elbette yaşanabilceğini söyledi, "Bunların bir önemi ve anlamı yok. Bunlar her demokrasilerde yaşanabilcek olaylardır. Bunlarla meşgul değilim ben. Beni ilgilendiren Türkiye'nin birliği, bütünlüğü, hukukun üstünlüğüdür. Bu ikisi de tehlike içindedir" dedi. Baykal, polemiğin bir parçası olmak istemediğini açıkladı.
'DARBEYE İHTİYAÇ YOKMUŞ'
Baykal, ne kendi partisinden, ne de iktidardan herhangi bir isim vermeden yaptığı konuşmada "12 Eylül tartışması yaratarak bugünkü hukuk çarpıklığını gözlerden kaçırma oyununa kimse alet olmamalıdır" dedi. 12 Eylül'ün bir darbe dönemi olduğunu hatırlatan Baykal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Şimdi bir demokratik hukuk döneminde olduğumuz ifade edilmektedir. Ama yaşananlar 12 Eylül darbe döneminde yaşananlardan farklı değildir. Yani anlaşılıyor ki Türkiye'de bu kadar büyük bir hukuksuzluğun yapılması için bir darbeye ihtiyaç yokmuş. Bu dönem bize bunları öğretti. Türkiye, bir darbe döneminde değil ama darbe gerçeğiyle karşı karşıya. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek bu süreci taşıyamayız. Bir kişiye yapılan haksızlık karşısında toplum sesini çıkarmıyorsa o haksızlığa layık demektir. Yapılan haksızlara hep beraber tepki göstermek zorundayız."
TOPLUMUN DNA'SI BOZULUYOR
Baykal, Balyoz Darbe Planı kapsamında haklarında tutuklama kararı verilen 102 sanıkla ilgili soruyu karşısında "Dünyanın hangi demokratik ülkesinde böyle bir olay yaşanır. 8 yıl önce yapılmış bir tatbikat çalışmasıyla ilgili dava açacaksınız, en temel noktalarında görev yapmakta olan insanları yakalama emirleri çıkararak, hukuka aykırı bir şekilde yakalamaya kalkacaksınız. Şık değil, hukuki değil, demokratik değil, insani değil. Ayıp, yakışıksız" diye konuştu. Çok yanlış işler yapıldığını kaydeden Baykal, "Bu yanlışlar sadece orada kalmaz. Toplumun dokusu bozuluyor, DNA'sı sarsılıyor, genetiği bozuluyor. Doğru değil. Hiçbir demokratik ülke böyle bir travma yaşamamıştır. Darbe dönemi yaşanmadan yaşanması muhtemel bir darbeyle hesaplaşacağız diye 8 - 10 yıl sonra görev başındaki insanların böyle bir muameleye maruz bırakılmasına ne Asya'da, ne Latin Amerika'da örnek vardır. Utanç verici bir tablo" diye konuştu.
DHA